Ömer Çelik: Odağımız, PKK terör örgütünün feshi ve silahların yakılmasıdır

Ömer Çelik: Odağımız, PKK terör örgütünün feshi ve silahların yakılmasıdır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Odağımız, PKK terör örgütünün feshi ve bunun gerçekleşmesi için silahların bırakılması, yakılmasıdır. Bütün bu çalışmaların neticesi olarak, Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge hedefine ulaşmayı ümit ediyoruz" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda önemli bir aşamanın tamamlanmış olmasının önemine vurgu yaparak, "Çok önemli bir aşamayı tamamlamış olmasıdır. Bugün gelinen noktada raporlar yazılmış, teslim edilmiştir. Bu komisyona bizzat başkanlık ederek, sağduyu ile yöneten Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'a ve burada bulunup, görev yapan milletvekili arkadaşlarımıza bütün katkılarıyla teşekkürlerimizi sunuyoruz. Türkiye'nin demokrasi birikimini, yüce meclisin Türkiye'nin meseleleri hakkındaki yüksek dirayetini ortaya koyan bir çalışma yapıldı. Bu komisyona dönük eleştiriler de oldu. Kuşkusuz, partilerin raporları arasında farklılıklar var, zıtlıklar var. Parlamento çalışmasının esası budur. Burada farklı bir takım düşüncelerden bir sonuç çıkarmaya çalışılacaktır. Cumhur İttifakı üyeleri olarak hem biz hem MHP'nin verdiği raporlarda ortaya koyduğu ilkeler ortaktır, benzerdir. Yaklaşımlar ve değerlendirmeler konusunda büyük bir oranda uyum vardır. Bu Cumhur İttifakı açısından da büyük bir meselenin çözümü için, Türkiye'yi terörsüz günlere ve bağlantılı olarak bölgemizi terörsüz ortama kavuşturmak için takip edilen bir iradedir. Şimdiye kadar yol haritası işlemiştir" ifadelerini kullandı.

'TÜRK'ÜN VE KÜRT'ÜN KARDEŞLİĞİNE TERÖR MUSALLAT OLMUŞTUR'

Çelik, 'Terörsüz Türkiye' ile 'Terörsüz Bölge'nin ayrılmaz bir birliktelik ifade ettiğini dile getirerek, "Türkiye çok uzun yıllar boyunca terörle mücadele etti, terör konusunda büyük bedeller ödedi ama şehitlerimizin büyük fedakarlıklarıyla, gazilerimizin büyük fedakarlıklarıyla terörün amacına ulaşması engellendi. Türkiye'de bir ırk kavgası, bir mezhep kavgası söz konusu olmamıştır tam tersine Türk'ün ve Kürt'ün kardeşliğine terör musallat olmuştur. Terörün Kürt'ün ve Türk'ün ebedi kardeşliğini bozmaya dönük, milletimiz arasında nifak oluşturmaya dönük hamleleri her seferinde iki yönden boşa çıkarılmıştır. Güvenlik güçlerimizin eşsiz fedakarlıkları ve dirayetli duruşlarıyla terörün bu hedeflerine ulaşması engellenmiştir. Milletimizin eşsiz basireti ve ferasetiyle hiçbir şekilde vatandaşlarımızın adları ne olursa olsun, 'Hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir' bilincinden ayrılmayan bir millet feraseti ve millet basiretiyle bu meselelere yaklaşılmıştır. Terör örgütlerinin ve terörün Türk'ün ve Kürt'ün ebedi kardeşliğine saldırısı, Alevi ve Sünni'nin ebedi kardeşliğine saldırısı her zaman bu feraset tarafından engellenmiştir. AK Parti olarak, komisyonumuza sunduğumuz raporda bu görüşlerimizi çok açık bir şekilde ifade ettik. Önümüzdeki dönemde şimdiye kadar boşaltılan mağaralarda silahların bırakılması konusunda, silahların yakılması konusunda atılacak adımlar, terör örgütünün feshinin fiili olarak görülebildiği, fiili olarak tespit edilebildiği bir takım raporların ortaya çıkması, gözlemlerin ortaya çıkması bir sürü konuyu son derece kolaylaştıracaktır. Bu komisyondan, ortaya çıkan tavsiyelerin ve önerilerin de Meclis'te hukuki sürece dönüşmesi konusunu da kolaylaştıracaktır. Burada kilit nokta, fesih konusunun fiili bir durum haline gelmesidir. Bu, Terörsüz Bölge dediğimiz süreçle de yakından alakalıdır. PKK terör örgütünün bütün şube ve uzantılarıyla fesih edilmesi esas amaçtır. Bu terörün yıllar içerisinde demokrasimiz üzerinde oluşturduğu bir stres vardır, hukuk devletimiz üzerinde oluşturduğu bir yüksek tansiyon vardır. Terörün gündemden çıkmasıyla birlikte bu konularla ilgili olarak, bu stresten ve tansiyondan kurtulmuş şekilde daha net ve daha sakin bir şekilde ele alınabilmesi de mümkün olacaktır" diye konuştu.

