Ankara Müziğini Yozlaştırdılar

Ankara Müziğini Yozlaştırdılar

Ankaralı halk müziği sanatçısı Mehmet Demirtaş, Ankara müziği diye çalınan parçaların gerçekte Ankara müziği olmadığını belirterek, "Bu insanlar kafayı çekip ne söylediğini bilmeden müzik yapıyor, adına da Ankara müziği diyorlar" dedi.

OSMAN AKDOĞAN/HABERVAKTİM

Ankaralı halk müziği sanatçısı Mehmet Demirtaş'la Ankara müziğini konuştuk. 40 yıllık halk müziği sanatçısı olan Demirtaş'ın "Aşk" isimli yeni bir albümü çıktı. Demirtaş'ın anlattıkları, Ankara müziğinin içinin nasıl boşaltıldığını gözler önüne seriyor. İşte yaptığımız röportaj:

TÜRK HALK MÜZİĞİNE 40 SENELİK HİZMET

Müziğe nasıl başladığınızı kısaca anlatır mısınız?

Küçüklüğümde köyde dedemden dinlediğim kaval ile müzik aşkım başladı. İlk sazımı sanat okuluna giderken bir arkadaştan aldım ve sırtımda battaniye, sabaha kadar gecekonduda çalışarak öğrendim. Daha sonra düğünlerde para dahi kabul etmeden saz çalıp türkü söylemeye başladım. Babamın, ‘ne iş yaparsan en iyisini yap’ öğüdünü kulağıma küpe ederek 40 senedir Türk halk müziğine hizmet etmeye çalışıyorum.

KAFAYI ÇEKİP BİLMEDEN... 

Ankara müziği diye çalınanlar gerçekten Ankara müziği mi, yoksa başka bir tarz mı?

Onlar ne Ankara müziği ne de müzik. Biz Nasreddin Hoca'nın torunlarıyız ve mizaha karşı değiliz fakat bu insanlar kafayı çekip ne söylediğini bilmeden müzik yapıyor, adına da Ankara müziği diyorlar. Halbuki, hakiki Ankara müziğini icra edenler geçmişten bugüne Refik Başaran, Avanoslu Selahaddin, Bayram Arıcı –ki Orhan Gencebay, Arif Sağ ondan saz öğrenmiştir- Zekeriya Bozdağ, Hasan Yücel, Mehmet Erenler gibi isimler ve onların yolunu takip edenlerdir. Ben de onları örnek alarak müzik yapıyorum.

Aslında büyük müzik adamlarının hepsi Ankara’dan çıkmıştır. Çünkü Ankara dediğimizde, Adana, Antep, Yozgat, Çorum, Eskişehir’i de içine alan geniş bir kültürel coğrafyadan bahsederiz.

BU NE DEMEKTİR ALLAH AŞKINA?

Piyasadaki müzikler toplum kültür, değer ve ahlakımızı yansıtıyor mu?

Müziğimizi 50 sene önce bozmaya başladılar. Bu çalışmaların bir sonucu olarak star dedikleri biri çıkıp, ‘kız hepsi senin mi?’ demişti. Bu ne demektir Allah aşkına? Toplumun bozulması müzikle başlar. Toplumun önüne sanatçı diye çıkartılan insanlar giyimlerinden hareketlerine kadar bu toplumun bir parçası değil. Çünkü bu kişilerde yaşadığı toplumun kültürüne ait hiçbir emare yok.

ATIM DÜLDÜL DİYE PARÇA MI OLUR?

Hal böyle olunca ön teker nereye giderse arka tekerde oraya gidiyor. Artık bayramda insanlar dedesinin yanına gitmek yerine tatile gidiyor. Halbuki geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez. Böyle olunca ne dostluk kalıyor ne kardeşlik.

Birbirine kanka-kanki diyen gençler çıkmış, ‘atım Kuntakinte, atım Düldül’ diye şarkı söylüyor. Başka biri ‘Atakuleden at beni, aşağıda tut beni’ diye beste yapıyor ve binlerce bestesi olduğunu iddia ediyor. Halbuki bu besteler çikletin içinden de çıkıyor. Bilinmelidir ki, doğru bir tektir fakat yanlışın bin çeşidi vardır.

