Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Gazze’nin imarı için uluslararası iş birliği şart”
Körfez ziyaretinden dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de ateşkesin korunması ve insani yardımların ulaştırılması için yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt, Katar ve Umman ziyaretlerini tamamlayarak Türkiye’ye döndü. Erdoğan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze’de ateşkesin sürdürülebilmesi için Türkiye’nin yoğun çaba gösterdiğini belirtti. İsrail’in ateşkese uymadığını vurgulayan Erdoğan, başta ABD olmak üzere uluslararası toplumun bu süreçte daha fazla çaba harcaması gerektiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı, Gazze’ye yardımların kesintisiz ulaşmasının önemine değinerek, devlet ve sivil toplum kuruluşlarının bölgeye sevk ettiği yardım TIR’larının çalışmalarına devam ettiğini ifade etti. Erdoğan ayrıca Körfez ülkeleriyle yapılan görüşmelerin Gazze’nin yeniden inşası ve altyapısının yeniden kurulması konularında somut adımlar atmayı hedeflediğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt, Katar ve Umman ziyaretleri dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Soru: Gazze’de güçlükle temin edilen ateşkesin muhafazası sağlanabilecek mi? İhlallerin artması durumunda İsrail’e karşı nasıl bir uluslararası baskı kurulabilir? Bu ihlaller sürerken Gazze’ye yeterli insani yardım ulaştırılması ya da kentin yeniden inşası mümkün olabilecek mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye olarak ateşkesin sağlanabilmesi noktasında elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Hamas tarafı ateşkese riayet ediyor. Hatta bu konuda kararlı olduklarını da açıkça ifade ediyorlar. İsrail ise ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere uluslararası toplumun, İsrail’in ateşkese ve anlaşmaya tam uyumunu sağlama noktasında daha fazla gayret etmeleri lazım. Bu süreçte İsrail’e yönelik yeterli diplomatik baskı şart. Gazze yeniden ayağa kalkacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu noktada Gazze’ye yardımların kesintisiz erişimi çok önemli. Yardımlarımızı Mısır’a sevk etmeye asla ara vermedik, vermeyiz. Devletimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın bölgeye ulaştırdığı yardımları TIR’larla Gazze’ye gönderiyoruz. 17’nci İyilik Gemimiz geçtiğimiz günlerde El- Ariş Limanına ulaştı. Gazzeli kardeşlerimiz, İsrail’in uyguladığı insanlık dışı abluka nedeniyle, her şeye ihtiyaç duyuyorlar. Bundan daha doğal hiçbir şey olamaz. Bizler, onların ihtiyaçlarını karşılamak, Gazze’yi yeniden inşa ve ihya etmek için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Artık laf değil, icraat zamanı. Yaptırımlarla silah satışlarının durdurulmasıyla İsrail, verdiği sözü tutmaya zorlanmalı. Bunun adımlarını da atıyoruz. Atmaya da devam edeceğiz.
Soru: İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Türk güvenlik personelinin Gazze'ye gitmesi konusunda güçlü görüşlerim var. Bunların ne olduğunu tahmin etmek ister misiniz? Evet, biliyorsunuz” dedi. Gazze’de konuşlandırılması planlanan güçle ilgili müzakereler hangi aşamada?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’de vazife üstlenecek görev gücü ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Bu işin modalitesi henüz netleşmiş değil. Çok katmanlı bir konu olduğu için kapsamlı müzakereler yapılıyor. Biz Gazze’ye bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Şu anda altyapı çalışmalarımız da devam ediyor.
Soru: Körfez ülkelerine, Gazze’nin yeniden toparlanması, imarı yönünde katkı sunmak adına tavsiyeleriniz, telkinleriniz oldu mu? Bu anlamda Kuveyt, Katar, Umman’da güçlü bir irade gördünüz mü? Ellerini taşın altına koyacaklar mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’yi hep birlikte ayağa kaldıracağız. Buna sadece Türkiye veya sadece Mısır, diğer körfez ülkeleri tek başına muktedir olabilir mi, elbette hayır. Bu, müstakil bir toplu inşa ve ihya çalışmasıdır. Bunun için de bütün duraklarımızda kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik. Gidemediğim yerlere Dışişleri Bakanımı, İstihbarat Başkanımı, Milli Savunma Bakanımı gönderip, “görüşmeler onlar vasıtasıyla yürüsün” dedim. Bu temaslar devam ediyor. Körfez ülkelerindeki kardeşlerimize açık ve net bir şekilde çağrımızı yaptık. Az önce de söylediğim gibi, artık söz değil, icraat zamanı. Kuveyt’te, Katar’da, Umman’da bu konuda güçlü ve samimi bir irade, bunun yanında da vicdani bir hassasiyet gördük. Özellikle Katar, zaten bugüne kadar Filistin’e en çok destek veren ülkelerden biri. Gazze, İslam dünyası için bir imtihan kağıdıdır. İnşallah bu sınavdan alnımızın akıyla geçecek ve kardeşlerimizin yanında en güçlü şekilde yerimizi alacağız. İsrail’in saldırıları, Gazze’nin maalesef altyapısını yerle bir etti. Şimdi burada çok ciddi hafriyat çalışmaları yapılarak, bu yıkımları kaldırmamız gerekiyor. Önce iş makinelerinin yapacağı çalışmalar, ardından altyapıya yönelik atılacak adımlar var. Gazze’de hastaneler, okullar ibadethaneler, fırınlar, bunların hepsi yerle yeksan edildi. Bunun yeniden inşası kolay bir iş değil. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere, hep birlikte bu adımı inşallah atacağız. Gazze, bütün insanlığı yıllar boyunca utandıran bir vahşete tanık oldu. Gazzeli kardeşlerimize insanlık olarak onurlu ve müreffeh bir geleceği hep beraber hazırlamamız gerekiyor. Türkiye, bu noktada her türlü fırsatı değerlendirerek elinden gelen gayreti ortaya koyacak.