'YENİ DÖNEMLE İLGİLİ ÇALIŞMALARA BAŞLANDI'

Demokratikleşmeyle ilgili pek çok gündem maddesi konuşulduğunu aktaran Çelik, "Bu demokratikleşmenin meşru alanı içerisinde, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda da siyasal ihtiyaçlarını, ekonomik ihtiyaçlarını, dünya sistemi içerisindeki büyük milli çıkarlarının korunmasıyla ilgili rolünü gerçekleştirebilecek, milletimizin huzur ve refahına dönük ihtiyaçların sağlanmasını sağlayacak bir perspektiften bakıyoruz. Raporda buna da değindik. Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi etrafında ebedi kardeşliğimize, ebedi birlikteliğimize sahip çıkarak, kaderdaşlık, vatandaşlık ilkeleri çerçevesinde geleceğe yürüyeceğiz. Siyasi partiler arasında bu konuyla ilgili eleştiriler ve tartışmalar oluyor. Herkesin perspektifi farklı. Bunları bir noktaya getirebilecek olgunlukla hareket etmeliyiz. Burada esas olan, toplumsal merkeze bakmaktır. Odağımız, PKK terör örgütünün feshi ve bunun gerçekleşmesi için silahların bırakılması, yakılmasıdır. Bütün bu çalışmaların neticesi olarak, Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge hedefine ulaşmayı ümit ediyoruz. Bundan sonraki çalışmalarımızı bu çerçevede değerlendireceğiz. Arkadaşlarımız, raporların komisyona teslim edilmesinden sonraki yeni dönemle ilgili çalışmalarını yapmaya başladılar. Türk devlet hayatının, en büyük tehlikelerden bir tanesi savuşturuldu. 17-25'ten 15 Temmuz'a giden süreci bütün boyutlarıyla değerlendirip, milli egemenliğimizi korumak, milli egemenliğimize karşı yönelebilecek birtakım saldırılar karşısında her zaman hazırlıklı olmak bakımından iyi değerlendirmek gerektiğini ifade ediyoruz" dedi.

'GAZZE'YLE İLGİLİ BÜTÜN ÇALIŞMALARIMIZA DEVAM EDİYORUZ'

Gazze'deki söz konusu ateşkese ilişkin Çelik, "Bu ateşkesi ihlal etmeye dönük olarak İsrail her gün yeni bir eylem üretiyor. Şu ana kadar yüzde 58'i fiilen işgal hattında. Burada bir takım hatlar oluşturulmuştu. Bunlardan bir tanesi 'Sarı Hat'tır. Sarı hat, ateşkes için gerekli askeri önlemlerden bir tanesi olarak ortaya koyulmuştu. İsrail Genelkurmay Başkanı'nın 'Sarı hat, yeni sınırdır' demesi, ateşkesin tam zıttına bir açıklamadır. Ateşkese hizmet eden değil, sarı hattı ilhak olarak konumlandıran bir açıklamadır ki bu ateşkesin bütün mekanizmalarına ve ateşkese ulaşmak için işletilmesi gereken yol haritasının bütün dinamiklerine aykırıdır. Gazze'yle ilgili olarak bütün çalışmalarımıza en yoğun şekilde devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın da mesaisinin birinci gündem maddesi Gazze'dir" diye konuştu.

'BAKANLARIMIZ ARASINDA BİR ÇELİŞKİ ARAMAK DOĞRU DEĞİL'

Çelik, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun 'Cumhurbaşkanı'nın iradesine aykırı tavır gösteren kişi ya görevi bırakır ya da görevden alınır' açıklamalarının sorulması üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği dış politika çizgisi hem kabinedeki bütün arkadaşlarımız tarafından hem de partimiz tarafından aynen takip edilmektedir. SDG konusunda, bakanlarımız arasında ya da parti yetkililerimiz arasında bir görüş ayrılığı yoktur. Aynı şekilde hiçbir kabinedeki arkadaşımızın da Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında bir faaliyeti ya da söylemi söz konusu değildir. SDG konusundaki görüşümüzü baştan beri söylüyoruz. Dışişleri Bakanımızın söylediği de Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesinin neticesidir, Milli Savunma Bakanımızın da Milli İstihbarat Teşkilatı'nın da yürüttüğü faaliyetler de bu irade çerçevesindedir. Bakanlarımız arasında bir çelişki aramak doğru değil. Aynı şekilde partiyle kabine arasında bir çelişki aramak doğru değil. Galip Bey, bugün bir açıklama yapmış, herhangi bir bakanımızı kastetmediğini ifade ediyor" ifadelerini kullandı.

'BİR ÜLKEDE İKİ SİLAHLI GÜÇ OLMAZ'

Çelik, 'Ferdi entegrasyon'un sorulması üzerine, SDG'nin 10 Mart mutabakatına uyması gerektiğini vurgulayarak, "SDG, Suriye'deki PKK terör örgütüdür. Bu, Türkiye için bir tehdit teşkil etmektedir. Burada, herhangi bir şekilde kan dökülmeden 'Tek Suriye tek ordu' çerçevesinde ulusal bütünlük oluşsun, yeniden çatışma çıkmasın diyoruz. 10 Mart mutabakatına uyulması halinde bu yapı Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkacaktır, Suriye için de bir tehdit olmaktan çıkacaktır. Ferdi entegrasyonunun ne anlama geldiğini daha önce ifade ettik. Bir ülkede iki ordu olmaz, bir ülkede iki silahlı güç olmaz. Ordu düzeyinde bir ülkede iki tane silahlı güç olacağı düşünülüyorsa bunun sonu iç savaş senaryosudur. Böyle bir senaryoda hem Araplar kaybeder hem Türkmenler kaybeder hem Kürtler, Aleviler, Sünniler herkes kaybeder. Bizim arzu ettiğimiz Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın hepsinin kazandığı, kardeşçe, onurlu, refah dolu bir geleceğin gerçekleşmesidir" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN ASKERİ HAZIRLIĞI HER ZAMAN VAR'

'10 Mart mutabakatına uyulmaması durumunda bir operasyon söz konusu olur mu?' sorusuna ilişkin Çelik, "Türkiye'nin milli güvenliğini sağlamak için askeri hazırlığı her zaman var. Sayın Cumhurbaşkanımız başkomutan olarak emir verdiği anda silahlı kuvvetler bunu yerine getirecek hazırlıklara sahip ama biz bunlara ihtiyaç kalmamasını istiyoruz. Esas olan, SDG'yi kim silah bırakmasın diye cesaretlendiriyorsa, SDG'yi kim ordu içinde ordu, devlet içinde devlet olmaya doğru bir teşvik içerisine giriyorsa bu Suriye'ye en büyük kötülüklerden biridir. Biz herhangi bir operasyona gerek kalmamasını arzu ediyoruz. Gerektiğinde tereddütsüz yerine getirilir. 10 Mart mutabakatının maddeleri hızlıca yerine getirilmelidir, bu tartışma gündemden çıkmalıdır" cevabını verdi.

Çelik, Dem Parti İmralı Heyeti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir görüşme taleplerinin olduğunu ancak belirlenen bir takvimin olmadığını da kaydetti.

'BARBALIĞI YAPAN KİŞİYE CEZA SÜRECİ İŞLETİLMELİ'

TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında çıkan kavganın sorulması üzerine Çelik, "İshak arkadaşımıza yapılan eylemi en güçlü şekilde kınıyoruz. Bunun için aleni bir şekilde özür dilemesi son derece önemlidir. Bu barbarlığı yapan kişiye dönük olarak bir ceza sürecinin CHP tarafından işletilmesi kıymetli olacaktır" dedi.

'NEDEN ATATÜRK'ÜN İSMİNİ VE RESMİNİ PARADAN KALDIRDI?'

Çelik, "CHP'nin adına konuşanlar, 'Biz Atatürk'ün partisiyiz, cumhuriyeti kuran partiyiz' diye. Yanlış politikalarından bahsedince konuyu buraya getiriyorlar. 2'nci Genel Başkanınız, Cumhurbaşkanı olduğunda neden Atatürk'ün ismini ve resmini paradan kaldırdı? 'Atatürk'ün partisiyiz' demek, CHP'nin eylemlerinin temize çekilmesi anlamına gelmiyor. Atatürk, vasiyetinde, kendisine ait İş Bankası hisselerinden Türk Dil Kurumu'na ve Türk Tarih Kurumu'na verilmesi istedi. CHP bunu vermedi, Atatürk'ün vasiyetini yerine getirmedi" diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.