Selçuk  YILDIRIM

Selçuk YILDIRIM

Ankara’ya yakışmıyor

Ankara’ya yakışmıyor

Efendim bu hafta sizlerle paylaşacağım konuyu diğer konuları anlatırken zaman zaman değindim lakin geçenlerde yapılan bir araştırmanın sonu maalesef beni haklı çıkardı. Maalesef dememin sebebi ise böyle bir konuda haklı olmayı pek de istemem doğrusu.

Gelelim esas konumuz olan gürültüye. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye’nin gürültü haritasını çıkarıldı. Burada baz alınan ise nüfusu 250 binden fazla olan yerlerde haritalandırma işleminin yapılmış olması veya yapılıyor olması. Esasen biz vatandaşlar olarak pek çoğumuz bu durumdan duyduğumuz rahatsızlığı dile getirmişizdir. Bakanlığın yaptığı araştırmaya göre trafik yoğunluğunun çok olduğu yerlerde ve havalimanları en çok gürültüye maruz kaldığımız yerlermiş. Biz Ankaralılar olarak havalimanı konusunda şanslı sayılırız gerçi oraya yakın oturan vatandaşlarımız da var lakin şehrin yoğunluğu havalimanının gürültüsünden en asgari ölçüde etkileniyor diye düşünüyorum.

Benim esas canımı sıkan ise yine sayısal verileri ispat ile sabit trafik. Ankara’da her gün 2 milyondan fazla araç trafiğe çıkıyor. Bu sayı yüzünden trafikte kaybettiğimiz zamanı bile görmezden gelerek söylüyorum. Bu araçların sadece motor, fren ve lastik sesleri bile her gün bir hayli gürültüye maruz kalmamıza sebep oluyor. Lakin bu gürültü bile bir yere kadar katlanılabilir diye düşünüyorum. Katlanamadığımız gürültü ise özellikle ve özellikle yolcu kapma telaşı içindeki dolmuşlar, halk otobüsleri ve ticari taksiler. Bu bahsettiğimiz araçlar acayip birer gürültü makinesi olarak Ankara trafiğini kirletmekte hiçte azımsanmayacak derecede olumsuz katkıya sahipler. İşin en garip tarafı ise altını çizerek söylüyorum özellikle dolmuş, taksi kornaları ve bu araçların egzoz çıkışları aracın mevcut donanımını haricinde taktırılan acayip rahatsız edici özel korna ve egzoz sistemleri aracın dışında maruz kalındığında kulak zarınızı patlatırcasına yüksek. Sırf potansiyel yolcunun dikkatini çekmek için basılan her korna sesi gündüz vakti haddinden fazla gürültünün oluşmasına neden oluyor. Bu duruma engel olmak için buradan Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkililerine, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu yetkililerine, Ankara Minibüsçüler Esnaf Odası yetkililerine, Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne çağrıda bulunuyorum lütfen bu dolmuş, halk otobüsü ve taksilerin kornalarını ve egzoz çıkışlarını denetime tabi tutun hatta ve hatta bu araçların mümkünse kornaya basmalarına engel olun, eğer engel olunamıyorsa bu kornaların seslerinin kısılabilecek en alt seviyeye kısılması sağlayın. Ben sade bir vatandaş olarak her gün maruz kaldığım bu gürültü kirliliğinden son derece rahatsızım ve eminim Ankara’da yaşayan birçok kişi benimle hemfikir olacaktır. İnanın Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkentine yakışmıyor.

Bizler medeni bir toplumda yaşayan, medeni insanlarız emin olun Avrupa’nın birçok başkentinde bu tarz bir gürültüye rastlamazsınız, bırakın başkenti trafiğin en yoğun olduğu şehirlerinde bile rastlamazsınız. Çünkü oralarda kornaya basmak ayıp karşılanır. Sadece ve sadece çok gerekli hallerde kullanırlar. Bizde ise canı sıkılan, trafiğe sıkılan, düğün yapan, yolcu kapmaya çalışan kornaya basıyor tabi haliyle bu da gürültülü bir şehir oluşturuyor. Buradan toplu taşıma araçlarını kullananlara da bir çağrıda bulunmak istiyorum, yolcular binecekleri araçların zaten farkındalar üstüne üstlük bir daha kornaya basmak ve art ardına çok gereksiz. Bu davranıştan vazgeçin siz kornaya basınca ne trafik daha hızlı ilerliyor ne de daha fazla yolcu aracınıza biniyor.

Özellikle bazı bölgelerde bu kirlilik bir hayli yoğun. Örneği Kızılay, Ulus, Keçiören ve yine Ankaralıların iyi bildiği ve sıklıkla kullandığı hastaneler bölgesi diye adlandırdığımız Numune, İbn-i Sina, Hacettepe hastanelerinin bulunduğu kavşakta özellikle işe gidiş ve işten çıkış saatlerinde ortaya çıkan gürültü adeta kulaklarınızı tırmalıyor. Kaldı ki bu bölgede hastaneler olması nedeniyle kornaya basmanın tümden yasaklanması gerekli. Gerçi mevcut trafik kanununda da bildiğim kadarıyla hastane önlerinde korna yasak. Eğer yasak değilse dahi insanın kendi kendine otokontrol uygulaması ve orada hastalığına şifa bulmak için gelen veya yatan hastalara karşı bu davranışından vazgeçmesi gerekir. Unutmamalıyız ki aynı duruma biz de düşebiliriz aynı saygıyı biz de diğer bireylerden bekleriz.

Konuya trafikte her gün saatlerini harcayan, ekmeğini bizlere hizmet ederek kazanan esnaflar üzerinden giriş yapmış olsak dahi tecrübesiz sürücüler yüzünden, aşırı trafik yoğunluğunun getirdiği stresten kornaya basan, bağıran birçok kişi var. Bir çağrı da onlara yapmak istiyorum lütfen gereksiz yere kornaya basmasın.

Sonuç olarak olaya biraz direkt giriş yapmış olabiliriz ama yukarıda bahsettiğim konunun esas çözümü ancak insanların birbirine duyduğu saygıyla olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR