Kenelerle gelen büyük risk

Kenelerle gelen büyük risk

Doğa ile iç içe olmak, yeşilliklerde zaman geçirmek her insanın ruhuna iyi gelir. Ancak özellikle bahar ve yaz aylarında bu güzel deneyim, bazen ciddi bir sağlık tehdidine dönüşebilir: Kene ısırıkları.

Küçücük bir canlı, dikkate alınmadığında hayati sonuçlar doğurabiliyor. Son yıllarda Türkiye’nin birçok bölgesinde kene kaynaklı hastalıklar, özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), ciddi bir kamu sağlığı sorununa dönüşmüş durumda.

Keneler, dışarıdan zararsız gibi görünseler de aslında taşıyıcıdır. Vücutlarına yapışan virüs ve bakterileri, ısırdıkları canlıya geçirebilirler. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimlerde daha sık görülse de piknik yapanlardan kampçılara, ormanda yürüyüş yapanlardan parkta oturan çocuklara kadar herkes bu riskle karşı karşıya olabilir.

Üstelik bu tehlike, sadece kırsal alanlarda değil, şehir çevresindeki otluk bölgelerde de yaygındır. Kene ısırığı sonrası hastalık belirtileri hemen ortaya çıkmaz. Yüksek ateş, halsizlik, kas ağrısı, baş dönmesi ve ilerleyen aşamalarda kanamalar şeklinde görülen KKKA, erken müdahale edilmediğinde ölümcül olabilir. Bu nedenle kene ısırığını hafife almamak ve vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak hayati önem taşır.

Burada asıl mesele, halkın bilinçlendirilmesi. Çünkü birçok kişi, kene ile temas ettiğinde ya da vücuduna yapıştığını fark ettiğinde panikleyip yanlış müdahalelerde bulunuyor. Oysa ki kenenin üzerine kolonya, sigara ya da kimyasal madde dökmek büyük bir hatadır. Bu tür uygulamalar, kenenin taşıdığı virüsü daha hızlı bir şekilde kana salmasına neden olabilir.

Kene, bir sağlık görevlisi tarafından uygun şekilde çıkarılmalıdır. Eğer bu mümkün değilse, cımbız gibi ince bir aletle, deriye en yakın yerden tutularak çıkarılmalı ve ardından bölge dezenfekte edilmelidir.

Önlem almak ise bu sürecin en önemli kısmı. Özellikle riskli bölgelere gidildiğinde açık renkli, vücudu örten kıyafetler tercih edilmeli, pantolon paçaları çorap içine alınmalı ve eve dönüşte vücut mutlaka kontrol edilmelidir. Çocuklar için ayrı bir özen gösterilmeli, özellikle boyun, kulak arkası, koltuk altı gibi bölgeler dikkatlice incelenmelidir.

Tarım işçilerine, çobanlara ve açık arazide çalışanlara koruyucu kıyafetler ve bilgilendirme eğitimi verilmesi de büyük önem taşır. Keneyle mücadele yalnızca bireysel değil, kamusal bir sorumluluktur. Belediyelerin ot biçme ve alan temizliği konusunda daha etkin olması, köy ve kasaba sağlık ocaklarında düzenli bilgilendirme afişleri, basın yoluyla halkın bilinçlendirilmesi, okullarda yapılacak eğitim çalışmaları bu mücadelenin temel taşlarını oluşturur.

Unutulmamalıdır ki; doğa ne kadar güzelse, riskleri de bir o kadar ciddidir. Kene, küçüktür ama sonuçları büyük olabilir. Doğayı seviyoruz, doğada vakit geçirmek istiyoruz ama sağlığımızı da ihmal etmeden, bilinçli ve dikkatli hareket etmek zorundayız.

 Yazar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.