Doğaya saygı, geleceğe umut

Doğaya saygı, geleceğe umut

Bir ülkenin gelişmişliği yalnızca yollarının genişliğiyle, binalarının yüksekliğiyle ya da teknolojik yatırımlarıyla ölçülmez.

Gerçek gelişmişlik, doğaya verdiği değerle ölçülür. Ormanlarıyla, su kaynaklarıyla, temiz havasıyla ve canlı çeşitliliğiyle nefes alan bir ülke, gerçek anlamda geleceğe güvenle bakabilir. Ne yazık ki bizler bu dengeyi yıllardır bozuyor, farkında olmadan kendi geleceğimizi tüketiyoruz.

Yaz mevsimi geldiğinde içimizi bir huzur kaplaması gerekirken, artık yüreğimiz ağzımızda yaşıyoruz. Çünkü biliyoruz ki sıcaklıklar arttıkça orman yangınlarının haberi de gelecek. Alevler içinde kalan ormanlar, kaçamayan hayvanlar, duman altında kalan köyler ve ardından gelen koca bir sessizlik. Her yıl aynı acıyı yaşıyor, aynı duygularla üzülüyor, fakat hiçbir şey değişmiyormuş gibi davranıyoruz. Orman yangınları sadece doğayı değil, aynı zamanda vicdanları da yakıyor. Çünkü bu yangınların birçoğu ihmal sonucu çıkıyor. Atılan bir izmarit, söndürülmemiş bir mangal ateşi, cam kırıkları, hatta kimi zaman bilinçli olarak çıkarılan yangınlar, geri dönüşü olmayan kayıplara neden oluyor. Yanan her ağaçla birlikte doğa bize olan güvenini yitiriyor. Doğaya saygı göstermek, yalnızca fidan dikmekle sınırlı değildir. Bu bir yaşam biçimidir. Çöpünü yere atmamak, plastik kullanımını azaltmak, suyu israf etmemek, geri dönüşüm alışkanlığı kazanmak, hayvanların yaşam hakkına saygı duymak bu anlayışın birer parçasıdır. Çocuklara doğa sevgisini sadece kitaplardan değil, yaşatarak öğretmek gerekir. Bir ağaca dokunmayı, bir çiçeği koklamayı, bir karıncaya zarar vermemeyi öğrenen bir çocuk, büyüdüğünde doğaya zarar vermez. Doğaya duyulan saygı, aslında kendimize duyduğumuz saygıdır. Bugün korumadığımız her yaşam alanı, yarın nefes alamadığımız bir dünyaya dönüşebilir. Kuruyan nehirler, tükenen ormanlar, artan hava kirliliği bize doğanın artık alarm verdiğini açıkça gösteriyor. Ancak doğa intikam almaz. Sessizce kendini geri çeker. Ve biz bir sabah uyandığımızda artık geri getiremeyeceğimiz güzelliklerle vedalaşmış oluruz. Geleceğe umutla bakabilmek için bugünden sorumluluk almalıyız. Herkes kendi çevresinden başlayarak doğaya duyarlı bir yaşam sürdürebilir. Küçük adımlar büyük farklar yaratır. Bir fidan dikmek, bir çöpü yerden almak, bir hayvanı beslemek sadece günü değil, yarını da güzelleştirir. Çünkü doğa iyiliği büyüten bir sistemdir. Ne verirsek, onu fazlasıyla geri alırız.

Unutulmamalıdır ki doğaya sahip çıkmak sadece bugünü değil, geleceği de korumaktır. Bir milletin ağacı yoksa, umudu da yoktur. Kökü olmayan bir ağaç nasıl ayakta duramazsa, doğasını kaybetmiş bir toplum da varlığını sürdüremez. Bu yüzden doğaya duyulan her saygı, geleceğe atılan güçlü bir adımdır. Doğaya saygı varsa, geleceğe umut vardır. Ve biz bu umudu kaybetmeden, gecikmeden ve yılmadan korumak zorundayız.

 Yazar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.