DMS Başkanı Cengiz: Memurun en temel beklentisi seyyanen zamdır
Memurların ekonomik sorunlarına ilişkin Ulus’a konuşan Devlet Memurları Sendikası Genel Başkanı Tuncay Cengiz, “Memurun en temel beklentisi seyyanen zamdır. Mevcut maaş artışları geçim koşullarını karşılamıyor” dedi.
Memurların ekonomik sorunlarına ilişkin Devlet Memurları Sendikası (DMS) Genel Başkanı Tuncay Cengiz, Ulus’a açıklamalarda bulundu. Son dönemde hızla artan enflasyon, konut ve kira fiyatları ile borçlanma oranlarının kamu çalışanlarını ciddi şekilde etkilediğini ifade eden Cengiz, “Bugün memurun en temel beklentisi seyyanen zamdır. Mevcut maaş artışları geçim koşullarını karşılamıyor” dedi. Cengiz, ekonomik göstergeler, toplu sözleşme süreci, tamamlayıcı emeklilik sistemi, memur ve emekli ücretleri ile milli gelirdeki memur payı gibi konulara da değindi.

“TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİ BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI”
Ağustos ayında tamamlanan 8’nci dönem toplu sözleşme sürecinin kamu çalışanlarının beklentilerini karşılamadığını belirterek cümlelerine başlayan Devlet Memurları Sendikası Genel Başkanı Tuncay Cengiz, “Ağustos ayı içerisinde 8’inci dönem toplu sözleşme süreci yaşandı. Toplu sözleşme süreci hakem heyetine başvuruyla ve hakem heyetinin birebir hükümetin vermiş olduğu talimat çerçevesindeki rakamlarla sürecin bağlamasıyla ve bunun resmi gazetede yayınlanmasıyla birlikte sürecimizi tamamlamış olduk” diye konuştu. Hakem heyetinin kararlarının hükümetin belirlediği sınırlar içinde şekillendiğini dile getiren Cengiz, “Ne yazık ki toplu sözleşme süreci, sendikal müzakere ortamı olmaktan çıkmış, hükümetin talimatıyla sonuçlanan bir prosedüre dönüşmüştür” dedi. 2026 yılı için belirlenen yüzde 11 + 7, 2027 yılı için ise yüzde 4 + 4 oranındaki zam oranlarını hatırlatan Cengiz, “Bu rakamlar enflasyonun çok gerisinde kalmıştır. Hükümetin öngördüğü artış oranı, mevcut ekonomik tablo karşısında memurun geçimini temin etmeye yetmeyecektir” diye ekledi.

“GERÇEK ENFLASYON RESMİ RAKAMLARIN ÇOK ÜZERİNDE”
Enflasyon rakamlarındaki farklılıklara da dikkat çeken Cengiz, Merkez Bankası’nın 2025 yılı için açıkladığı yüzde 24’lük tahminin gerçekçi olmadığını söyledi. Son iki ayda enflasyon farkının yüzde 4,99 olarak gerçekleştiğini belirten Cengiz, “Bu fark bile tek başına memurun maaşında yaklaşık 2 bin 300 liralık alım gücü kaybına neden oldu. Bu gidişle yıl sonu itibarıyla kayıplar çok daha belirgin hale gelecek” dedi. Ocak ayında yapılacak maaş düzenlemelerine ilişkin de öngörülerini paylaşan Cengiz, “Mevcut tabloya göre, 2025 başında maaş artışının yüzde 11, enflasyon farkıyla birlikte toplamda yüzde 19 ila 21 aralığında olacağını öngörüyoruz. Ancak bu oran bile memurun nefes almasını sağlamayacak” diye konuştu.

“MEMURLAR AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR”
Ekonomik göstergelerin memur maaşları karşısında ulaştığı seviyeyi değerlendiren Cengiz, “Yoksulluk sınırı 92 bin 500 liraya, açlık sınırı 28 bin 400 liraya yükseldi. Buna rağmen ortalama memur maaşı 56 bin 700 lirada kaldı. En düşük memur maaşı ise 50 bin 500 lira civarında. Emekli memurlar ise 23 bin 700 lira ile açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor” diye konuştu. Bu durumun yalnızca ekonomik bir sıkıntı değil, aynı zamanda sosyal bir sorun haline geldiğine vurgu yapan Cengiz, “Bugün Türkiye’de kamu görevlisi olarak görev yapan binlerce kişi, maaşının büyük bölümünü borç ödemeye veya kiraya harcamak zorunda kalıyor. Bu tablo, kamu hizmetinin sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor” dedi. Memurların katılımıyla yapılan son anketin çarpıcı sonuçlar içerdiğini belirten Cengiz, şunları kaydetti:
“Ankete katılan memurların yüzde 94’ü maaşlarının yetersiz olduğunu söylüyor. Katılımcıların yüzde 73’ünün kredi borcu bulunuyor. Dahası, yüzde 52’si borcunu yeni borçla kapatıyor. Yüzde 14’lük bir kesim ise icra tehdidi altında. Memurlar artık borçla borç ödüyor, bu gidiş sürdürülebilir değil”
“KİRA VE KONUT FİYATLARI KAMU ÇALIŞANINI ZORLUYOR”
Barınma krizinin memurlar üzerinde oluşturduğu baskıya da işaret eden Cengiz, “Türkiye genelinde 3+1 bir dairenin ortalama kirası 24 bin 900 liraya ulaştı. Büyükşehirlerde bu rakam 30 bin lirayı geçti. Ortalama bir memur, maaşının yüzde 60’ını kiraya vermek zorunda kalıyor” diye konuştu. Lojman tazminatı uygulamasının yeniden yürürlüğe girmesi noktasında çağrıda bulunan Cengiz, “1994-2005 yılları arasında ödenen lojman tazminatının benzeri bir kira yardımı sistemi acilen devreye alınmalıdır. Memurların birçoğu görev yaptığı şehirde ev tutmakta zorlanıyor. Bu durum tayin ve görevlendirme süreçlerini de olumsuz etkiliyor. Kira ve konut fiyatları kamu çalışanını zorluyor” ifadelerini kullandı.
“SEYYANEN ZAM ARTIK KAÇINILMAZ”
Memurların ortak talebini de sözlerine ekleyen Cengiz, “Bugün memurun en temel beklentisi seyyanen zamdır. Bütçede yer almadığı söylense de, bu düzenleme artık bir lüks değil zorunluluktur. Çünkü mevcut maaş artış oranları, geçim koşullarını karşılamıyor. Türkiye’de insani yaşam endeksi bugün 125 ila 127 bin lira seviyesindedir. Ancak hiçbir kamu çalışanı bu rakamlara yaklaşamıyor. Bizim mücadelemiz, memurun onurlu yaşam hakkı içindir. Adil bir gelir dağılımı sağlanmadıkça, kamu hizmetinin niteliği de düşecektir” şeklinde konuştu. 2026’da yürürlüğe girmesi planlanan tamamlayıcı emeklilik sistemine ilişkin endişelerini dile getiren Cengiz, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Sistemde maaşlardan yüzde 3 oranında kesinti yapılması öngörülüyor. İşveren yüzde 1 katkı sunacak. Ancak bu fonlar etkin biçimde yönetilmezse, çalışanlar için yeni bir kayıp kapısı açılabilir. Biz DMS olarak, kıdem tazminatı hakkının korunması konusunda kararlıyız. Kıdem tazminatı kırmızıçizgimizdir, dokunulmasına izin vermeyeceğiz.”
Kaynak:Ulus gazetesi

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.