Cezayirli Hasan Paşa kimdir, nereli?

Cezayirli Hasan Paşa kimdir, nereli?

Cezayirli Hasan Paşa kimdir, nereli, hangi dönemde yaşadı, hangi seferlere katıldı, sadrazamlığa nasıl yükseldi?

Cesaret ve kahramanlığıyla adını tarihe yazdıran ve Osmanlı Devletinde sadrazamlığa kadar yükselen Cezayirli Hasan Paşa’nın hayatını sizler için derledik…

Cezayirli Hasan Paşa kimdir, nereli, hangi dönemde yaşadı, hangi seferlere katıldı, sadrazamlığa nasıl yükseldi? 

İşte cevabı:

1720 yılında Gelibolu’da doğan Hasan Paşa, Osmanlı Devletine hizmet vermiş, cesaret ve kahramanlığıyla tanınmış sadrazamlardandır. Heybetli görünüşünden dolayı önceleri kendisine “Palabıyık” lakabı verilmişse de, sonraları; “Cezayirli” ve “Gazi” unvanları ile anılıp meşhur olmuştur.

İLK KAHRAMANLIĞI CEZAYİR YOLUNDA

Bir rivayete göre, küçük yaşta İran sınırında esir düşmüş daha sonra da Tekirdağlı bir tüccar tarafından köle olarak satın alınıp büyütülmüştür. Sonradan efendisi tarafından azat edilen Hasan Paşa, onun verdiği bir miktar sermayeyle, yiğitlerinin şöhretini duyduğu Cezayir’e gitmek için yola çıkmış; ancak yolda gemileri yabancı bir gemiye rampa edince, Hasan Paşa, çok genç olmasını rağmen düşman gemisine sıçrayıp büyük bir gayretle cenge katılmıştır. Rüzgârın yön değiştirmesiyle gemiler birbirinden ayrılınca, Hasan Paşa düşman gemisinde kalmış, geminin mürettebatından on beş kadarını yalnız başına öldürdükten sonra, diğerlerini geminin ambar ve kamarasına kapatmak suretiyle gemiyi ele geçirmiştir. Lakin, deniz ortasında yatağanıyla yapayalnız kaldığından, Cezayirliler tarafından kurtarılarak Cezayir’e götürülmüştür.

CEZAYİR’DE DAYILARIN ARASINA KATILIYOR

Hasan Paşanın bu cesareti o zamanki Cezayir Dayısı tarafından da edildiğinden, gemi kendisine bırakıldığı gibi, bir de kahvehane verilerek dayılar arasına katılmıştır. O dönem Cezayirli idarecilere “Dayı” deniliyordu. Kısa zamanda şöhrete ulaşarak Tlemsen beyi olan Hasan Paşa, Cezayir’deki dayıların hasetliğine maruz kalıp, hayatı tehlikeye düştüğünden İspanya’ya geçmiştir. Oradan Napoli’ye, oradan da İstanbul’a gelmiştir. Kendisi denizciliğiyle meşhur olduğundan, kaptanlar sınıfına alınarak, bir de gemi verilmiştir.

BAŞ KOMUTANLIĞA TERFİ EDİYOR

1770’te mir-i mirandık payesiyle kaptan olmuş ve Limni Adasını Hıristiyanlardan alıp “Gazi” unvanını kazanmıştır. Aynı sene içinde vezir olan Hasan Paşa, kaptan-ı deryalığa getirilmiştir. Daha sonra Boğaz muhafızı, ardından da Anadolu eyaleti ile Rusçuk seraskeri oldu. Aynı sene ikinci defa kaptan-ı derya nas bolundu. 1780’de Mora vilâyeti de ilâve olarak idaresine verildi. 1786’da sadaret kaymakamı olan Hasan Paşa, iki sene sonra kaptan-ı deryalıktan azledilerek kendisine Özi Kalesi seraskerliği (başkomutanlık) vazifesi verildi.

