Tarihin en korkunç trafik kazası: 26 kişi eriyerek öldü
Tarihin en korkunç trafik kazası, 58 yıl önce bugün yaşandı. İstanbul - Ankara seferini yapan otobüsün kezzap yüklü kamyona çarpması sonucu 26 kişi eriyerek hayatını kaybetti.
Sakarya'nın Hendek Akova mevkisinde 11 Ağustos 1965 tarihinde İstanbul-Ankara seferini yapan Özdemir Süer yönetimindeki Civan Turizm'e ait yolcu otobüsü, saat 03.00 sıralarında Mustafa Filik idaresindeki kezzap yüklü kamyona arkadan çarptı.
Çarpışmanın etkisiyle kamyonda bulunan asitler dökülerek yol kenarındaki su birikintisine karıştı. Asidin suyla birleşmesiyle oluşan yoğun duman nedeniyle otobüste yangın çıktığını zanneden yolcular asitli suya atladı.
HAYATINI KAYBEDENLER TOPLU HALDE TOPRAĞA VERİLDİ
Olayda 19 kişi olay yerinde, kamyon şoförü ile 6 yolcu ise kaldırıldıkları Adapazarı Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Kazada otobüs şoförü ile aralarında yabancı uyrukluların bulunduğu 17 kişi yaralandı.
Olayda yaşamını yitirenlerin bir kısmı kaza yerinde oluşturulan alanda toplu halde toprağa verildi.
'TRAFİK ŞEHİTLİĞİ' ANITI YAPILDI
Kazanın ardından hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından yaptırılan ve 'Trafik Şehitliği' adı verilen anıtta olayda yaşamını yitiren 17 kişinin isimleri yer alıyor.
Kazayla ilgili yapılan ilk haberde otobüsle asit yüklü kamyonun kazaya karıştığı ve 17 yolcunun asitle yanarak öldüğü yer aldı.
Geçilen son haberde ise kazada ölenlerin sayısının 26'ya yükseldiği ve hayatını kaybeden bazı yolcuların kimliklerinin belli olduğu, raporun savcılığa verilmediğinden kazanın sebebi hakkında kesin bilgi edinilemediği yazıldı.
Olayın yaşandığı mahallenin 1987-2014 yıllarında muhtarlığını yapan 78 yaşındaki Orhan Karabulut, nitrik asit yüklü kamyonun arıza yaptığını ve yolda kaldığını söyledi.
ASİTLİ SUYA ATLADILAR VE YANDILAR
Gece saatlerinde Ankara'dan kalkan otobüsün duran kamyona çarptığını ve yol kenarında yan yattığını belirten Karabulut, "O sırada yol kenarında su varmış. Asit yüklü tüpler patlayınca buhar yapmış. Otobüsteki yolcular da yangın çıktığını sanarak asitli suya atlıyor ve yanıyor" diye konuştu.
Karabulut, olaydan sonra vefat edenlerin kemiklerinin şehitliğin bulunduğu alana defnedildiğini belirterek, "Babam da muhtardı o zaman, ilgilenmiş ve vefat edenleri buraya defnetmişler. Aradan bir sene geçmeden buraya şehitlik yapılıyor, mermerler yaptırılıyor. Sonra ben de muhtar oldum, elimden geldiğince buraları düzelttik. Camiyi yaptık. Çok üzücü bir olay. Senelerce burada koku oldu, çıkmadı koku" diye konuştu.
Şehitliğin yapılmasının ardından hayatını kaybedenlerin bazı yakınlarıyla görüşmeye devam ettiğini aktaran Karabulut, "Çok kötü bir olay. Zor dönemler yaşandı. Köylülerle şehitliğin bakımlarını yaptık, yazılar silindi yazıları yazdırdık. Muhakkak insan üzüntü duyuyor. Üzüntü duymamak mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.