Selçuk  YILDIRIM

Selçuk YILDIRIM

İnsanlığın birbiriyle olan mücadelesi

İnsanlığın birbiriyle olan mücadelesi

İnsanlık tarihi binlerce yıldır birbiriyle mücadele halinde. Bu mücadele dün cereyan etti bugün de cereyan ediyor ve maalesef yarın da devam edecek. Gönül isterdi ki tüm dünya Global Farm ( Küresel Köy ) gibi olmasa da tüm insanlığın huzur içinde yaşayabildiği bir yer olabilseydi. Dünün hırsları, ihtirasları, mücadeleleri, kıskançlıkları, duygusallıkları dünün olduğu gibi bugünün ve yarının da problemi.  Dün Mısır’ı, Roma’yı, Pers’i kuranlarla bugün günümüz devletlerini kuranlardan pek farklı sayılmaz.

Onun içindir ki dünün istekleri bugün de yarın da var olacak, her ne kadar istenilen materyaller değişse de. İnsanlık, mücadeleye ayırdığı enerjiyi, bilgi birikimini, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını birlikte yaşamaya ayırmış olsaydı belki daha huzurlu olurdu.

Uluslararası Ölçekte

Örneğin Amerika Birleşik Devletleri PKK/YPG’yi terör örgütü olarak görmek istemiyor olsa da bir müttefiki Türkiye Cumhuriyeti olarak bizim için onlar birer teröristtir. Mücadelemiz de onların sonu gelinceye kadar devam edecektir. ABD, İngiltere’den devraldığı yeraltı ve yerüstü kaynaklarını elinde bulundurma, bunları koruma, yenilerini bulma konusundaki mahareti sayesinde elinin ulaştığı tüm coğrafyalarda kan ve gözyaşı tohumları ekmeyi başarmaktadır. Yine ulaştığı coğrafyalardan biri olan kendinden 9 bin beş yüz km uzaklıktaki Suriye’de aynı işlemi devam ettirmektedir. Halbuki büyük devlet olmanın kökeninde çatışmayı alevlendirmek değil çatışmayı sona erdirmek yatıyor olmalıdır.

ABD kendi eliyle bir çeşit terör gücü oluşturmaya çalışıyor. Kendi menfaatleri çerçevesinde “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla dünyanın çeşitli bölgelerinde kendilerine dost ama bölgelerine düşman güçler oluşturmayı ve onları ABD çıkarları ve arzuları ölçüsünde hareket ettirme kabiliyetine sahip. Bunu da yapmasının yegâne sebebi de müdahale etmeyi planladığı ülkede kötü izlenim bırakmadan, kanlar, pislikler kendi ellerine bulaşmadan onlara itaat edecek maşalar kullanmak istemesidir. Bunun örneklerini farklı coğrafyalarda gördüğümüz gibi Orta Doğu coğrafyasında da görüyoruz.

Bunlardan biri de hem bizim başımıza hem de Suriye’nin başına çorap olarak örmeye çalıştığı PKK/YPG. Bu örgüt dünya tarihi düşünüldüğünde kendisini besleyen her kesimi kısa vadede mutlu edecek uygulamalarda bulunacaktır. Ancak uzun vadede tarih ellerini kirletenleri ve onları kullananları unutmayacaktır. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun ardı arkası kesilmeyen Arap ülkeleri ziyaretleri de bizlere bu konudaki bazı ipuçları da veriyor. Son zamanlarda İslam coğrafyasındaki hırsların arttığının altını çizerek bu terör örgütlerine direkt veya dolaylı desteği kimin vereceği çok da sürpriz olmayacaktır. Ben buradan zikretmeyeceğim ama ülkemize hasmane tavırlar içerisinde olan devletlerin fiili davranışlarını da gördük-görüyoruz. 

Son birkaç haftadır dünya kamuoyu ABD’nin Suriye’den çekileceği haberleriyle meşgul oluyor. Bunun yanında ABD’nin buradan çekilirken geride bırakmayı planladığı nifak tohumlarına bir hayli dikkat etmek lazım. Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozan ve ülkemizi tehdit eden bir terör koridoru kurmayı planlıyor olması can sıkıcı. Ayrıca Birleşik Devletlerin buradan çekilirken bu teröristlere yeni hamiler aradığını da göz önüne almak gerekli. 
Burada ‘Günah Keçisi’ olarak sadece ABD’yi suçlamak bilgi eksikliği olur. Şu an G8 ülkelerinin tamamının kendi çıkarları doğrultusunda kendisinden ekonomik veya askeri olarak zayıf kalmış ülkelere uyguladığı politika bundan pek de farklı değildir.

Ülke Düzeyinde

Efendim çatışmalardan bahsetmişken ülkemizin insanlarının artık ortak bir sözleşme imzalaması gerekmektedir. Çok geç kaldık gibi görülüyor olsa da zararın neresinden dönersek kardır. 

Yıllarımızı hangi yağın, yumurtanın nasıl tüketileceği, başı açık-başı kapalı, laik-dindar vb. kavgalarla geçirdik.  Bunun yerine ortak paydada buluşarak enerjimizi üzerinde yaşadığımız ülkemizin menfaatleri için harcamamız gerekli. Tekrar ediyorum bazı fırsatları kaçırmış olsak da hiçbir şey için geç değildir ve çıkar yol bulunacaktır. Umut her zaman vardır. Müslüman için umutsuzluk yoktur. Ayrıca ulu önder Atatürk “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” Diyerek bizlere yol göstermektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR