Şerafettin Deniz: Türkiye’nin demografik yapısı için çanlar çalıyor

Şerafettin Deniz: Türkiye’nin demografik yapısı için çanlar çalıyor

Avaz Strateji ve Araştırma Merkezi Başkanı Şerafettin Deniz, ‘‘Mültecilerin başımızın üstünde yeri var dedik. Soframızı paylaştık. Ancak artık demografik yapımız için tehlike çanları çalıyor’’ dedi.

Türkiye’deki mülteci sorununu gazeteilksayfa.com’a değerlendiren Avaz Strateji ve Araştırma Merkezi Başkanı Şerafettin Deniz, ‘‘Mültecilerin başımızın üstünde yeri var dedik. Soframızı paylaştık. Ancak artık demografik yapımız için tehlike çanları çalıyor’’ dedi.

avaz11.jpg

Suriye ve Afganistan’dan Türkiye’ye gelen mülteci sayılarının gittikçe arttığını dile getiren Deniz, Suriye’de savaşın bittiğini, insanların gündelik hayatlarına döndüğünü dolayısıyla mültecilerin yavaş yavaş ülkelerine dönmesi gerektiğini belirtti. Artan nüfusa vurgu yapan Deniz, mültecilerin ekonomik şartları zorlaştırdığını ayrıca doğum oranları göze alındığında Türkiye’nin demografik yapısının tehlikeye girdiğini sözlerine ekledi.

avaz22.jpg

BERABER YEDİK İÇTİK SAVAŞ BİTTİ

‘‘Suriyeliler büyük bir iç savaş yaşadılar. Bizde onlara kapılarımızı açtık ve softamızı paylaştık” diyen Deniz, ‘‘Sonuçta, şükürler olsun ki savaş bitti. Doğum oranları ortada. Bizim de ülkemizi düşünerek adımlar atmalıyız. Yaklaşık 10 yıldır biz ağzımızı açmadık. Okullarımızı, devlet kurumlarımızı mültecilerin hizmetine açtık. Dediğim gibi savaş bitti. Oturup konuşulup bu mülteci kardeşlerimizi ülkelerine göndermek için çalışmalar yapmamız bu çalışmaları da hızlandırmamız gerekiyor’’ ifadelerinde bulundu.

avaz55.jpg

BİZ FİNLANDİYA-İSVEÇ DEĞİLİZ

‘‘Bulunduğumuz bölgenin şartları malum. Tüm komşularımızda sorunlar var ve bize yansıyor’’ ifadelerinde bulunan Deniz, ‘‘Biz bir Finlandiya bir İsveç değiliz. Bu coğrafyanın şartları ortada. Herkesin elini ayağını soktuğu, çeşitli stratejik oyunların oynandığı bir bölgede yaşıyoruz. Bizim ülkemizin çocuklarının istihdam alanları kapanıyor. Ülkemizde o kadar farklı sorunlar var ki, insanlar pimi çekilmiş bir bomba gibi. Tartışılacak o kadar problem var ki artık nefesimiz yetmiyor. İnsani şartlarda iki ülkenin konuşup, mültecilerin yaşam garantilerinin alınıp bir anlaşmaya varılması gerekiyor’’ şeklinde konuştu.

ayaz66.jpg

MAHALLELERDE GETTOLAR OLUŞUYOR

Artan mülteci nüfusu ile birlikte mahallelerde gettolaşma başladığını belirten Deniz, ‘‘Bu gettolaşmanın en büyük örneği Fransa’dır. Parislin, Marsilya’nın arka sokaklarındaki olaylar malum. Yarın bir gün bu olayların Hatay’da, Gaziantep’te, İstanbul’da olmayacağını kim garanti edebilir. Biz o kadar sorun içinde bir de bu sorunlarla uğraşıyoruz. Bir beka meselesinden bahsediliyorsa eğer en büyük beka sorunu buradan patlak verecektir. Bir 10 sene daha kalırlarsa gitmeleri kesinlikle mümkün değil, gönderemezsiniz’’ dedi.

avaz44.jpg

KENDİ ÜLKEMİZDE TÜRK’ÜM DEMEK ZORUNDA KALDIK

‘‘Artık Türk’üm demek tehlikeli bir söylem gibi görülüyor’’ diyen Deniz, ‘‘Kendi ülkemizde Türk’üm demek zorunda kalıyoruz. Sanki karşımızdaki insanı incitmişiz gibi tepkiler alıyoruz. Ben yakama kendi ülkemde neden Türk Bayrağı takıyorum. Görevim icabı yurtdışı gezilerim oldu. Kimse de bayraklarını yakalarına taktıklarını görmedim. Ben neden kendi ülkemde Türk olduğumu kanıtlamaya çalışıyorum ya da kanıtlamak zorunda hissediyorum. Şartlar bizi bu noktaya getirdi. Gettolaşma tehlikesi işte burada devreye giriyor. Ben Türk bayrağını takıp o mahallelere girdiğim zaman bakalım ne tepkilerle karşılaşacağım. Bizim genimizde ırkçılık yoktur ama kendi çocuğumun, ülkemin geleceğini de garanti altına almak zorundayım’’ diyerek cümlelerini noktaladı.

Mikail Karaman / gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.