Küçük, “Kalaycılık mesleğinin daha çok ön planda olacağı günler gelecek." dedi

Küçük, “Kalaycılık mesleğinin daha çok ön planda olacağı günler gelecek." dedi

Samanpazarı’nda yarım asırdır kalaycılık yapan Aytekin Küçük, yeni neslin bu mesleğe ilgi duymadığını belirterek, “Gençler bu işe meslek gözüyle bakmıyor. Kalaycılığın bittiğini düşünüyor. Ne kadar unutulsak da kalaycılık hiçbir zaman bitmeyecek".

Altındağ Ulus’ta 45 yıldır Kalaycılık yapan Aytekin Küçük, Ankara’da bu işi yapan dört kişi kaldığını belirterek, yeni neslin bu mesleğe ilgi duymadığından yakındı. Küçük, “Önceden bu sokaktan çekiç seslerinden geçemezdiniz. Çok revaçta bir meslekti. Şimdilerde ise kimse ilgi duymuyor. Gençler bu işe meslek gözüyle bakmıyor. Ne kadar unutulmaya yüz tutmuş olarak değerlendirilse de kalaycılık hiçbir zaman bitmeyecek. Aksine daha çok değerlenecek” dedi.

Eskiden Tutulan Bir Meslekti

Kale Mahallesi Pirinç Sokak’ta baba mesleği olan kalaycılığı devam ettiren Aytekin Küçük ile kalaycılık mesleği hakkında konuştuk. Küçük, “Kalaycılık, kolay oksitlenmeyen ve korozyondan koruyucu özelliği olan kalayın, mutfaklarda kullanılan ve yıpranan bakır kapların, tencerelerin yüzeylerine kalay kaplama işlemidir. Bakırcılık mesleğinin gelişmesine paralel olarak gelişen bir zanaattır. 1950’li yıllardan 2000’li yıllara kadar altın yıllarını yaşayan bir meslek oldu. Kalaycılık eskiden çok tutulan bir meslekti. Şimdi bu işi yapan üç beş kişi kaldık” diye konuştu.

1660810342621.jpeg

“Eskiye Dönüş Başladı”

Küçük, “Eskiden hep bakır kullanılıyordu. Sağlıklıydı. Hastalık falan yoktu. Yeni nesil bakırın ne kadar sağlıklı olduğunu bilmiyor. Mesela örnek vereyim; müşteriler anneden babadan kalan bakırları getiriyorlar satıyorlar. Çünkü ne kadar sağlıklı olduğunu bilmiyorlar. Televizyonda olan yemek programlarında şu an bakır kullanılıyor ve sonrasında bakır satışı artıyor neden çünkü özenti. Eskiye dönüş başladı fakat kalaycı bakırcı kalmadı” ifadelerini kullandı.

Kalaycılık Bitmeyecek

Yeni nesil bakıra ilgi duyulmadığı için kalaycılığın unutulduğunu dile getiren Küçük, Ankara’da bakırcı ve kalaycı kalmadığını, önceden pirinç sokağına çekiç seslerinden girilmediğini ifade etti.  Küçük, buna rağmen mesleğin geleceğini dair umutlu olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Kalaycılık bitti gözüyle bakılıyor ama bitmez. Aksine daha çok değerlendirileceği günler gelecek. Bu meslek unutulmayacak. Beş yıl sonra da var olacak” dedi.

Sağlıklı Olduğu Bilinmiyor

“Şu an televizyonda yemek programlarının birçoğunda bakır tencereler, tavalar kullanılıyor. Çünkü insanlar artık bakırın ne kadar sağlıklı olduğunu ve içerisinde lezzetli yemekler piştiğini biliyor” diyen Küçük, “ Bazen buraya müşteriler eski bakırlarını satmak için geliyor. Onlara ‘Niye satıyorsunuz? Bunun ne kadar sağlıklı olduğunu bilseniz, yemek yapıp yeseniz zaten satmazsınız dediğimde satacaksa da satmayabiliyor” dedi.

1191205_620x410.jpg

5-6 İşlemden Geçmesi Lazım

Küçük, “Bakırın bu hale gelebilmesi için en az 5-6 işlemden geçmesi gerekiyor. Kalaya girmeden önce varsa eğrisini düzeltiriz. Asitle kaynatırız. Kumda yıkanır. Yıkandıktan sonra tekrar düzelmeye ve asite girer. Sonra kalay olmadığı durumlarda da işlemler tekrarlanıyor. Kalayın durumuna göre işlemler değişiyor. En az 5-6 işlemden geçerek son haline geliyor ve en az 3 yıl kullanılabiliyor” dedi.

 “İşi Görmeden Fiyat İsteniyor”

Küçük, “Müşteri anlayamıyor. Buraya geliyor evde bakırlarım var ne kadara kalaylarsın diye bize soruyor. İşi görmeden fiyat isteniyor. Bir de bu husus çıktı. Sen görmeden ezbere bir işi yapamazsın. Bizim halkımız buna yönlendi. Buraya gelerek bu benim annemin bakırının aynısı diye örnek veriyorlar. Aynısı olabilir ama yiyeceği kalay aynı olamaz. Bakırın eski ve yeni veya yıpranma düzeyine göre değişir bu durum. Hepsi aynı ölçüde gitmez onun ne kadar kalay yiyeceğini biz görünce anlayabiliriz” ifadelerini kullandı.

“Herkesin Yapabileceği İş Değildir”

“Eskiden bu sokakta çekiçle vur Allah vur. Bazen dalardık çekiç kafamıza gelirdi. Hata yaptığında usta gelir seni uyarırdı” diyen Küçük, “Şimdiki çıraklara bunu yapamıyorsun. Çırak arıyor musunuz diye soruyor çocuklar, arıyoruz ne iş yaparsın diyoruz, her işi yaparım diyor. Öyle değil işte. Kalaycılık kirli bir iştir. Herkesin yapabileceği bir iş değildir. Bununla beraber buraya çalışmak için gelenler işi öğrenmek, meslek öğrenmek için değil tamamen maddi olarak geliyorlar. Ben bunu öğreneyim, ilerde mesleğim olacak demek yok” açıklamalarında bulundu.

Ne Yaparsan En İyisini Yap

Küçük, “Biz bu meslek bitmesin, yeni nesil gençler yetişsin istiyoruz. Yaptığın işi iyi yaparsan bakırcı da ol kalaycı da sen tutunursun. Değerli olursun. Burada çalışan çırağım bugün 30 yaşında. Bazen yanlış bir şey yaptığında kızarım, uyarırım bana der ‘Usta bana neden bağırıyorsun?’ ona şunu derim ‘Oğlum iyisini öğren, doğru öğren. Bir kere öğren. İlerde ben gidersem yanında çalıştıracağın elemana da iyisini öğret derim. İşin kolaycılığına kaçma.’ Bazen bana küser ama çok sürmeden gelir ve der ki ‘Ya usta sen benim iyiliğim için uğraşıyorsun değil mi?’ der ve kaldığı yerden çalışmaya devam eder” şeklinde konuştu.

Buket Beslen\ İlk Sayfa

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.