Yusuf Akoğul

Yusuf Akoğul

Son kale

Son kale

Biz; belki karanlıktaki tek meşale, belki son umut, küfür kıskacındaki son nefes, makam ve mevkileri küfrün işgaline uğradığı kadar zihinleri işgal edilen ümmetin belki son takati...

İslam’la tanıştığı günden beri Allah’ın kılıçlığını yapmaya and içmiş ve bu andına sadık son neferinin, son damla kanını feda edene kadar bu uğurda çarpışmaktan yılmayacak bir millet… 

Biz… Biz kimiz? 

Bizim unuttuğumuz ama Allah düşmanlarının unutmadığı gerçeklerle yüzleşmeye zaman ayırmamız gerektiğini hissederek belki vefa borcu belki bir mahcubiyet duymamız ve silkinmemiz umuduyla bu soruya karşılık arayacağız.

Vaktiyle vergiye bağladığımız, bugün küçük aklıyla dünyaya hükmedeceğini sanan, Irak tecavüzcüsü, küfür sözcüsü, kürsülerden salya, uçaklardan bomba ve topraklarımızdan kan fışkırtan ABD; dünkü Şerif Hüseyin kalıntıları, BAE ve münafık yönetim kadrosuyla sapkın vehhabi Suudların sahipliğini yaparak Müslüman coğrafyalarına fitne, fesat yayıyor.

Yerlilik ve millilik kisvesi altında, hakikatte ahmak ve sapkın vatan düşmanlarına ev sahipliği yapıyor. Kendi öz yurdumuzda bize kumpaslar kuruyor.

Oyunlarının tutmayacağı, boyunduruk altına alamayacağı son kale Türkiye’dir! 

ABD’nin himayesi altında münafık Suudların esareti altında Mekke-Medine bizi bekliyor!

Moskof mezaliminin Çarlıktan bu yana Kırım, Kafkas ve Türkistan coğrafyalarına yaptığı soykırımların ardı arkası kesilmemiş bölgeleri aydın ve münevverlerden temizleyerek, hocaları katlederek, direnişleri kana susamış bir canavar edasında bastırarak, toplum içerisinde yol gösterecek insan bırakmayacak dereceye getirmiştir.

Bugün Türkistan hâlâ bu boşluğun acısını çekmekte ve Türkmenistan-Kırım gibi yerlerde KGB cirit atmaktadır. 

Türkistan’da ölen masumların kanı Rusya’nın elindedir. Namusunu kirlettiği bacılarımızın çığlıkları, Moskof mezaliminin kahkahalarını dindirememiştir. Çeçenya’nın cumhurbaşkanlarını şehid eden, mücahid ve Müslüman düşmanı Rusya, bugün İran-Esed koalisyonun baş yardakçısı olarak yine karşımıza çıkıyor. Gaspettiği Kırım toprakları, başına münafık kuklalar atadığı Çeçenya toprakları; özünü kaybetmeye yüz tutmuş, aydın ve münevversiz

Türkistan bizi bekliyor! 

Ehli Sünnet düşmanı, iyi günümüzün dost kılıklı düşmanı, kötü günümüzün arkadan hançerleyeni, Şah İsmail’den bu yana sapkın fikirlerini milletimize empoze etmeye çalışan ama Yavuz’dan yediği tokadı bu milletten ahirete dek yemeye mahkûm olan, tarihinde Müslüman kanından başka bir şey dökmemiş, Esad’la Suriye Müslümanlarının tecavüzüne, kanına ortak olmuş İran! İran, Güney Azerbaycan bizi bekliyor!

Çin kâfirinin belki dünyada eşi benzeri görülmemiş zulmü altında inim inim inleyen, siyasal İslâm’ın bu zulme susarak belki de ortak olduğu; orucun, namazın, sakalın, tesettürün kısaca Türkçe, İslâmca yaşama hakkının verilmediği

Doğu Türkistan bizi bekliyor!

Siyonist İsrail’in baskısı ve kıskacında Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa bizi bekliyor!

Türkistan, yeni Adil Hikmet Beylerini;

Karabağ, Nuri Paşa’sını;

Doğu Türkistan, Osman Batur’unu;

Münafık Suud ve BAE, Fahreddin Paşayı;

Kafkasya, Şamillerini ve niceler nicesini bekliyor!

Ey Müslüman Türk milletinin aziz evladı! Masum ve mazlumlar, biçareler, koca bir dünya ve toprağında yatan ecdâd bizi bekliyor! Vallahi bizi bekliyor!

Biz son umut, son takat, son kale!

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR