Türk sanatının ustası Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ardından yarım asır

Türk sanatının ustası Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ardından yarım asır

Resim ve şiir alanında kalıcı eserler veren, Anadolu kültürünü sanatına yansıtan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ölümünün üzerinden 50 yıl geçti.

Asıl adı Ali "Bedrettin" olan sanatçı, Eyüboğlu, kaymakamlık ve milletvekilliği yapan Rahmi Bey ile Lütfiye Hanım'ın beş çocuğundan ikincisi olarak, 15 Mart 1911'de Giresun'un Görele ilçesinde dünyaya geldi. Çocukluğu, babasının görevi nedeniyle Anadolu kasabalarında geçen sanatçı, yazar Sabahattin Eyüboğlu ve ilk kadın mimarlardan Mualla Eyüboğlu'nun kardeşi, hattat Mehmet Eyüboğlu'nun babası ve ressam Eren Eyüboğlu'nun eşidir.

Sanatçı, edebiyatı seven çocukları için Victor Hugo'dan ve Moliere'den çeviriler yaparken, Lütfiye Hanım ise Yunus Emre'den ilahiler, Pir Sultan Abdal'dan deyişler, Karacaoğlan'dan türküler, ninni ve maniler söyleyerek evlatlarını yetiştirdi.

İLK ŞİİRİ ORTAOKULDAYKEN YAYIMLANDI

Babasının memuriyeti nedeniyle Anadolu'nun farklı şehirlerinde ilkokula devam eden sanatçı, ortaokuldayken arkadaşlarıyla "Serçe" adlı dergiyi çıkardı. İlk şiirlerini ise babasının Trabzon milletvekili seçilmesinin ardından 1923'te ailesiyle yerleştiği Trabzon Lisesi'nde okurken yazdı. Trabzon mecmuasının yazı heyetinde bulunan Cahit Sıtkı Tarancı'nın tavsiyesi üzerine Eyüboğlu'nun bir hikayesi Milliyet gazetesinde, "Bir Damla Su" adlı şiiri ise Muhit dergisinde yayımlandı.

Bedri Rahmi Eyüboğlu, lisedeyken kendisine resim sanatını sevdiren ünlü ressam Ahmet Zeki Kocamemi'nin tavsiyesi üzerine 1929'da şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne başladı.

NAZMİ ZİYA GÜRAN, İBRAHİM ÇALLI VE AHMET HAŞİM'DEN DERS ALDI

Akademide, Nazmi Ziya Güran, İbrahim Çallı ve Ahmet Haşim'den ders alan sanatçı, akademi eğitimini yarıda bırakarak, 1931'de Fransa'daki abisi Sabahattin Eyüboğlu'nun yanına gitti. Eyüboğlu, Rumen asıllı eşi Eren Eyüboğlu ile 1930'da gittiği Paris'te tanıştı. Andre Lhote'un atölyesinde dersler alan ressam çift, 1936'da Türkiye'ye dönerek evlendi.

Usta sanatçı, 1934'te D Grubu'nun 4. sergisine 30 resim ile katıldı, 1936'da eşiyle katıldığı diploma yarışmasında "Hamam" adlı kompozisyonla birinci oldu. Aynı yıl Moskova'da düzenlenen Çağdaş Türk Sanat Sergisi'nde eserlerini sanatseverlerle buluşturan Eyüboğlu, kısa süre çevirmenlik ve Tekel Genel Müdürlüğünde vitrin düzenlemesi işleri de yaptı.

Sanatçı, 1937'de Güzel Sanatlar Akademisinin resim bölümünde Leopald Levy'nin asistanı olarak çalışmaya başladı ve akademide profesörlüğe kadar yükseldi. CHP'nin kültür programı kapsamında birçok ressamla resim yapmak üzere 1938'de Edirne'ye, 1941'de Çorum'a giden Eyüboğlu, bu gezilerin ardından resimlerinde köy manzaraları, köy kahveleri, faytonlu yollar, iğde dalı takmış gelinler gibi Anadolu'ya özgü temalara yer verdi. Sanatçı, 1940'lardan sonra duvar resimleri yapmaya başladı.

