Bir Ardahan geleneği: Kültür bebeklere aktarılıyor
Ardahan’da yaşayan Hatice Dönder, yöresel kültürü gelecek nesillere aktarmak için yaptığı eski Türkmen kıyafetlerini bebeklere giydiriyor. Son ustalardan biri olduğunu söyleyen Dönder, “Ömrüm yetene kadar yapmaya devam edeceğim” dedi.
Ardahan’ın Damal ilçesinde yaşayan Hatice Dönder, yöresel kültürü gelecek nesillere aktarmak için binbir emekle yaptığı eski Türkmen kıyafetlerini plastik ve tahta bebeklere giydiriyor. Damal bebeklerinin yapımına çocuk yaşta başlayan Dönder, babaannesinin tahta bebeğinin kendisine ilham verdiğini söylüyor. 1995 yılında belediye kursuyla profesyonelleşen Dönder, emekliliğine rağmen evinde üretime devam ediyor. Her bebek 37 parçadan oluşurken Dönder, çoraplardan boncuk işlemelerine, baştan eteğe tüm ayrıntılar elle hazırlanıyor. Günümüzde kurslar kapanmış, malzeme eksikliği yaşanıyor olsa da Dönder, ağaçtan bebek yapmayı sürdürüyor. Kültürün kaybolmaması için destek çağrısında bulunan Dönder, “Ömrüm yetene kadar yapmaya devam edeceğim” dedi.

DAMAL BEBEKLERİYLE KÜLTÜRÜNÜ AKTARIYOR
Damal’da yaşayan Hatice Dönder, bölgenin kültürünü tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak için yaptığı el emeği göz nuru eski Türkmen kıyafetlerini plastik bebeklere giydiriyor. Dönder’in, her bir parçada sevgisini ve emeğini kattığı Damal Bebekleri, kültürel değeriyle dikkatleri çekiyor. Bebeklerle olan bağlılığının çocukluğuna dayandığını söyleyen Dönder, “Küçükken kendi kendime ağaçtan bebekler yapardım. Babaannemin el emeği bir ağaç bebeği vardı, onu hep saklardı. Babaannem 100 yaşına kadar yaşadı ve vefat ettiğinde o bebek hâlâ duruyordu. Onun o bebeği, bana bu işi sevdirdi, ilham kaynağım oldu. Şimdi yaptığım her bebekte onun izini taşıyorum” ifadelerini kullandı.

UZUN YILLARIN TECRÜBESİ EVİNDE DEVAM EDİYOR
Damal bebeklerini profesyonel bir düzeye taşımaya 1995 yılında belediye tarafından açılan bir kursla başladığını dile getiren Dönder, “O dönem Damal Belediyesi’nin açtığı Halk Eğitim Merkezi’nde, usta öğretici olarak çalıştım. Kurs sayesinde yöresel elbiseler ve bebek yapımını öğrenip kendimi geliştirdim. Uzun yıllar boyunca kurslarda usta öğreticilik yaptım” diye ekledi. 5 yıl önce emekli olduğunu söyleyen Dönder, emekliliğine rağmen bebek yapımına evinde devam ettiğini kaydetti. Bunun artık bir alışkanlık ve sevgi işi olduğunu belirten Dönder, “ Ömrüm yetene kadar yapmaya devam edeceğim” diyerek mesleğine duymuş olduğu bağlılığı gözler önüne serdi.

HER AŞAMASI ELDE, HER DETAYI EMEKLE
Damal bebeklerini büyük bir özenle hazırlayan Dönder, yapım süreci hakkında da bilgiler verdi. Yapıma bebeklerin çoraplarını örerek başladığını söyleyen Dönder, “Damal bebeklerini yaparken her ayrıntıya dikkat ederim. Çorapları ördükten sonra, ‘gözlük’ dediğimiz boncuk işine geçiyorum. Daha sonra baş kısmına geçerim; ketenden dülbent yaparım. Ardından ipliklerle saçak kısmını işlerim. Boncuklarını işler, püskülünü takar, ardından elbisenin biçimini çıkarırım. Kumaşını dikip makinede elbiseyi tamamlarım. Her bir ayrıntı tek tek, sabırla yapılır. Bebeğin kemeri, saçı, şalı, çorabı, elbisesi ayrı ayrı hazırlanır. Her detayı el emeğidir, göz nurudur” diyerek pantentli bebeğin yapım sürecini anlattı. Desenlerin ve renklerin her birinin anlam taşıdığını söyleyen Dönder, “Çoraplardaki desenler, boncuk işlemeleri hep nenelerimizden kalmadır. Her motif kadın emeğini ve geçmişi anlatır” dedi.

