Ankaralı avcılar uyardı: Görülmeyen hedefe ateş edilmemeli

Avcılık sporu hakkında Ulus’a açıklamalarda bulunan Yenimahalle Genç Avcılar ve Atıcılar Derneği Başkanı Şükrü Çulha, Türkiye’de avcılığın uzun yıllardır babadan oğula geçen bir spor geleneği olduğunu belirtti. Avcılığın sadece bir spor değil, doğayla bütünleşme biçimi olduğunu ifade eden Çulha, gerçek avcının doğayı koruyan kişi olduğunu vurguladı. Avlaklarda çevreyi iyileştirmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını söyledi. Mevsim itibarıyla domuz, keklik, tavşan ve çulluk avının açık olduğunu, örek avının ise devam ettiğini belirten Çulha, özellikle domuz popülasyonundaki artış nedeniyle denetimli avların yapıldığını söyledi. Avcılığın sıkı bir eğitim ve ruhsat süreci gerektirdiğini hatırlatan Çulha, “Avcı, görmediği hedefe kesinlikle ateş etmemeli. Güvenlik her şeyin önündedir” dedi.

“GERÇEK AVCI DOĞAYA ZARAR VERMEZ”

Türkiye’de avcılığın uzun yıllardır babadan oğula aktarılan köklü bir gelenek olduğunu söyleyen Yenimahalle Genç Avcılar ve Atıcılar Derneği Başkanı Şükrü Çulha, gerçek avcının doğaya zarar vermeyen, aksine onu koruyan kişi olduğunu vurguladı. Avcılığın kendileri için yalnızca bir spor değil, aynı zamanda doğayla bütünleşme anlamına geldiğini belirten Çulha, av faaliyetleri sırasında çevreyi iyileştirmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını belirtti. Gittikleri avlak bölgelerinde doğaya katkı sunmayı amaçladıklarını ifade eden Çulha, “Mevsim itibarıyla şu anda domuz, keklik, tavşan ve çulluk avı sezonu açık durumda. Av sezonu sorunsuz bir şekilde devam ediyor. Ördek avı da halen sürüyor. Şimdiye kadar kazasız belasız, keyifli avlar gerçekleştiriyoruz. Avcılık zaten başlı başına zevkli bir spor. Genellikle 5-6 kişilik ekipler hâlinde ava çıkıyoruz. Her seferinde bir keklik ya da bir tavşan avlıyoruz. Avladıklarımızı biriktirip daha sonra hep birlikte güzel bir yemek hazırlıyoruz” diye konuştu. Çulha, meyve çekirdeklerini dahi çöpe atmayıp uygun yerlere ektiklerini, fidan dikerek yeşil alanların arttırılmasına katkıda bulunduklarını anlattı. Yenimahalle’de 2 bin 700, Ankara genelinde ise 20 binden fazla kayıtlı avcı bulunduğunu söyleyen Çulha, özellikle gençlerin bu spora yönlendirilmesinin hem doğa bilincini hem de yasal avcılık kültürünü güçlendireceğini belirtti.

RUHSAT VE SERTİFİKA ŞART

Avcılığın sıkı bir eğitim ve belge süreci gerektirdiğini hatırlatan Çulha, avcı olmak isteyenlerin önce kurslara katıldığını, ardından Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen sınava girerek sertifika aldığını kaydetti. Çulha, “Avcılık yapmak için herkesin avla ilgili kurslara katılıp, belgeli ve nizami şekilde avlanılması gerekiyor” diyerek, av tüfeği kullanımının da ruhsata bağlı olduğunu, bu ruhsat için sağlık raporundan sabıka kaydına kadar birçok belgenin talep edildiğini vurguladı. Kaçak avcılığın hem doğaya hem de yasal avcılara büyük zarar verdiğini belirten Çulha, o sebeple de dernek olarak mücadeleye önem verdiklerini söyledi. Avcıların avlaklara gitmeden önce sistem üzerinden kota almak zorunda olduğunu hatırlatarak, kota aşımının ciddi cezalara neden olduğunu ifade etti. Orman muhafaza memurları ve jandarmanın sahada sıkı denetimler yaptığını belirten Çulha, düzenin sağlanması ve doğal dengenin korunması için bu kontrollerin hayati olduğunu dile getirdi.

ARTAN EKONOMİK YÜK AVCILIĞI ZORLAŞTIRIYOR

Çulha, ekonomik koşulların avcılığı her geçen yıl daha maliyetli hâle getirdiğini belirtti. Çulha, artan akaryakıt ve gıda fiyatları nedeniyle bir avcının bir günlük av masrafının neredeyse bin liraya ulaştığını söyledi. Ay içerisinde birkaç kez avlanmak isteyen bir kişinin ciddi bir bütçe ayırmak zorunda kaldığını belirten Çulha, dernek üyelerinin bu nedenle masrafları paylaşarak av faaliyeti yürüttüğünü ifade etti. Silah ve ruhsat maliyetlerinin de büyük bir yük oluşturduğunu dile getiren Çulha, yivsiz av tüfeği için beş yıllık ruhsat harcının bin 225 TL’ye yükseldiğini, tabanca ve yivli tüfeklerin çok daha yüksek maliyetlere ulaştığını söyledi. Yılbaşında bu kalemlerde yüzde 30 ila 35’e varan zam beklendiğini belirterek avcılığın artık eskisine göre daha lüks bir hobiye dönüştüğünü ifade etti.

“AVCI, GÖRMEDİĞİ HEDEFE KESİNLİKLE ATEŞ ETMEMELİ”

Son yıllarda en ciddi sorunlardan birinin domuz popülasyonundaki hızlı artış olduğunu ifade eden Çulha, sürülerin çok kısa sürede iki katına çıkabildiğini söyledi. Domuzların yılda iki kez doğum yaptığını sözlerine ekleyen Çulha, özellikle hasat dönemlerinde tarlalara ciddi zarar vermeleri sebebiyle çok sayıda köylünün ve muhtarın şikâyette bulunduğunu ifade etti. Bu gibi durumlarda İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından yapılan incelemelerin ardından kaymakamlık veya valilik onayıyla denetimli avların gerçekleştirildiğini söyleyen Çulha, avların Doğa Koruma ve Milli Parklar ekiplerinin gözetiminde disiplinli bir şekilde yürütüldüğünü belirtti. Kalecik, Beypazarı, Elmadağ, Bala, Kızılcahamam ve Çamlıdere gibi bölgelerin domuz popülasyonunun yoğun olduğu alanlar arasında bulunduğunun altını çizdi. Av faaliyetlerinin genellikle sabahın erken saatlerinde başlayıp akşam saatlerinde tamamlandığını söyleyen Çulha, genç avcı adaylarına da önemli uyarılarda bulunarak “Avcı, görmediği hedefe kesinlikle ateş etmemeli. Güvenlik her şeyin önündedir” dedi.