Soru: Yakın zamanda Budapeşte’de bir Amerika-Rusya zirvesi olacağı söylendi ama net bir tarih belirtilmedi. Anlaşılıyor ki konu askıya alındı. Rusya–Ukrayna krizinin çözümü için İstanbul formülünde hangi aşamadayız?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Burada, Türkiye’nin veya İstanbul’un barış vizyonundaki önemi bir kez daha ortaya çıktı. Biz her an böyle bir adıma ev sahipliği yapmaya hazırız. Keşke Budapeşte’deki görüşme yapılabilseydi. Biz bu savaşın sona erdirilmesi için her türlü diyaloğun yararlı olacağını düşünüyoruz. En başından beri bunu savunduk, bunun için çalıştık, adil barışın mümkün olduğunu ifade ettik. Her iki tarafla da iyi ilişkilerimiz bulunuyor ve her iki tarafın da güvenini kazanmış bir ülkeyiz. Bu barış yolunda bize avantaj sağlıyor ve bu durumu insanlığın yararına kullanmakta kararlıyız.
Soru: Sayın Cumhurbaşkanım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan seçimleri Tufan Erhürman kazandı. Siz kendisini tebrik ettiniz. O da size teşekkür etti. Yeni dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti-Türkiye ilişkileri nasıl olur, nasıl değerlendirirsiniz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kuzey Kıbrıs'la ilgili şu ana kadar AK Parti iktidarında ilişkilerimiz nasıl olduysa bundan sonra da yine aynı şekilde devam edecektir. Bizim Kuzey Kıbrıs'a yan bakmamız, ters bakmamız asla mümkün değil. Yapılan önemli bir seçimdir ve Kıbrıs Türkünün iradesi bizim için çok saygındır. Bunun için kendilerini tebrik ettik. Bu kadar yatırımı biz Kuzey Kıbrıs'a boşuna yapmadık. Yıllar yılı biz Kuzey Kıbrıs'a giderdik. Cumhurbaşkanlığı binası küçüktü, orada bizi karşılarlardı, orada törenlerimizi yapardık. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yakışan bir parlamento binasını ve Cumhurbaşkanlığı binasını yapmak gerekir” dedik ve süratle de parlamento binasını ve Cumhurbaşkanlığı makamını orada inşa ettik. Güney Kıbrıs’ta ise böyle bir şey yok. Seçim yapıldı biz de demokrasiye inanan bir lider olarak telefonla, seçimi kazanan adayı tebrik ettik. “Şu anda bir Körfez ziyaretim var. Körfez ziyaretinden sonra kapımız sizlere açık, buyurun, sizleri bekliyoruz” dedik. Kendileri de bu ziyareti gerçekleştireceklerini söylediler. Yabancı değiliz birbirimize, görüşeceğiz. İnşallah bu hafta sonuna kadar bu ziyaret gerçekleşirse kendileriyle etraflıca Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerini, ele alacağız.
Soru: NATO eski Genel Sekreteri Jens Stoltenberg anılarını yazdığı bir kitap çıkardı ve orada sizinle yaptığı görüşmelere de bir yer ayırdı, bazı örnekler verdi. Bu görüşmelerin çok samimi, havada geçtiğini vurguladı. Siz özellikle Batılı liderlerle yaptığınız görüşmelerde, yürüttüğünüz ilişkilerde bu tür samimi temasların Türkiye'nin tezlerini anlatma noktasında ne kadar katkı sağladığını düşünüyorsunuz? Haşlanmış mısır ikram etmişsiniz, hatırlıyor musunuz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hatırlamaz olur muyum? Zaten gelen misafirlerimize mevsim ne ise ona göre mısırsa mısır, kestaneyse kestane, hep ikramda bulunuruz. Sayın Stoltenberg gerçekten NATO Genel Sekreterleri içerisinde olumlu yaklaşımları olan bir isimdi. Ailece misafirim olmuştu, Boğaz'da ailece gezi yaptığımız bir dostumuz, arkadaşımızdı. Bunlar sıradan olaylar değil. Diplomasinin gereği bu. Onun için de bu tür ilişkiler önem arz ediyor. Şu andaki Genel Sekreter arkadaşımız Mark Rutte ile de ilişkilerimiz gayet iyi. Sayın Stoltenberg'in bunları hatıratının içerisinde değerlendirmiş olması, ilişkilerimizin devamının ne kadar önemli olacağını göstermesi bakımından da isabetli olmuş. İnşallah ilk görüşmemizde bu kitabı da karşılıklı tahlil ederiz.”
Kaynak:HABER MERKEZİ / HABER TÜRK

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.