Ahmet Sefa DİKTEPE

Ahmet Sefa DİKTEPE

Sistem Çıkmazı

Sistem Çıkmazı

Gelin sizlerle dünyaya şöyle bir göz atalım. Bugün küresel güç olarak nitelenen, bazılarımızın 2 bazılarımızın 5'e kadar çıkaracağı, neticede bir elin parmağını geçmeyecek sayı da devlet var. Bunlar dünyanın farklı kıtalarına kök salmış birbirleri ile bazen çatışan bazen ise şen aile profili çizen ülkeler… Fakat bakıldığında hepsi kendilerini aynı sisteme teslim etmiş durumdalar. Bugün ne komünist bir parti marifetiyle yönetilen Çin, ne sosyalizm denildiğinde akla ilk düşen Rusya ne de diğer küresel güçler bu sisteme karşı durmuyorlar. Onlar her sistemi kendi potasında eritmeyi başaran bu sistemin bir parçası… Yani aslında bu devletlerin hiçbiri kendi başlarına bir güç unsuru değil onlar sistemle beraberlikleri ölçüsünde dünyada kendilerine yaşam alanı açan birer sistem tutsağı…

Peki, nedir bu sistem? Hazırlık sürecini de hesaba katarsak neredeyse son 300 yıldır dünyanın her yerine bir şekilde yerleşmeyi başaran vahşi kapitalizm tabi ki… Konuyu biraz daha somutlaştırabilmek adına kapitalizmin bugün merkez üssü olan ABD’ye bakalım. ABD bu küresel güçler içerisinde farklı olarak doğumu dahil her şeyiyle kapitalizmin öz çocuğudur. 

Bugün ABD kendisi için kaçınılmaz sona yaklaşıyor gibi… Bu küresel diktatörya elbet bir gün çökecek. Bugün gördüklerimiz bize bu tarihin çokta uzak olmadığın gösteriyor. Dünya ekonomisi ABD ve Avrupa ekseninden Çin’in kapitalizmle tanışarak dış dünyaya açılmasıyla yavaş yavaş kaymaya başlamıştı. Bugün irili ufaklı neredeyse tüm Asya ülkelerinin küreselleşmenin bir parçası olarak dünya ekonomisinin merkezine geldiğini görüyoruz. Bu süreç tabi ki birden bire olmadı fakat Asya’nın nüfus yoğunluğu nedeniyle beklenenden daha çabuk gerçekleştiğini söylemek lazım. Artık yeni dünya da tek bir küresel güç devri kapanıyor. Yani öz çocukta olsanız sistem kendi varlığını tek bir güce endekslemek istemiyor. 

Bölgesel güçlerin oluştuğu günümüz ve gelecek dünya da bu bölgesel güçlerinde üzerinde bir de devletsiz plütokrat bir güç bulunacak. Bu plütokrat gücün bugünde hiç çekinmeden kendini gösterdiğini söylemek gerekiyor. Aktifleri neredeyse dünyadaki birçok devletin bütçesinden büyük olan şirketler yeni dünyanın yeni küresel diktatörleri… Yeri geldiğinde kapitalizmin proje ülkesi bizim deyimimizle öz çocuğuna dahi tabiri caizse ayar veren bir güç bu. Trump’ın sosyal medya hesaplarını kapatan, gerektiğinde sesini kesen, gerektiğinde kulağını çeken bir güç bu.

Peki, ABD yıkılacakta enkazının altında kimler kalacak. Kapitalist düzenin kurucularına kulak verirsek bu yeni düzene direnen herkes bu enkazla beraber yok olacak. Onlar öyle düşüne dursunlar bu denklemin en çıkmaz yerinde bir Türkiye var. Türkiye bugün yine olmak ya da ölmek gibi çetinler çetini bir imtihanla karşı karşıya. Ya bu düzenin bir parçası olarak madden kurtulup manen enkaza dönecek ya da bayrak düştüğü yerden kalkar inancıyla bu düzeni onların başlarına yıkacak. Ülkemizin önünde ki makas şudur ya kapitalizmin oyuncağı kontrollü bölgesel güç, ya da kapitalizme direnen hem oyun bozan hem oyun kuran hakim güç! Bizim için ikinci süreç ne kadar sancılı ve zor ise ilki de o kadar kolay ve rahattır. Fakat birinciyi tercih edersek bin yıldır bu topraklarda ki direnişimizin ne bir anlamı kalır ne de onların bize hitap ederken kullandıkları Türklüğümüzün bir zerresi… O potada erir silinip gideriz. Ama ikincisi bizim için bir tercihten de öte tarihin omuzlarımıza yüklediği bir mecburiyettir! Bin yıldır alemi İslam’ın ve tüm mazlumların hamisi konumunda ki bir milletin cenk meydanından çekilip, kapitalizme teşne olması demek mazlumların, mağdurların hayallerine ket vurmak demektir. 

Allah bizleri kendi ikbalimiz için tüm mazlumların istikbaline mani olacak bir karardan muhafaza etsin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR