Cumhurbaşkanı Erdoğan: Batı'yı takip eden değil, Batı'nın gıptayla izlediği bir ülke konumundayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Batı'yı takip eden değil, Batı'nın gıptayla izlediği bir ülke konumundayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından basın açıklaması gerçekleştirdi.

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye dış politikasındaki barıştan, diyalogdan, adaletten ve çözümden yana aktif tutumuyla günden güne vazgeçilmez bir oyuncu haline geliyor. Özellikle çatışma çözümlerinde Batı'yı takip eden değil, Batı'nın takip ettiği örnek aldığı, gıptayla izlediği bir ülke konumundayız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından basın açıklaması gerçekleştirdi. Erdoğan, son Kabine Toplantısı'ndan bu yana yoğun bir mesai dönemi geçirdiklerini kaydederek, "İçeride toplu açılış törenleri ve il ziyaretleri dışarıda uluslararası zirveler ve seyahatler ile millete hizmet mücadelemizi kararlılıkla devam ettirdik. Ana muhalefet partisiyle aramızdaki ufuk, vizyon, zihniyet farkı yaşanan her gelişmede kendini daha net belli ediyor. Milletim şunu bilsin, dünyanın içinden geçtiği fırtınalı dönemde Türkiye, liyakatli kadroların riyasetindedir, emin ve ehil ellerde güvendedir. Yasamada, Cumhur İttifakı olarak tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalışıyoruz. Yürütmede, kabine üyelerimiz ve bürokratlarımızla ülkemizin sorunlarına çözüm yolları geliştiriyoruz. Yargımız, kendi alanında anayasanın çizdiği sınırlar çerçevesinde adaletin tecellisi için gayret gösteriyor. Devletin bütün organları mesuliyet sahaları içerisinde görevlerini layıkıyla yerine getiriyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin en mühim çıktılarından biri olan bu kazanımları güçlendirerek devam ettirmekte kararlıyız" dedi.

'TUZAĞA DÜŞMEDİK, OYUNA GELMEDİK'

Batılı ülkelerin ciddi yönetim bunalımıyla yüzleştiği bugünlerde istikrar ve güven ikliminin değerinin daha iyi anlaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyada birçok ülkenin başına gelse yerle yeksan olacağı krizleri biz 86 milyonun kılına dahi zarar gelmeden başarıyla yönetiyoruz. Son asrın en ciddi sağlık krizinden Rusya, Ukrayna arasındaki savaşa, bölgemizdeki kanlı çatışmalardan ticaret ve gümrük savaşlarına kadar birçok meselede bunu gördük, yaşadık, bil fiil tecrübe ettik. Tuzağa düşmedik, oyuna gelmedik. Ülkemize ekonomik ve sosyal maliyet üretecek hiçbir maceraya atılmadık. Batılı ülkeler bize ne der diye değil 23 yılın engin tecrübesi, birikimi ve müktesebatıyla politikalarımızı belirledik. Dün bizi hem koronavirüs salgınında hem de Rusya-Ukrayna krizinde insafsızca yerenler bugün utangaç da olsa hak verir noktaya geldiler. Dün bizi Avrupa'dan ve Batı bloğundan uzaklaşmakla suçlayanlar bugün takip ettiğimiz dengeli politikalara övgüler diziyor. Dün hükümetimin Suriye ve Gazze'deki vicdanlı duruşunu eleştirenler bugün sayemizde yurt dışına başları dik, alınları ak bir şekilde gidiyor. Bizi tenkit edenlerin kimi zaman iki yıl, kimi zaman dört yıl, kimi zaman çok daha gecikmeli de olsa bizi takdir ve taltif eder konuma gelmeleri elbette kendi gelişimleri açısından önemlidir. Doğruyu bildikleri halde ikrar edemeyenlere ise maalesef yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur" diye konuştu.

'NÜKLEER ENERJİYE YATIRIM YAPMAYI SÜRDÜRECEĞİZ'

5 Ekim'de İstanbul'da düzenlenen 11'inci Enerji Verimliliği Forumu'na katıldıklarını anımsatan Erdoğan, "Burada aynı zamanda ana muhalefetin Türkiye'nin enerji arz güvenliğini hedef alan yakışıksız iddia ve ithamlarını da tek tek çürüttük. Sakarya gaz sahasından şu anda 4 milyon hanemizin doğal gaz ihtiyacını karşılıyoruz. Bu sayı 2026'da 8 milyona, 2028'de inşallah 16 milyona çıkacak. Halihazırda toplam 34 ülkeyle doğal gaz ithalat ve ihracatımız var. Akkuyu Nükleer Santrali'nde ilk elektriği çok yakın bir zamanda üreteceğiz. Akkuyu dışında nükleer ajandamızda başka projelerimizde bulunuyor. Ana muhalefetin balıkları öne sürerek yaptığı eleştirileri aldırmadan nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

'DÜNYANIN EN BÜYÜK BEŞ ÜRETİCİSİNDEN BİRİSİ OLMAK İSTİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vesileyle yine muhalefetin çarpıttığı bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Enerji politikamızın bir diğer önceliği sahip olduğumuz madenlerin katma değerli bir şekilde uluslararası pazarlara sunulmasıdır. Özellikle nadir toprak elementleri, savunma sanayinden yenilenebilir enerji sistemlerine, elektrikli araçlardan haberleşme ve uzay teknolojilerine pek çok alanda kritik rol oynuyor. Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementleri sahasında bugüne kadar 310 ayrı lokasyonda yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı. Çalışma sahasında nadir toprak elementleri barit ve florit başta olmak üzere tam 694 milyon ton kaynak olduğu tespit edildi. Bu saha dünyanın ikinci büyük nadir toprak kaynak sahasıdır. 17 nadir toprak elementinin onunun bulunduğu Beylikova sahasında yaklaşık 12,5 milyon ton nadir toprak oksitleri yer alıyor. Nadir toprak elementlerinde dünyanın en büyük 5 üreticisinden birisi olmak istiyoruz. Bu doğrultudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk etapta yıllık 1200 ton cevher işleyeceğimiz Eti Maden Pilot Üretim Tesisi'ni devreye aldık. Pilot tesisin endüstriyel tesise dönüştürülmesi için saflaştırma teknolojisi de dahil çalışmalarımıza devam ediyoruz" diye konuştu.

'NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ SAHASININ HERHANGİ BİR ÜLKEYE VERİLMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR'

Nadir toprak elementleri teknolojisine sahip ülke ve firmaların bu alandaki üretim süreçlerine ilişkin tecrübelerini paylaşmaktan kaçındığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu engelin aşılması ve mevcut sahaların daha kısa sürede ekonomiye kazandırılması, uluslararası iş birliklerini zorunlu kılıyor. Pek çok ülke teknoloji geliştirme, danışmanlık ve teknoloji transferi için bu konularda deneyimli ülkelerle anlaşmalar imzalıyor. Türkiye olarak biz de teknolojik hafızaya sahip ülkelerin uzman kuruluşlarıyla iş birlikleri geliştirmek amacıyla görüşmeler yapıyoruz. Bu anlamda, Beylikova'daki nadir toprak elementleri sahasının herhangi bir ülkeye verilmesi asla söz konusu değildir. Her kim bunu iddia ediyorsa kendi ülkesine iftira atıyor, demektir. Türkiye'nin yeraltı kaynaklarını ekonomisine kazandırmasını istemeyenler hep şunu yapıyorlar; önce maden tetkik ve arama çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar. Bunda başarılı olamayınca bu sefer işletilmesini sabote etmenin derdine düşüyorlar. Denklem aslında çok basit; mümkünse engellemek değilse itibarsız hale getirmek. Nadir toprak ile ilgili yaşananlar da budur. Amaç Türkiye'nin bu yeraltı kaynağından istifade etmesini engellemektir. Dikkat edin bu konuda hükümetimize iftira atanlar Karadeniz doğal gazı ile Gabar'daki petrol keşiflerimizi de dillerine dolayanlardır. Hatırlarsanız orada da destek vermek yerine hemen bir kulp taktılar. Bugün de aynısını yapıyorlar. İnanın yarın da değişen bir şey olmayacak. Milletimden bunlara karşı uyanık olmalarını rica ediyorum. Milletim bize güvensin, bize inansın. Allah'ın izniyle biz bu güveni boşa çıkarmayacağız."

'TÜRKİYE KARDEŞLİK VE KOMŞULUK SINAVINI BAŞARIYLA VERDİ'

Türkiye'nin yıldızının giderek daha çok parlamasından küresel siyasette ağırlığının artmasından itibarının yükselmesinden gurur duyduklarını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye dış politikasındaki barıştan, diyalogdan, adaletten ve çözümden yana aktif tutumuyla günden güne vazgeçilmez bir oyuncu haline geliyor. Özellikle çatışma çözümlerinde Batı'yı takip eden değil, Batı'nın takip ettiği örnek aldığı, gıptayla izlediği bir ülke konumundayız. Suriye ihtilafında 13,5 yıl boyunca duruşumuzu asla bozmadık. Suriyeli mazlumları zalimlerin ve terör örgütlerinin insafına bırakmadık. Ana muhalefetin sürekli övgü yağmuruna tuttuğu Batılı ülkeler mültecileri almamak için dikenli tel örgülerin arkasına saklanırken biz kimseyi geri göndermeme politikasıyla Suriyeli kardeşlerimizi bağrımıza bastık. 3- 5 oy uğruna Suriyeli mazlumları hedef gösterenlere rağmen en kritik zamanlarda siyasi bedel ödemeyi göze alarak vicdanlı tavrımızı sonuna kadar muhafaza ettik. Hamdolsun neticede tarihin doğru tarafında duran biz olduk. Zaman lümpen ırkçıları, oy avcılığı yapanları, mülteci düşmanlarını değil bizi haklı çıkardı. Türk milleti kardeşlik ve komşuluk sınavını başarıyla verdi. Bugün komşumuz Suriye'yle ilişkilerimiz her alanda güçleniyor. Bugün birbirimizin yüzüne mahcubiyetle değil tebessümle bakıyoruz. Suriye'de istikrar kökleştikçe inşallah her şey çok daha iyi olacak" dedi.

'GAZZE'Yİ VE FİLİSTİN DAVASINI KORKUSUZCA SAVUNDUK'

Sadece Suriye'de değil, Gazze'de de Türkiye’nin ilk günden itibaren hakkın, haklının ve adaletin safında yer aldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'nin vatanlarını savunan evlatlarına terörist iftirası asla atmadık. Birilerine şirin gözükmek uğruna Filistin direnişine kara çalmadık. İnandığımız neyse kalbimizden geçen neyse eğip bükmeden kimseden de çekinmeden onu cesaretle haykırdık. 102 bin tonu bulan insani yardımlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanında olduk. Katıldığımız tüm toplantılarda uluslararası bütün platformlarda Gazze'yi ve Filistin davasını korkusuzca savunduk. Bütün bunları yaparken Gazze'de ateşkesin sağlanması için çalışmayı da hiçbir zaman ihmal etmedik" diye konuştu.

'ÇOCUKLARIN İLK DEFA YÜZLERİNE TEBESSÜM ÇİÇEKLERİ AÇIYOR'

Erdoğan, bir süredir çok farklı kanallardan yürüttükleri diplomasinin de katkısıyla Gazze'de varılan ateşkes mutabakatını memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek, "2 yıllık zulmün, vahşetin ve soykırımın ardından Gazze'de kırılgan da olsa bir güven iklimi oluştu. Sizler de televizyonlardan izlediniz. 2 yıldır bombaların altında hayatta kalma mücadelesi veren çocukların ilk defa yüzlerine tebessüm çiçekleri açıyor. Gazzeli kardeşlerimiz zorla çıkarıldıkları yerlere insan seli olup akıyor. Yıkıntıların arasında insanlar bulabildikleri bir parça eşyaya tutunarak hayata yeniden başlamaya çalışıyor. Bunlar bizim tam olarak anlayabileceğimiz değil. Sadece izleyip tahayyül edebileceğimiz mutluluklardır. Gazze'de neler yaşadıklarını en iyi Gazzeli mazlumlar bilir. 2 yıl boyunca çektikleri çileleri en iyi masum çocuklar bilir. 68 bin şehidi toprağa vermenin acısını, yüreği yanık anneler babalar bilir. Enkazdan çıkan bir parça eşyanın anlamını en iyi her şeyi kaybetmiş o kardeşlerimiz bilir. Biz sadece empati kurabiliriz. Sadece onları anlamaya çalışabiliriz. Gazzeli mazlumların yükünü azaltan her çaba bizim için değerlidir. Çıkıp bunu sadece ateşkes imzaladılar diyerek küçümsemek kimsenin haddi de hakkı da değildir" ifadelerini kullandı.

Şov yapmadan, başkaları gibi PR peşinde koşmadan Gazze'ye ve Gazzeli mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz.

'ŞOV YAPMADAN GAZZELİ MAZLUMLARA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in verdiği sözleri tutmama konusundaki bozuk sicilinin herkes gibi biz de farkındayız. Bu gerçeğin Filistin direniş hareketi Hamas ve Gazzeli kardeşlerimiz daha çok farkında ama buna rağmen mutlu olmak istiyorlar. Biz de bir daha eski soykırım günlerine dönülmemesi için mevcut tüm baskı unsurlarını devrede tutuyoruz. Önceki gün Şarm el-Şeyh'de yapılan zirve bu bakımdan çok önemliydi. Orada hem imzacı dört ülkenin lideri hem de diğer ülkelerin liderleri olarak hep beraber çok net bir irade ortaya koyduk. 'Şarm el-Şeyh Deklarasyonu'yla bölgemizde kalıcı barışa ve istikrara giden yolda kıymetli bir adım attık. Biz deklarasyondaki iradenin sonuna kadar arkasında duracağız. Amerika, Mısır ve Katar'ında benzer bir tavır sergileyeceğine inanıyorum. Ateşkes mutabakatının uygulanmasının da yakından takipçisi olacağız. Rehine ve mahkum takasıyla birlikte yeni bir aşamaya geçilmiş oldu. İnsani yardımların girişleri hızlandı. Tüm aksaklıklara rağmen 350'ye yakın TIR’ımız Gazze'ye giriş yaptı. 400'den fazla TIR’ımız ise giriş için bekliyor. Dün 900 ton yardım taşıyan 17'inci iyilik gemimizi Mersin'den bölgeye yolcu ettik. Bunun devamı da gelecek. İnşallah kış bastırmadan insani yardımlarımıza ağırlık vereceğiz. Şov yapmadan, başkaları gibi PR peşinde koşmadan Gazze'ye ve Gazzeli mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar bu mücadele hız kesmeyecek. Biz mazluma kol kanat gererken sadece Rabbimizin rızasını gözetiyoruz. Hakkın rızasından halkımızın duasından başka kimseden bir beklentimiz yok. Bugüne kadar olduğu gibi samimiyet, hasbilik, tevazu rehberimiz olmaya inşallah devam edecek. Son nefesimize kadar doğruluktan, dürüstlükten bu aziz millet ve tüm mazlumlar için canla başla çalışmaktan geri durmayacağız" dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.