HAZİNEYE BASIP GEÇİYORUZ

Hazinenin üzerinde oturuyor fakat kıymetini bilmiyoruz diyebilir miyiz?

Memleketimiz ve kültürümüz çok zengin fakat hazineye basıp geçiyoruz. Avrupa’da bizim müziğimiz biliniyor ve literatüre girmiş -onlarda bizdeki makamlar yok- fakat ülkemizde kıymeti bilinmiyor. Anadolu Klasikleri ismiyle çıkardığım albümler aslında birer ansiklopedi. Bu albümdeki Avşar Elleri adlı eser yüzyıllara meydan okuyarak bugünlere gelmiş bir eser. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin Misket ve Atım Arap çalabilirsiniz fakat popülerleşmiş, pavyonlaşmış müziği çalamazsınız, dinletemezsiniz.

Gençlerin halk müziğine yaklaşımı nasıl? Yeni gençler yetişiyor mu?

Gençler yetişmiyor. Çünkü popüler müzik çok öne geçti. Televizyon gençlerimizin kendi kültürümüzden uzaklaşmasında önemli bir rol oynadı. Gençler bana, madem çok meşhursun neden seni televizyonda göremiyoruz diyor.

TRT SESİMİZE SES VERMELİ

Neden ekranlarda sizi sık göremiyoruz?

Peki, siz ekranda doğru düzgün bir klip görebiliyor musunuz? Adam bana ‘biraz belden aşağı oku’ diyor. Gerçekleri söylediğimde ekranlara çıkarılmıyorum. TRT bizim gibi sanatçıları özel kanallarla uğraştırmamalı, bizlere daha fazla yer vermeli, sesimizi duyurmalı ki yeni nesiller kendi halk müziğini tanısın.

DEĞERİMİ KAYBETMEDİM

Ankara müziği adı altında pavyon müziği yapanların büyük paralar kazandığını biliyoruz. Peki siz? İnsan önce şükretmeyi bilmeli. Yiyeceğim bir ekmek. Dünya benim olsa ne olacak? Çok kazananların sonları köprü altlarında içkiden, uyuşturucudan oluyor. 40 sene önce bir tane çalacak sazım yoktu ama şimdi dükkanım saz dolu. Her türlü rezilliğin olduğu pavyonlara Allah’a şükür düşmedim. Çok paralar kazanıp da buralarda yitip giden çok insan oldu fakat ben değerimi kaybetmedim.

DEVLET BU GİDİŞE DUR DEMELİ

Müziğimize gerçek değerini iade etmek adına neler yapılmalı?

Devlet bu gidişe dur demeli. Kendi kültürümüze ait nitelikli eserleri tanıtmalı, hatta klip çekmeli ve doğru ile yanlışı birbirinden ayırmalı. ‘Arabada beş, evde on beş’ diyenler kasetlerine nasıl bandrol alabiliyorlar? Çocuğum bu cümlenin anlamını sorduğunda beni utandıran bu ifadeler nasıl denetimden geçiyor?

Konservatuar hocalarının öğrencilerine, “Mehmet Demirtaş’ın CD’sini alın, bozlakları, kırık havaları, oyun havalarını ondan geçin” dediği bir sanatçı olarak bizim sesimizi yükseltmemiz engellenirken birileri avazı çıktığı kadar çalıyor, söylüyor, böyle iş olmaz.

MÜZİĞİN NEYİ ÇAĞRIŞTIRDIĞINA BAKSINLAR

Son olarak gençlere, topluma nasıl bir mesajınız var?

Annesine, babasına saygı duyan insan kültürüne de saygı duyar. Onları tanımayan insan kültürünü de bilmez. Türküler katıksız halk sözüdür. Müziği iyi dinlesinler ve neyi çağrıştırdığına baksınlar. İyi ile kötüyü, kaliteli ile kalitesizi iyi ayrıştırsınlar.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.