Merkez Efendi kimdir? Merkez Efendi ne zaman öldü? Merkez Efendinin türbesi nerede?

Merkez Efendi kimdir? Merkez Efendi ne zaman öldü? Merkez Efendinin türbesi nerede?

Merkez Efendi son zamanlarda en merak edilen isimler arasında yer alıyor. İnsanlar Merkez Efendi kimdir? Merkez Efendi ne zaman öldü? Merkez Efendinin türbesi nerede? Sorularının yanıtlarını arıyor.

Ülke gündemi içerisinde konuşulan isimler arasında Merkez Efendi var. Merkez Efendi son zamanlarda en merak edilen isimler arasında yer alıyor. Peki, Merkez Efendi kimdir? Merkez Efendi ne zaman öldü? Merkez Efendinin türbesi nerede? İşte detaylar:

haber-ici-003.jpg

MERKEZ EFENDİ KİMDİR?

1463 yılında Denizli'de bulunan Sarı Mahmutlu köyünde doğduğu rivayet edilmektedir. Yine rivayete göre adı Musa’dır. İlk eğitimini babası Hafız Mustafa Efendi’nin yanında Denizli’de aldıktan sonra 1478’te Bursa’ya giderek Veliyüddin Medrese’sinde on beş yıl ilim tahsil eden Musa Efendi; buradan icazet alarak 1493’te İstanbul’a gitmiştir.

Tahsili esnasında bir ara, tasavvuf yoluna girmeyi arzu eden Musa Efendi; Halvetiyye şeyhlerinden Habib Karamani’ye mürid olmak istemiş, ancak şeyh; manevi eğitiminin başkası eliyle olacağına işaret edip, kendisine Muslihuddin ünvanını vererek halka vaaz vermesini önermiştir. Bunun üzerine Ayasofya Camii’nde Beyzavi tefsiri ve hadis-i şerif nakilleriyle süslenmiş vaazlar veren Musa Muslihuddin Efendi ; Fatih Sultan Mehmet’in ordusuyla birlikte İstanbul’a giren mücahitlerden Buhara’lı Ömer’in oğlu Şeyh Mirza Baba’ya bağlanmıştır..

Daha sonraları gördüğü rüya üzerine Sünbül Efendi’ye intisap etmiştir. Bir gün Sünbül Efendi, sohbet esnasında Musa Efendiye; ”Alemi haşa sen yaratsaydın, nasıl yaratırdın?” şeklindeki imtihan sorusuna Musa Efendi;” Bu mümkün değil. Ama mümkün olsaydı, her şeyi merkezinde bırakırdım. Alem öyle bir tatlı nizam içinde ki, buna bir şey ilave etmek veya bir şeyi eksiltmek düşünülemez” diye cevap verince, Sünbül Efendi;” Aferin Musa Efendi. Demek her şeyi merkezinde bırakırdın. Öyleyse bundan sonra ismin Merkez Muslihuddin olsun.” demiş, böylece Musa Muslihuddin Efendi, Merkez Efendi ismiyle anılmaya başlamıştır. Başka bir rivayette ise Sünbül Sinan Efendi’nin talebelerine “ Bu dünyada iyiler de var, kötüler de… Size bu dünyaya nizam verme yetkisi verilseydi, dünyayı nasıl düzeltirdiniz? İyileri kötülerin zulmünden nasıl korurdunuz?” şeklindeki sorusuna Musa Muslihuddin Efendi şöyle cevap vermiştir:

“Ben eğitime önem verirdim. Eğitimle mümkün olduğunca daha iyi insan yetiştirmeye gayret ederdim. İyi insanlar çoğaldığında onların bilgisi, adaleti ve iyiliğinden kötüler bile faydalanacağından, kötülüğü azaltırdım. Böylece iyileri kötülerin kötülüğünden korumuş olurdum..” şeklinde cevap vermiş, Hocası da :” Aferin evladım Musa.. Söz, şimdi merkezini buldu. Benim aradığım cevap da buydu. Bundan sonra senin adın “Merkez” olsun demiştir.

Merkez Efendi; hocası Sünbül Sinan’ın kızı Rahime Hatun ile evlenmeyi arzu ettiğinde; Sünbül Efendi;” Bir deve yükü altın getirebilirseniz kızımızı veririz” demiş; Merkez Efendi, bir devenin üzerine iki çuval toprak doldurup hocasının kapısına getirip boşaltmış, çuvaldan toprak yerine çil çil altınlar dökülmesi üzerine Sünbül Efendi ve çocukları altına dönüp bakmadan: ”Ey Musa Efendi! Maksadımız altın değildi. Evdekilerin de derecenin yüksekliğini anlamalarıydı. İmtihanı kazandın.” buyurmuştur. Daha sonra Sünbül Efendi’den icazet alarak Aksaray’da Kovacı Dede Halveti Tekkesi’nde irşada başlamışken Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan; Manisa’da inşa ettirdiği külliye için bir şeyh isteyince, Sünbül Efendi, Merkez Efendi’yi Manisa’ya göndermiştir.

Bilgisi, tecrübesi ve kişiliği ile gönüllerde taht kuran Merkez Efendi 1526 yılında Manisa’da kurulan Darüşşifa’nın başına geçirilmiş, şifalı bitkiler konusunda yaptığı araştırmalarla pek çok hastalık ve rahatsızlıkta uzmanlığından yararlanılmıştır. Burada çeşitli baharatlardan hazırladığı mesir macunu veya başka bir deyişle nevruziye’yi her yıl nevruzda şifa için halka dağıttırmıştır. O dönemde Manisa Valisi Şehzade Mustafa’ya; Kanuni Sultan Süleyman tarafından gönderilen mektupla Hafsa Sultan’ın yakalandığı amansız hastalık için şifaya vesile olacak ilaç talep edildiğinde, Merkezefendi 41 değişik baharattan ürettiği macunu saraya göndermiş, Hafsa Sultan’ın şifaya kavuşması üzerine de Merkezefendi ve ürettiği mesir macununun ünü tüm ülkeye yayılmıştır. Sünbül Sinan Efendi’nin 1529’da Hakk’ın rahmetine kavuşması üzerine Manisa’dan İstanbul’a giden Merkez Efendi; Koca Mustafa Paşa dergahında Sünbül Sinan Efendi’nin yerine geçerek Halveti Şeyhi olmuş ve irşad faaliyetlerine devam etmiştir.

Merkez Efendi ile Kanuni Sultan Süleyman arasında Manisa’da başlayan yakınlık İstanbul’da da devam etmiş, padişah 1537’de Korfu seferine çıkarken Merkez Efendi’yi ordu şeyhi olarak atamıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın ondan bahsederken “Bizim Merkez” dediği rivayet edilir. Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bulunan 1551 tarihli Haseki Külliyesi Vakfiyesi’nden Merkez Efendi’nin, doğduğu Sarı Mahmudlu köyünde bir cami, çilehane ve okul yaptırdığı ve buraya bir şeyhini gönderdiği anlaşılmaktadır.

Merkez Efendinin türbesi İstanbul’da yer alır. İstanbul’un Zeytinburnu ilçesine bağlı Merkezefendi Mahallesinde zatın kabri bulunur.

Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi

Haber Merkezi / www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.