Meddahlık yaşatılıyor: Diyar diyar geziyor

Meddahlık yaşatılıyor: Diyar diyar geziyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel Türk Tiyatro Sanatçısı Meddah Kenan Olpak, Meddah oyunu sayesinde seyircilerin ruhunu okşayarak, geçmişte yolculuğa çıkmasını sağlıyor. Diyar diyar gezerek değerlerimizi gençlere aktarıyor.

Ankara’da meddahlık ve gölge oyunu geleneğini 25 yıldır devam ettiren Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel Türk Tiyatro Sanatçısı Meddah Kenan Olpak, özellikle Ramazan akşamları yapmış olduğu gösteriler ile seyircileri geçmişte yolculuğa çıkartıyor. Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanına sahip Erzurumlu Olpak, unutulmaya yüz tutmuş meddah ve gölge oyunu ile renkli anlar sunuyor. Olpak, Anadolu'nun zengin kültürel çeşitliliğini ve değerlerini izleyicilere eğlenceli bir şekilde aktarırken, aynı zamanda da her yaş grubundan seyirciye eğitici meddah hikâyeleri ile rehberlik ediyor. Elindeki değneği ile kimi zaman yaşlı, huysuz bir adam kimi zamanda başına bağladığı mendili ile tatlı mı tatlı tonton bir nene oluyor. Gazetemize konuşan Meddah Kenan Olpak “Meddah sayesinde bizi yücelten değerlerden bahsediyorum. İnsanların ruhunu okşayarak, geçmişe yolculuğa çıkmasını sağlıyorum” dedi. Olpak, birçok yerde meddah geleneğini anlatmaya ve gençlere aktarmaya çalıştığının altını çizdi.

meddah-2.jpg

“GELENEKSEL TÜRK TİYATROSUNDAN KOPMADIM”

25 yıldır meddahlık geleneğini sürdüren ve bunu büyük bir keyifle yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel Türk Tiyatro Sanatçısı Meddah Kenan Olpak, “Geleneksel Türk tiyatrosu oyunları sahneye koyuyorum. Geleneksel Türk tiyatrosundan hiçbir zaman kopmadım. Özellikle meddah geleneğimizi bu zamana kadar taşımaya çalıştım” dedi.

Özellikle Ramazan aylarında Karagöz ve Meddah oyunlarını sahnelediğini belirten Olpak, “Ramazanda genelde Karagöz oyunu istiyorlar. Karagöz gösterileri yapıyorum, Meddah hikâyeleri anlatıyorum, orta oyun sergiliyorum. 2017 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı somut olmayan kültürel, miras taşıyıcısı olarak beni sanatçı kartıyla onurlandırdı, kendi bünyesinde aldı. Bakanlığın uygun gördüğü, görevlendirdiği yerlerde yurt içi, yurt dışında meddah gösterileri yapıyorum” ifadelerine yer verdi.

meddah-3.jpg

“NENEMİN ANLATTIĞI MASALLARLA BÜYÜDÜM”

Olpak, meddahlığa olan merakının nerden geldiğini ise şu sözlerle anlatıyor:

“Erzurum’da soğuk kış günleri yaşanırdı. O soğuk kış günlerinde nenem Anadolu’nun bağrından kopup gelen, sıcacık masalları bizlere anlatırdı. Nenemin anlattığı o eşi benzeri olmayan, birbirinden kıymetli masallarla büyüdüm. Dayım Karagöz oynatırdı, onlardan daha küçük yaşlarda çok esinlendim. Çok da hoşuma giderdi. Behçet Mahir’in hikâyelerini dinlerdim büyük bir keyifle. Ramazanlarda kahveye gittiğim zaman en küçük bendim. Ağzım açık Behçet Mahir'in halk hikâyelerini dinlerdim. Yusuf ile Züleyha, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Köroğlu gibi dillere pelesenk olmuş, o eşsiz hikâyelerini merakla dinlerdim. Daha çocuk yaşlarımda dinlediğim o masalları, dilimin döndüğünce anlatmaya başladım. Bu benim için çok büyük bir sevda oldu. İlerleyen dönemlerde kendi oyunlarımı sahnelemeye başladım.”

meddah-4.jpg

“HAFIZAMDA 100’E YAKIN HİKÂYE VAR”

Yapmış olduğu gösterileri bölgelerin ağızları ile sahnelediğini vurgulayan Olpak, “25 yıldır meddahlık yapıyorum ve bu zamana kadar 250’ye yakın oyun sahneye koydum. Şuanda hafızamda 100’e yakın hikâye var. Nenemin anlatmış olduğu yüzlerce masal var. Her gösteriye çıkmadan önce annemi ararım. Annemle konuşurum, hikâyeleri ağzıma oturturum ve sahneme öyle çıkarım. Gösteri için gittiğim yerlerde gösteri yapmakla sınırlı kalmıyorum. Hikâyeleri, bölgelerin ağzı ile anlatıyorum. Bu sayede kültürel etki yapmasını da sağlamış oluyorum” dedi.

meddah-5.jpg

“SÖZLÜ EDEBİYAT İLE ANLATIYORUM

UNESCO’nun Meddahlığı somut olmayan kültürel miras olarak tescil ettiğini bunu ardından Meddahlık geleneğinin biraz da olsa son yıllara gelişim gösterdiğini ve biraz daha tanıtılmaya başladığını ifade eden Olpak, sözlerine şu cümlelerle devam etti:

“Met övme anlamına gelen arapça bir kelime. Peygamber efendimizi hicret sırasında övenlere meddah denilirdi. Peygamber Efendimizin yaptığı hicreti, yaşadıklarını anlatırlardı. Anadolu’da meddahlar vardı, bunlar çıkar kahvelerde bu geleneği sürdürürdü. Orta Asya'da ozanlarımız, kopuzlarla halk hikâyeleri anlatırdı. Yine Anadolu'da ozanlarımız bu geleneği sazlarla anlatırdı. Ben daha çok sözlü edebiyat ile anlatıyorum. Bunun sebebi ise, küçük yaşlardan itibaren sözlü olarak Dede Korkut, Deli Dumrul, Köroğlu hikâyelerini dinlemiş olmam. Böyle bir gelenekten gelerek onu benimsiyor olmam şu anki durumumun en açık örneği.”

icerde-kullanilacak.jpeg

“GENÇLERE AKTARMAYA ÇALIŞIYORUM”

Televizyonların çıkmasıyla birlikte değerlerimizin yavaş yavaş unutulduğunu söyleyen Olpak, “Çünkü meddahlık sözle anlatılan bir sanattır. Bu değerlerimizi korumaya çalışıyoruz. Ben de elimden geldiği kadar Yurt içi ve yurt dışında birçok yerde meddah geleneğini anlatmaya, gençlere aktarmaya çalışıyorum. Meddah sayesinde değerlerimizi anlatıyorum. Bu değerleri anlatırken argo kelimeleri kesinlikle kullanmıyorum. Bizi yücelten değerlerden bahsediyorum. İnsanların ruhunu okşayarak, geçmişe yolculuğa çıkmasını sağlıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak:Rüveyda Aslıipek

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.