Ahmet Sefa DİKTEPE

Ahmet Sefa DİKTEPE

Türkçeyi korumak vatan toprağını korumaktır!

Türkçeyi korumak vatan toprağını korumaktır!

Bugün 3. sınıf devlet ve millet statüsüne tabi tutulan milletlerin birçoğuna yeraltı ve yerüstü zenginliklerine ulaşabilmek için bir afyon yutturulmuştur. Medenileşme, gelişme, muasırlaşma denilerek yutturulan bu afyon milletlerin sadece maddi zenginliklerini değil kültürel zenginliklerini de ellerinden almıştır. Gözünüzü nereye çevirirseniz çevirin emperyalist odaklar bir devletin topraklarına girmeden önce o topraklar üzerinde yaşayan halkın kafa ve gönüllerine girmiştir. Evet, bizlerde illeri fethetmeden gönülleri fetheden bir ecdadın evlatlarıyız. Fakat Osmanlı İmparatorluğu’nun bugün çekildiği topraklara baktığınızda hiçbir millet milli kültürü ve benliğinden koparılmamış zorbalıkla dili, dini, kültürü değiştirilmemiştir. Bir yanda içinde inançsızı dahi barındırabilecek bir alicenaplık örneği gösteren ecdadımız, diğer tarafta ise karşısındakini ezen horlayan ve onu sömüren her rengiyle emperyalizm… Bugün kim iddia edebilir ki Osmanlı himayesinde yaşamını sürdüren milletlerden herhangi biri dilini kaybetmiştir. Bizim nerdeyse 4-5 asır hükmettiğimiz coğrafyaların birçoğunda bugün ise İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve daha birçok batı dili ana dil seviyesine yükselmiştir. Dile yapılan bu taarruz sayesinde kültür köprüleri yıkılan milletler özlerinden koparılmış ve bugün 3. sınıf devlet statüsüne maruz bırakılmıştır. 

Yazı ve dil bir milletin dünü, bugünü ve yarını arasında irtibat sağlayan bir kültür köprüsüdür. Dilini korumayan, yaşatmayan bir millet kendi de yok olmaya mahkûmdur. Bu mesele diğer tüm meselelerin üstünde milli kültürümüzü korumak, milli tarihimizde kopmamak namına büyük bir ehemmiyet taşımaktadır. Dili yabancı taarruzların etkisinden korumak, vatan toprağını korumaya benzer. Çünkü dil aynı vatan toprağında yaşayan tüm insanların ortak ürünüdür.

Uzun bir zamandır ülkemizde de dil üzerinde büyük oyunlar oynanmakta ve milli dil yani Türkçe yok edilmeye başka dillerin tahakkümü altına alınmaya çalışılmaktadır. Yabancı okullar eliyle yapılan bu misyonerlik faaliyeti ülkemiz için büyük bir tehlikedir. Gelecekteki nesillerimizin beyinleri ve gönülleri yabancı dillerin tahakkümünde olursa milletimizde bu gidişattan elbet payını alacaktır. Devletimiz bu konudaki tedbirlerini ivedilikle gözden geçirmeli, bu kültür ve dil terörüne bir çare bulmalıdır. Bugün milli bekamız için Suriye’de bulunmamız ne kadar elzemse bu mesele de milli bekamız adına o kadar önemlidir. Tarihini, kültürünü, dilini bilmeyen bir millet ne bekası için bir kurşun atabilir ne de topraklarını koruyabilir. Yarının gençlerine bu mirası bırakamadığımız müddetçe devletimizin bekası da daima tehdit altında olacaktır. 

Ülkemiz içerisindeki milli dili koruma vazifesini yerine getirirken diğer Türk cumhuriyetlerindeki ve ana vatandan uzakta yaşayan Türkler içinde dil birliğinin muhafazası için protokoller yapılarak bizi birbirimize bağlayan milli dilimizi korumak mecburiyetindeyiz. Genel manada Türkiye’de Batı, Kafkasya’da Rus, Ortadoğu ve Güney Azerbaycan’da Fars dilinin tahakkümünü kırmalı ve dilde birliği sağlamalıyız. Bütün dünya Türklüğünü yazılı ve sözlü dilde birleştirmeyi vazgeçilmez bir mülkü olarak addediyoruz. Rahmetli Prof. Dr. İbrahim KAFESOĞLU Hocanın da belirttiği üzere “Milliyetçilik ile dil arasında mevcut olan bu tecezzi kabul etmez birlik, bilhassa Türkçe için muteberdir. Çünkü yeryüzünde, birbirinden çok uzak ülkelerde yaşamakta olan yüz milyona yakın Türk’ü duygu ve ruh mihverinde birleştiren ve aralarında kardeşlik hissini her zaman uyanık tutan en mühim kültür unsuru dildir. “

Dil milli kültürün en önemli bağıdır ve kültürel sınırlarımızın bütünü içerisinde korunup kollanmalı, farklı gelişmelere maruz bırakılmamalıdır. Bugün 350-400 milyona ulaşan Türk nüfusun bütün tarih boyunca ve yayıldığı büyük coğrafya içinde bir tek dili vardır ve bu da Türkçe’dir. 

Gaspıralı’nın ifadesiyle dilde, fikirde, işte birlik sağlanarak Türk Dünyası ortak ülküler etrafında birleştirilmeli ve yabancı taarruzlara karşı topyekûn karşı koyabilmelidir. 

Unutulmamalıdır ki Türk milleti, Türk dili ile ayrı ve müstakil bir devlet olabilmektedir!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR