Ankara'nın ahşap babası: Aslında kendimizi yontuyoruz

Ankara'nın ahşap babası: Aslında kendimizi yontuyoruz

Ulucanlar Sanat Sokağı’nda bulunan ahşap oyma atölyesinde özel gereksinimli bireylere ders veriyor. Ahşap Baba olarak bilinen Ali Bayram, "Ahşaba şekil veriyor gibi gözüksek de aslında kendimizi yontuyoruz” dedi.

Ahşap Baba olarak bilinen Ali Bayram, Ulucanlar Sanat Sokağı’nda bulunan ahşap oyma atölyesinde özel gereksinimli bireylere ders veriyor. Çocuklardan çok şey ögrendiğini söyleyen Ali Bayram, “Ahşaba şekil veriyor gibi gözüksek de aslında kendimizi yontuyoruz. Amaç kendimizdeki fazlalıkları atabilmek” dedi.

“ASLINDA KENDİMİZİ YONTUYORUZ”

Ahşaba şekil veriyor gibi görünse de burada kendimizi yontuyoruz şeklinde konuşan Ahşap oyma ustası Ali Bayram şunları aktardı: “8 yıldır Ulucanlar Cezaevi Sanat Sokağı'ndayım. Eğitimler veriyorum. Son 2 yıldır da işte Kültür Bakanlığı ahşap oyma sanatçısıyım. Ahşaba şekil veriyor gibi gözüksek de aslında kendimizi yontuyoruz. Benim felsefem bu. Amaç kendimizdeki fazlalıkları atabilmek. Onları atarken de ahşabı olarak kullanıyoruz ve nihayetinde ortaya da bir şey çıkıyor. Görsellik ikinci planda anlam kazandırmaya çalıştırıyorum. Eserlere bir hikâye varsa bir hikâye önceden olan, onun üzerinde bir görsel yapmaya çalışıyorum. Kendi duygu ve düşüncelerimle görseli yaparken hikayeleşiyor. Bazen mesnevi konularda, bazen Kur'an ayetleriyle küçük de olsa çok insanları dikte etmeden bir şeyleri kendi içimde kabul ettiğim ve yapmaya çalıştığım şeyleri karşı tarafa aktarmaya çalışıyorum.”

ara-002.jpg

“ÖZEL BİREYLERE KAPILARIMI AÇTIM”

İlk günden itibaren özel çocuklara kapısının sonuna kadar çık olduğunun altını çizen Bayram, “7’den 70’e herkese eğitim veriyorum. Küçükler için burayı yeteneklerini keşfettikleri bir yer olarak bakıyorum. Özel gereksinimli bireylerle de çalışıyorum. Başladığım günden itibaren özel çocuklara kapılarımı açtım. Burada o çocuklarla çalışmak çoğu büyük için oldukça zordur. Aileler için bile zordur, çünkü ne yapacaklarını bilemezsiniz. Ama biz biraz da o meslek sevgimden dolayı burada çocuklara kapıları açıyoruz ve özgür de bırakıyoruz. Çünkü evlerde o imkânı veremiyor. Aileler yapamazsın, edemezsin diye büyüttüğümüz çocuklar var. Hayal ettikleri bir şeyleri bazen bir oyuncak oluyor, bazen bir sanatsal bir şey oluyor. Onları yapmalarına ve merak ettikleri aletleri de kullanmalarına belli bir derecede izin veriyoruz. Her şeyleri kendi ileri keserek kendi güçlerini kullanarak yapıyorlar. Ben gelen çocuklara özel gereksinimli mi diye bakmıyorum arkadaşım gibi davranarak iletişimine geçiyorum. Büyükler için de dediğim gibi terapi olarak bakıyorum” şeklinde konuştu.

basliksiz-1-002.jpg

“ÇOK BÜYÜK GELİŞMELER VAR”

Atölyeye gelen özel gereksinimli bireylerdeki gelişmelerden bahseden Bayram, “7 yıldır devam eden öğrencilerim var. Öğrenciliği bırakıp arkadaş olarak devam edenler var. Yasin diye bir çocukla başlamıştım ilk. Yasin müthiş bir çocuktu. Burada kırk beş dakikalık rehabilitasyona geliyordum. Fotoğraf çektirmek bir kenara elini bile çektirmiyordu. Öyle bir çocuktu, şu an tiyatro yapıyor. Sosyal medya hayatında yoktu. Ama şu an dediğim gibi Yasin'in ikinci sahnesini alacak. Tiyatro oyunu yazıyor ve oynuyor, kendi maaşını kazanıyor. Kayseri'den Mustafa diye bir öğrencim var, burada Mustafa’yla çok güzel şeyler yaptık. Hala devam ediyor, ahşap yakma yapıyor. Canberk adında bir öğrencimle 2 yıldır çalışıyoruz. Çok çok büyük gelişmeler var” ifadelerini kullandı.

ara2-002.jpg

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN OLUŞUYOR

Atölyenin amacının sadece ahşap oymaktan ibaret olmadığını, buraya gelen kişilerin ayrıca sosyalleşmeleri için de alan oluşturduğunu belirten Bayram, “Genelde de bir müfredat koymuyorum, özgür alanlarına bırakıyorum. Herkes sevdiği bir yerden başlasın. Çünkü çok dalı var, rölyef tablo, heykel, ahşap yakma, kakma birçok süsleme sanatıyla çenti koyma gibi birçok farklı dalları var. O yüzden gelen kişilere ya da çocuklara bunu ilk buradan başlaman lazım diye bir şey koymuyorum, özgür bırakıyorum. Öyle başlayınca da severek başlıyorlar. Sonra zaten devam ettirmek istiyorsa bir şekilde devamı geliyor. Amaç sadece burada ahşap oymak değil. Eğer becerisinden ziyade çocuklar için bir sosyalleşme alanı oluyor. Çünkü sanat sokağına gelen kişilerle tanışıyorlar. Tanıdıkça da iletişim kuruyorlar, hâl hatır soruyorlar derken öğrencinin kendine olan özgüveni oluşuyor. Burası evin bir parçası gibi oluyor. En azından çocuğun sosyalleşmesi açısından onlara bir kolaylık sağlıyoruz” sözlerine yer verdi.

ara3.jpg

“ÇOCUKLARDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENİYORUM”

Özel bireylere bir şeyler veriyor gibi görünsem dede onlardan çok şey alıyorum diyen Bayram, “Hep düşündüğümde onlar bana çok artı bir şey veriyor, mutluluk veriyor. Yani bunun dünyadaki maddi kazançlar ya da ibadetlerle elde ettiğimiz manevi kazançlardan daha öte bir duygu. Gönlümün mutmain oluşu onlarla yaptım. İletişime geçerek karşı taraftaki o duyguyu görebiliyorum. Gönlüm o çocuklarla birlikte yumuşuyor. Kendini sağlıklı gören insanların hepsinde bir maske var, yapmacık yaşıyoruz. Söylediklerimiz, düşündüklerimiz, yaptıklarımız birbiriyle örtüşmüyor ama onlar çok net. O yüzden ben o çocuklara bir şeyler veriyor gibi gözüküyorum ama onlardan çok şey alıyorum” diyerek sözlerine son verdi.

Rüveyda Aslıipek/ www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.