ROCKFELLER VAKFININ BURSUYLA PARİS'E VE ABD'YE GİTTİ

Ressam Eyüboğlu, 1941'in sonlarında askerden döner dönmez, ilk şiir kitabı "Yaradana Mektuplar"ı yayınladı. İlk duvar resmini 1943'te İstanbul Ortaköy'deki Lido Yüzme Havuzu için yapan ressam, 1947'de İstanbul'daki atölyesinin yanı sıra bir galeri açtı. Şair Turgut Uyar'ın halk kültürü unsurlarını sıkça kullanmasından dolayı "çelimsiz bir halk ozanı" ve "turistik gelen bol nakışlı bir heybe" yorumlarını yaptığı Eyüboğlu, 1958'de Brüksel sergisindeki Türk pavyonuna yaptığı 227 metrekarelik mozaik pano ile altın madalya aldı.

Eyüboğlu, 1951'den 1960'a kadar Cumhuriyet gazetesinde "Pazartesi Konuşmaları" ve "Sanat Sohbetleri" başlığı altında duygu ve düşüncelerini okuyucuyla paylaştı. Rockfeller Vakfının verdiği bursla 1961'de eşiyle Paris'e, ardından ABD'ye giden Eyüboğlu, bulunduğu ülkelerde çeşitli konferanslara katıldı. Sanatçı, sanatını geliştirmek üzere 1960'tan itibaren yazmaya 10 yıl ara verdi.

Usta ressam, 1971'de Güzel Sanatlar Akademisinde Resim Bölümü Başkanı seçildi. Ressamlığı kadar şairliğiyle derin izler bırakan Eyüboğlu, "Yeni Adım", "Tan", "Ses", "Gün", "İnsan", "Büyük Doğu", "Varlık" ve "Yeditepe" adlı dergi ve gazetelerde yazdı.

"KARADUT" ŞİİRİYLE BÜYÜK BEĞENİ KAZANDI

"Karadut" adlı şiiri büyük ilgi gören usta ismin torunu Sabahattin Rahmi Eyüboğlu AA'ya verdiği bir söyleşide, dedesinin ünlü şiiri babaannesi için yazmadığını aktararak, şunları anlatmıştı: "Bu coşku, dedemin hayatına birkaç kez girdi. Artık her ikisi de vefat ettiği için söylemekte mahsur yok. Karadut'u herkes babaannem zanneder ama Karadut babaannem değildi. Ben de Ermeni bir genç kız olduğunu seneler sonra öğrendim. İnsanlar zannederler ki Karadut'tan başka kimse yok ama dedemin hayatında ona etki eden birkaç insan vardı. 'Karadut' bunların içinde en bilineniydi."

Usta isim, vefatından iki ay önce bütün şiirlerini Şakir Serengil isimli sanatçıya okuttu. Serengil'in kasete okuması sırasında "Eğer bir gün bu dünyadan göçersem, bu şiirin bir tarafının benim mezar taşıma işlenmesini istiyorum." diyerek "Sevinsin" şiirinin bir bölümünün mezar taşına yazılmasını vasiyet etti. Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1975'in nisan ayında sarılığa yakalandı ve 20 Eylül'de 64 yaşındayken İstanbul'da vefat etti.

Ressam ve şair Eyüboğlu'nun 64 yıllık ömründen geriye kalan eserlerinden bazıları şöyle: Şiir: "Yaradana Mektuplar" (1941), "Karadut" (1948), "Tuz" (1952), "Üçü Birden" (1953), "Dördü Birden" (1956), "Merhaba Yeşil" (1956), "Bigüzel" (1959), "Karadut 69" (1969), "Dol Karabakır Dol" (1974), "Yaşadım" (1977)

Gezi, deneme ve mektup: "Canım Anadolu" (1953), "Yukulele'ye Mektuplar" (1972), "Tezek" (1975), "Delifişek" (1975), "Bu Anadolu Var ya" (1993), "Resim Yaparken" (1996), "Kardeş Mektupları" (1985), "Körolası" (1997), "Aşk Mektupları 1937-1950" (2000)

Resim kitapları: "Binbir Bedros" (1977), "Resme Başlarken" (1977), "Karadut" (1979), "Babatomiler" (1979) Sanatçının eserleri 1985'ten sonra Bilgi Yayınevince "Tüm Eserleri" adı altında, 2002'den sonra ise Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarınca okuyucuya sunuldu.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.