Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Yetim

Yetim

Yetim, bize emanettir. Vatanı için sınırlarda şehit olan kahraman Mehmetçiğin yetimi bize emanettir. Yuvaları başlarına bombalanan, şehirleri yerle bir olan,  sokaklarından kan fışkıran, ağlayan mazlumların yetimleri emanettir. Eşi şehit olan annenin iki yavrusunun gözyaşları çığlıkları ile sığınacak bir yer ararken adi botlarla başka ülkelere götüreceğiz diye denizlerde boğulan anneler, yavrular insanlığın yetimidir. 
    
Bombalarla parçalanan yavrusunu toprağa veremeyen yetim de annesinin eteğine sımsıkı yapışmış yuvasız kalan yetim de bizim yetimimiz.

Suriye’de, Irak’ta, Myanmar’da, Afrika’da, Cezayir’de, Fas, Tunus, Filistin’de ağlayan çaresiz yetim Osmanlı’nın yani bizim yetimimizdir.
    
Sahillere vuran, ayağına çelme takılan, organlarını satmak için el konan ‘medeni’ diye geçinip zalim ülkelerde sadece yetimlerin olduğu çocuk kamplarında babasız, anasız h er şeyini kaybeden, umut bekleyen, ne olacağını bilmeyen yetimler, zalimlerin yüz karası, insanlığın yetimidir.

Karşılıklı kurtarıcı teşkilatları kurdurup ellerine silah verip yıllarca babasını, annesini kardeşlerini emperyalist zalimlerin öldürttüğü yetimler ibretlik bizim yetimimizdir.
    
Osmanlının yıkılışından sonra her gün adım adım toprakları işgal edilen bağı, bahçesi yerlebir olan evleri başlarına yıkılan, ben de insanım yaşamak istiyorum nefes almak istiyorum diyen, Mescid-i Aksa, Osmanlı dedemin emaneti diye öldürülen yetimler bizim yetimimiz. Komşudaki, mahalledeki yetim bizim yetimimiz.

Çocuğum yetim kalır diye endişeleniyorsun. O zaman yetimler senin, benim yetimimdir. O yetimlerin üzerine tir tir titremelisin. Çünkü Allah’ın emanetidir. Sahiplendiğinde müjdeler vardır. 
    
Ailesi dağılmış binbir çile ile üzerindekileri ve yetimi ile yollara düşmüş nihayet Suriye sınırındaki kampa ulaşmış. Savaşta  kaybettiği çocuğundan birine, sakat kalan eşine yemeğini yerken yana yana kampta şükrediyor. Aziz milletimize, ülkemize dua ediyor.

Yokluğu, çaresizliği, çadırda kalmayı nimet kabul etmiş Rabb’ine dua ediyor, ‘Allah’ım Türk Milleti’ni koru, yardım et. Onları başarılı eyle, ayaklarına taş değmesin, yavrularımızı koru.’ 

Suriyelilerin bir kısmı yollarda, denizlerde yok olurken bize kavuşanlar niye geldi, bunların ne işi var, niye kabul ettik diyenlere şaşırıyorum. O zaman insan haklarından, vicdandan, insanlıktan, yetimin hakkından konuşmayın. Çünkü yürekleriniz taşlaşmış, Suriye’den gelenlere vicdanınız sızlamıyorsa, çocuk yuvalarında içeriye girdiğinde baba, anne diye sarılıyorsa sevgiyle özlemiş ilk defa gördükleri halde arkandan ağlıyorlarsa bunları görüp de hala bana ne, Suriyelilerin hali beni ilgilendirmez neden kabul ettiniz diyorsan bana çare olamazsın, bu millete çözüm üretemezsin.

Yetimine bakmayan toplumlarda milli gelir ne kadar yüksek olursa olsun o ülke milli geliri en düşük ülkedir. 
    
Bir yetimin ne kadar saçına elin değdiyse saçı kadar günahı affolmaktadır. 

Miras dağıtımında orada yetim de (miskinler de) varsa pay verilir. Miskinler de varsa pay verilir. Yetim, bizimdir.

Yetimin sahibi, gözetleyicisi müminlere emanet eden Allah’tır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
SON YAZILAR