İman ve amel birlikte anlam kazanır

İman ve amel birlikte anlam kazanır

İslam inancında iman ve amel bir bütün olarak değerlendirilir. Yalnızca inanç sahibi olmak yeterli görülmez; kişinin inancını, davranışları ve ibadetleriyle desteklemesi beklenir.

İman, kalpte yeşeren bir tohum olarak kabul edilirken, ibadetler ve güzel ahlak ise bu tohumu besleyen temel unsurlar arasında yer alır. Manevi gelişimin sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi için inanç ile davranışın birlikte var olması önem taşır.

İNANCI YAŞATMAK SALİH AMELLE MÜMKÜNDÜR

Kalpte taşıdığı imanı davranışlarına yansıtmayan bir kişinin maneviyatı eksik kalır. İnanç ile güzel davranışların birleşmediği durumda, inancın beklenen ruhsal etkisi zayıflar. İslam kaynaklarında bu durum, meyve vermeyen bir ağaca benzetilir. Gölgesi bulunmayan ve rüzgâra karşı koyamayan bir ağaç gibi, salih amelden yoksun iman da zamanla zayıflamaya mahkûm olur. İnancın sürekliliği ve sağlamlığı, ibadet ve güzel ahlakla mümkün hale gelir.

İMANI KORUMAK EN BÜYÜK SORUMLULUKLARDAN BİRİDİR

İslam anlayışına göre, inanç sahibi olmak kadar, inancı muhafaza etmek de önem taşır. Bu doğrultuda, "İmanı korumak, kazanmaktan daha zordur" sözü sıkça hatırlatılır. Kişinin mümin olarak hayatını sürdürmesi ve iman üzere son nefesini vermesi, hem dikkat hem de kararlılık gerektirir. Müminin hayatı boyunca ibadetlerini ihmal etmeden, doğru ve güzel davranışlarla yaşaması teşvik edilir. İslam’ın temel ilkelerinden biri olan iman, salih amelle desteklendiğinde hem dünya hayatında huzur sağlar hem de ahiret yolculuğunda rehber olur.

 Yazar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.