Bir sandalye, bir kadın, bir hayat: Selvinaz’ın sessiz direnişi
Konya’da çocuk yaşta felç geçirip yıllarca dört duvar arasında kalan Selvinaz Başoda (50), aldığı akülü tekerlekli sandalye sayesinde hem hayatını hem de kaderini değiştirdi. Başoda, “30 yaşına kadar sadece bir odada yaşadım.”
Konya’nın Kulu ilçesinde yaşayan Selvinaz Başoda’nın hayatı, ilkokul 1’inci sınıftayken geçirdiği yüksek ateşli hastalık sonrası tamamen değişti. Doktorlara zamanında götürülmeyen Başoda, çocuk felci geçirdi. Küçücük bedeni bir anda yatağa mahkûm oldu. Henüz hayata başlamadan, hayattan koparıldı.Tedavi için yıllarca uğraşıldı. Ancak sonuç alınamadı. 16 yaşına kadar süren bu mücadele sırasında, İsveç’te yaşayan halası tedavi için yurtdışına gelmesini önerdi. Ancak bu öneri, Selvinaz’ın önüne bambaşka bir kader çizdi.
İSVEÇ’E ULAŞAMAYAN BİR HAYAT
Selvinaz’ın ailesi, İsveç’e gidebilmesi için onu orada yaşayan kuzeniyle evlendirme yoluna gitti. 17 yaşında, mahkeme kararıyla yaşı büyütülerek resmi nikâh yapıldı. Ancak İsveç’e gitmesine izin çıkmadı. Kendi deyimiyle “başka bir hapishaneye” girdi.
“Ailemin beni oradan kurtaracağını sandım, ama başka bir yere hapsoldum. Evden çıkamıyordum, kimseyle görüşemiyordum. Tekerlekli sandalye bile yoktu. Hayatım bir odayla sınırlıydı.”
SIR GİBİ ARANAN YARDIM, HAYAT VEREN SANDALYE
Selvinaz, ailesinden habersiz bir sivil toplum kuruluşunu arayıp yardım istedi. 2004 yılında, 30 yaşındayken kendisine bir akülü tekerlekli sandalye gönderildi. O gün hayatı değişti.
“İlk kez özgür hissettim. O sandalyeyle sokağa çıktım. Bir terzide ütücülük işi buldum. Kazandığım parayla kendime küçük de olsa bir hayat kurmaya başladım. Aynı dernek sayesinde boşanma sürecim de başladı. Artık kendi kararlarımı alabiliyordum.”
KAÇIŞ EVLİLİĞİ, ZOR GÜNLER
Evden uzaklaşmak için yaptığı ikinci evliliği de sancılı geçti. “Evliliğim kötüydü ama bir oğlum oldu. Onun için her şeye dayandım” diyen Başoda, 4-5 yıl süren çekişmeli boşanma davasında oğlundan ayrı kaldı. Yıllar sonra, oğlu 16 yaşına geldiğinde yeniden birleştiler.
“Ev tuttuk, hayatı paylaşmaya başladık. Ama oğluma FMF (Ailevi Akdeniz Ateşi) teşhisi konuldu. Çalışamaz hale geldi. Geçim için yastık kılıfı dikmeye başladım.”
MEME KANSERİYLE GELEN BİR SINAV DAHA
Selvinaz’ın yaşam mücadelesi bununla da sınırlı kalmadı. 2,5 yıl önce meme kanseri teşhisi aldı. Tedavi sürecine girdi, kemoterapiler aldı, saçları döküldü, morali bozuldu ama vazgeçmedi.
“Hep Allah’ın bana bir mükâfat vereceğine inandım. Oğlum yanımdaydı, dikiş makinelerim vardı. Dernekler bana hep destek oldu. Bugün az kazanıyorum ama hamdolsun, başım dik yaşıyorum.”
KENDİ GÜCÜYLE VAR OLAN BİR KADIN
Selvinaz Başoda'nın hikâyesi, yalnızca fiziksel bir engeli aşma mücadelesi değil. Aynı zamanda hayata, aileye, topluma ve zorluklara karşı verilen sessiz ama dirayetli bir isyan. Başoda, bugün küçük bir evde oğluyla birlikte yaşamını sürdürüyor. Günde onlarca yastık kılıfı dikiyor, kira parasını çıkarmaya çalışıyor.
“Çok şey yaşadım ama hiçbir zaman ‘neden ben?’ demedim. Şükrettim. Bugün yürüyemiyorum belki ama yaşıyorum. O bile mucize.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.