Kene kırsalda tehdit: Uzmandan uyarılar
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünün kent merkezlerinde görülme riskinin olmadığını belirten Prof. Dr. Ömer Orkun, “Ana vektör Hyalomma marginatum büyükşehirlerin parklarında bulunmaz. Kırsal kesimlerde dikkatli olunmalı” uyarısında bulundu.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünün kent merkezlerinde görülme riskinin olmadığını belirten Prof. Dr. Ömer Orkun, “Ana vektör Hyalomma marginatum büyükşehirlerin parklarında bulunmaz. Kırsal kesimlerde dikkatli olunmalı” uyarısında bulundu.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi ve Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. Ömer Orkun, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan virüs ve taşıyıcısı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Virüsün, 2000'li yılların başında Türkiye'de görülmeye başlandığını söyleyen Orkun, esas bulaş kaynağının kırsalda aktif olan “Hyalomma marginatum” türü keneler olduğunu ifade etti.
“ŞEHİR MERKEZLERİNDE KKKA RİSKİ YOK”
Prof. Dr. Orkun, sosyal medyada dolaşan yanlış bilgilere de dikkat çekerek, “Metropol şehirlerin park ve bahçelerinde KKKA’ya neden olan kene türü yaşamaz” dedi. Virüsün bulaşmasında rol oynayan kenelerin doğrudan doğa ve yaban hayatıyla bağlantılı olduğunu vurgulayan Orkun, şehir sakinlerinin bu konuda endişe duymaması gerektiğini dile getirdi.
Vaka artışlarının özellikle mayıs sonu ve haziran döneminde gözlendiğini söyleyen Orkun, tarım işçilerinin ve kırsal kesimde yaşayanların risk grubunda olduğunu belirtti. Özellikle Sivas, Tokat ve Ankara'nın kuzey ilçeleri, vaka sayılarının en fazla görüldüğü bölgeler arasında yer alıyor.
Bazı bölgelerde kene sayısında artış gözlemlendiğini ancak bunun ülke geneline yayılan bir durum olmadığını belirten Orkun, “Türkiye genelinde kene arttı demek yanıltıcı olur. Bölgesel farklılıklar var ve bu da tarımsal faaliyet şekline göre değişiyor” dedi.
KKKA virüsünü taşıyan kene türünün yayılımında, sığır, yaban domuzu, tavşan, kirpi, keklik ve koyun gibi hayvanların büyük rol oynadığını belirten Prof. Dr. Orkun, “Kene haritası net olarak çıkarılmalı ve bu hayvanların bölgesel etkileri incelenmeli” diye konuştu.
Sığırların keneyi artırdığı, kekliklerin ise zannedildiği gibi keneyle mücadelede etkili olmadığı bilgisine de dikkat çekti.
Kene kovucu sprey ve doğal yağlar hakkında dolaşan bilgi kirliliğini de eleştiren Prof. Dr. Orkun, çay ağacı yağı, lavanta yağı gibi ürünlerin bilimsel bir dayanağı olmadığını, bu tip dezenformasyonların hastalık riskini artırabileceğini söyledi.
Keneyle temas eden vatandaşlara yönelik en önemli tavsiye ise şu: “Keneyi fark ettiğiniz anda çıkarın. Bu işlem profesyonellik gerektirmez. Cımbız, eldiven veya bir peçeteyle keneyi tutup çıkarabilirsiniz. Ne kadar erken çıkarırsanız, hastalık bulaşma riski o kadar azalır.”
Keneyi çıkarırken ağız kısmının içeride kalmasının hastalığa neden olmayacağını da vurgulayan Orkun, bu durumun basit bir kıymık gibi düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Bazı komplo teorilerinin de tamamen asılsız olduğunu belirten Orkun, “Kenelerin uçakla atıldığı” yönündeki iddiaları, “10 yıldır sahadayız, böyle bir şey mümkün değil. Bu hastalık Anadolu’nun doğal döngüsünde var olan bir hastalıktır” sözleriyle yalanladı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.