BİR BEBEK 37 PARÇADAN OLUŞUYOR
Dönder, Damal bebeğin, 1996 yılında Japonya’da düzenlenen Yöresel Folklorik Bebekler Yarışması’nda “el emeği” kategorisinde dünya birincisi olduğunu kaydetti. Türkmen kadınlarının geleneksel kıyafetlerinin birebir yansıması olmasıyla dikkat çektiğini söyleyen Dönder, “Bir Damal bebeğinin kıyafeti önlük, yelek, üç etek, gömlek, şalvar, göğüslük, fes, cepken, tor, take ve kolçak gibi toplamda 37 parçadan oluşuyor. Kumaş, bez ve boncuktan yapılan bu bebekler, renk cümbüşüyle doğayı temsil ediyor” diye konuştu. Bebeklerin üzerindeki desenlerin, renklerin hepsinin bir anlamı olduğuna işaret eden Dönder, şunları kaydetti:
“Mesela bazı süslemelere “gökkuşağı” deriz. Çoraplardaki desenler, boncuk işlemeleri hep eski kadınlarımızdan kalmadır. Her bir motif, geçmişi ve kadın emeğini anlatır. Kıyafetler gerçekten ağırdır. Boncukları, kumaşı, kat kat detayları vardır. Ama o ağırlığın içinde bizim kültürümüzün zenginliği saklıdır. Her detayında sabır, renk, anlam vardır.”

“DAMAL BEBEK KURSLARI ARTIK YOK”
Damal ilçesinde kursların kalmadığını ifade eden Dönder, bunun en büyük sebeplerinden birinin malzeme eksikliği olduğunu belirtti. İlçede önceden 10’a yakın kursun olduğuna dikkat çeken Dönder, “Eskiden Halk Eğitim Merkezlerinde Damal bebek kursları vardı. Burada çok fazla kadın çalışıyordu. Ben de orada usta öğretici olarak çalıştım. Ancak son yıllarda kurslar kapanmış durumda. Bunun sebebi de bebek malzemelerinin bulunamaması. Özellikle bebek gövdesinde kullandığımız plastik kalıplar artık yok” diye konuştu. En güzel bebeklerin tahtadan yapılan bebekler olduğunu söyleyen Dönder, “Kurslarda tahtadan bebek yapmak mümkün ama o da çok masraflı ve zahmetli. Çünkü tahta bebekler atölyede oyuluyor, bacakları ve yüzü şekillendiriliyor. Ancak günümüzde bunlarla uğraşan kimse kalmadı. Ben bazılarını kendim ağaçtan yapıyorum ama bunu herkes yapamaz. Ağacın çatallı kısmından bebeğin başı ve gövdesi çıkarılıyor, bu da büyük ustalık istiyor” ifadelerine yer verdi.

“BEBEKLER BİZİM KÜLTÜRÜMÜZÜ TEMSİL EDİYOR”
Eskiden bu elbiselerin günlük hayatta giyildiğini sözlerine ekleyen Dönder, artık sadece özel günlerde tercih edildiğinin altını çizdi. Bebeklerin kıyafetlerinin Ardahan’ın Damal kültürünü yansıttığını dile getiren Dönder, “Eskiden kadınlarımızın, nenelerimizin, ebelerimizin giydiği elbiseler bunlar. Atadan, dededen kalma giyim tarzı. Ancak zamanla insanlar bu kıyafetleri giymemeye başladı” dedi. Günlük hayatta kullanılmamasının sebebinin hem ağır hem de işlemeli olduğu için olduğuna bağlayan Dönder, “Biz de bu elbiseleri kaybetmemek, unutturmamak için bebeklerimize giydirmeye başladık. Yani bu bebekler bizim kültürümüzü temsil ediyor” diye konuştu.

“KÜLTÜRÜN SON TEMSİLCİLERİNDEN BİRİYİM”
Bütün zorluklara rağmen üretimi sürdürdüğünü belirten Dönder, “Ben 75 yaşındayım ama bırakmak istemiyorum. Çünkü bu kültürün son temsilcilerinden biriyim” dedi. Damal bebeklerinin Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına gönderildiğini belirten Dönder, “Sadece bebek dikmiyorum. Bunun yanı sıra 3, 4 ve 5 beş yaşındaki çocuklar için minik Damal kıyafetleri yaptım. Çocuklar bu elbiseleri giydiğinde çok güzel duruyor. Sipariş üzerine çalışıyorum. Nereden sipariş gelirse, oraya göre üretim yapıyorum ve gönderiyorum. Hepsi el emeğiyle yapıldığı için her biri kendine özgü oluyor” diyerek çocuklar için yöresel kıyafetler de diktiğini söyledi.
“UNUTULMAMASI İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUM”
Kültürün devam ettirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması için destek çağrısında bulunan Dönder, “Benim tek isteğim, bu kültürün kaybolmaması. Bu noktada da belediye başkanlarımızdan, devlet büyüklerimizden destek bekliyoruz. Yeniden kurslar açılsın, gençler öğrensin. İnsanlar hem ekmek yesin hem de bu kültür yaşasın. Çünkü bu bebekler sadece bir süs eşyası değil; geçmişimizi, kadınlarımızın emeğini, atalarımızın yaşamını temsil ediyor” şeklinde konuştu. Her yaptığı bebekte babaannesinin hatırasını yaşattığını söyleyen Dönder, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:
“Kültürümüzün unutulmaması için çalışmaya devam ediyorum. Her yaptığım bebekte, babaannemin o eski tahta bebeğini, nenelerimizin elbiselerini, atalarımızın emeğini yaşatıyorum. İstiyorum ki, benden sonra da bu işi yapanlar olsun. Herkes bunu yapsın ki hem geçimini sağlasın hem de bu kültür nesiller boyunca yaşasın.”
Kaynak:Ulus gazetesi

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.