RUSLARA KARŞI BÜYÜK BAŞARI

Hasan Paşa, kaptan-ı derya olduğu ilk senelerde 1768 Türk-Rus Harbi baş göstermişti. Rusların Akdeniz’e gönderdikleri Baltık donanması İngiliz donanması ile takviye görerek önce Osmanlı donaması ile çarpışmış, fakat bu çarpışmada kesin bir netice alınamamıştı. Ege kıyılarına yakın Koyun Adaları civarında yapılan ikinci bir savaşta asıl muharebe Hasan Paşanın kalyonu ile Rus amirali Spiridov’un gemisi arasında olmuştur. Rus gemisinin kendi kalyonuna yanaştığı bir sırada Hasan Paşa birkaç çarmıh halatını kestirdi. Her ipe birkaç Türk Cengâveri yapışıp, Hasan Paşa ile birlikte otuz kadar yiğit Rus gemisine atladı. Düşman gemisinde yapılan kahramanca çarpışma esnasında Hasan Paşa bir kurşun yarası aldıysa da, bunu belli etmeden bir müddet daha cenk ettikten sonra, leventleriyle beraber kendi gemisine geçmeye muvaffak oldu. Bu beklenmeyen baskın ile şaşkına döner Ruslar telâşa kapılarak kendi cephaneliklerini ateşlemişler, ateş Türk gemisine de sıçrayınca, her iki gemi de yanmaya başlamıştı. Gemide kalmanın imkânsız hâle gelmesi üzerine Hasan Paşa yatağanını ağzına alarak beraberindekilerle denize atladı. Bir tahta parçasına tutunarak kıyıya doğru giderlerken kıyıdan gönderilen bir kayıkla kurtarıldılar. Hasan Paşaya, gösterdiği bu kahramanlık sebebiyle kaptanlık ve beylerbeyliği verildi.

cezayirli-hasan-pasa.jpg

İSYANLARI BASTIRIP ZAFERLER KAZANIYOR

Hasan Paşanın ikinci kaptan-ı deryalığı 15 yıl sürdü. Bu süre içinde önemli hizmetlerde bulunan Hasan Paşa, Suriye ve Irak’ta baş gösteren Tâhir Ömer isyanını bastırmış; Mora Yarımadasındaki isyankâr Arnavutları yenerek fitne ateşini söndürüp, huzur ve sükûnu yeniden temin etmiştir. Daha sonra 1787 Rus-Avusturya Harbinde Yılan Adası Savaşına katılıp, Rus donanmasını mağlup etmiştir. Ertesi yıl Kasım ayında İsmail Kalesi önünde de Rusları hezimete uğratmış, bu başarısı üzerine 1789 senesinde kendisine vezir-i azamlık (sadrazamlık) payesi verilmişti. Hasan Paşanın sadrazamlığı üç buçuk ay sürdü. 1790 senesinin Mart ayında vefat etti. Şumnu’da yaptırmış olduğu zaviyeye defnolundu.

HAYIR HASENATA ÖNEM VERİYOR

Hasan Paşa, yürüttüğü devlet hizmetleri yanında, birçok hayır eserleri de bırakmıştır. İstanbul tersanesinde kalyoncular için bir kışla inşa ettiren Hasan Paşa, Midilli’ye dört saat mesafedeki bir yerden şehre su getirterek çeşmeler yaptırdı. Bakla’da yine çeşme, Vize’de cami ve hamam ve üç çeşme, Midilli Adası ortasında Paşa Köşkü ve büyük mermer havuz ile Limni, Sakız, İstanköy adalarında çeşmeler yaptırmıştır. Hasan Paşa sağlam bir iman ve cesareti sayesinde büyük kahramanlık gösterdi. Dirayetli idareciliğiyle dikkat çekti. Kendisine alıştırdığı bir aslanı yanından hiç ayırmazdı.

Gazeteilksayfa.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.