Parlamentolardan Filistin’e ortak dayanışma mesajı

Parlamentolardan Filistin’e ortak dayanışma mesajı

13 ülkenin parlamento başkanını bir araya getiren toplantıda, Gazze’deki insani dram vurgulandı ve uluslararası camiaya Filistin halkı için birlik çağrısı yapıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş'un ev sahipliğinde ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla İstanbul'da bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmad Safadi, her zaman Filistin'in ve Filistin halkının yanında olduklarını söyledi. Gazze için elden gelen gayretin gösterilmesi gerektiğini kaydeden Safadi, "Filistin davası iki devletli çözüm üzerinde olmadıkça bölgede kesinlikle bir barıştan bahsetmek söz konusu olamaz. Bu barışın dünyaya yansıması, Filistin davasının çözülmesinden geçiyor." dedi.

Safadi, Filistinlilerin yerinden edilme söylem ve eylemlerine karşı gelinmesi gerektiğini belirterek "Filistin davasının canlı tutulması için tüm parlamenterlerle birlikte çalışmalıyız." ifadesini kullandı. Katar Şura Meclisi Başkanı Hasan Abdullah el-Ganim de toplantının Filistin halkının yanında olduklarını güçlü bir şekilde ifade etmeleri ve parlamenterlerin, dünyanın en haklı davalarından biri olan Filistin meselesine karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri açısından önemli bir platform oluşturduğunu belirtti.

Adil ve kapsamlı bir siyasi çözümün, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını derhal durdurmasına bağlı olduğunu vurgulayan Ganim, "Uluslararası toplumu harekete geçirmeli, İsrail'i saldırılarını durdurmaya, hukuki yükümlülüklerine uymaya ve işlediği suçlar nedeniyle uluslararası mahkemelerde hesap vermeye zorlayacak ortak bir tutum geliştirmemiz çok önemli." değerlendirmesini yaptı.Ganim, ülkesinin iki devletli çözüm ilkesiyle, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasının adil, kapsamlı ve kalıcı barışın anahtarı olduğuna inandığını ifade ederek "Hepimize büyük bir sorumluluk düşmektedir. Filistin'e, Filistin'de yaşananlara karşı sessiz kalmak dolaylı bir suç ortaklığı anlamına gelmektedir. Bölgeye barış ve istikrarın gelmesi için Filistin halkına yapılan zulüm sona ermelidir ve haklarının iade edilmesi gerekmektedir." diye konuştu.

"KATLİAM DAHA DA KATLANILAMAZ HAL ALDI"

İspanya Temsilciler Meclisi Başkanı Francina Armengol Socias da toplantı için gönderdiği video mesajda, Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşananların "insanlığa karşı işlenen suç" niteliği taşıdığını belirterek şöyle devam etti: "İki aylık bir ateşkes sürecinin ardından İsrail, ateşkesi ihlal etti ve Gazze halkını bombalamaya, daha fazla çocuğu öldürmeye, sağlık merkezlerini yok etmeye, yardım görevlilerinin ambulansını patlatmaya devam etti. Katliam, daha da katlanılamaz bir hal aldı."

Socias, dünyaya yayılma riski bulunan "cezasızlık" durumuna bir son vermeleri gerektiğini vurgulayarak ülkesinin Filistin devletini ve 1967 sınırlarını tanıdığını söyledi. Filistin halkının İspanya'nın tam desteğine güvenebileceğini savunan Socias, bu adaletsiz durumun, insan haklarına ve uluslararası hukuka yapılan açık saldırıların derhal durması gerektiğinin altını çizdi.

"FİLİSTİN HALKINA VE DAVASINA DESTEĞİMİZİ GÖSTERMEK İÇİN BURADAYIZ"

Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Al Musalam ise TBMM'ye daveti için teşekkür ederek bu toplantının önemine işaret etti. Musalam, İsrail’in uyguladığı savaş politikasının mutlaka son bulması gerektiğini belirterek, "Biz Filistin halkına ve davasına desteğimizi göstermek için burada bulunuyoruz. İsrail her zaman Filistin halkının meşru haklarına tecavüz ediyor ve büyük bir ambargo uyguluyor." ifadelerini kullandı. Bahreyn'in her zaman Filistin davasının ve halkının yanında olduğunu aktaran Musalam, iki devletli çözümü desteklediklerini vurguladı.

Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Puan Maharani de daveti için Kurtulmuş'a teşekkür ederek dayanışmanın önemine dikkati çekti. Maharani, "Bölünmenin ve ayrışmanın arttığı günümüz dünyasında, hepimizi şiddet tehdidiyle karşı karşıya bırakan küresel sınamalar karşısında, diplomasi ve diyalogla ayakta kalmak zorundayız." ifadelerini kullandı. Halihazırda en çok Filistin’in hakkaniyete ihtiyaç duyduğunu kaydeden Maharani, parlamentoların yetkileri doğrultusunda çözümün bir parçası olması gerektiğini belirtti.

Maharani, "Parlamenterler olarak sessiz kalma lüksüne sahip değiliz. Bizim sorumluluğumuz sadece seçmenlerimize değil, adalete, insanlığa, barışa karşı da sorumluluğumuz var." değerlendirmesini yaptı.

"MALEZYA OLARAK SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Malezya Temsilciler Meclisi Başkanı Tan Sri Dato Johari bin Abdul, Türkiye'nin güçlü bir duruş sergilediğini vurgulayarak ülkesinin Filistin'le olan bağının geçici ya da sembolik olmadığını belirtti. Filistin'in bağımsızlığı ve egemenliği için desteklerini sürdüreceklerini aktaran bin Abdul, sivillerin öldürülmesini kınadıklarını ifade etti.

İsrail'in Gazze'deki eylemlerini "savaş suçu ve insanlığa karşı suç" olarak nitelendiren bin Abdul, "Malezya olarak sesimizi yükseltmeye, desteğimizi seferber etmeye ve eyleme çağırmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim için Filistin sadece bir dış politika meselesi değil. Bu bir insanlık ve aynı şekilde bir bilinç, bir vicdan meselesidir." dedi.

"FİLİSTİNLİLER ÖZGÜR OLSUN, FİLİSTİN EGEMEN OLSUN"

Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık da Filistin meselesinin siyasi bir mesele değil, "bir vicdan sınaması" olduğunu vurgulayarak adalet, özgürlük ve onur hislerinin Filistinlilerin elinden alındığını söyledi. İsrail'in insani yardım konvoylarını engellediğini, kasti olarak bölgeyi bombalamaya ve insani yardım kuruluşlarının çalışanlarını dahi öldürmeye devam ettiğini belirten Sadık, "Bu bağlamda parlamentolarımızın kıymetli temsilcileri ve üyeleri olarak küresel anlamda daha doğru bir eyleme geçme haline, tetikleme görevine, sorumluluğuna sahibiz." değerlendirmesinde bulundu.

Sadık, İsrail'in Gazze için hesap vermesi gerektiğini belirterek "Filistinliler özgür olsun, Filistin egemen olsun. Pakistan her zaman Filistin'in yanında olmuştur, olmaya da devam edecektir." diye konuştu.

"BU UZUN SÜRELİ TRAJEDİ KARŞISINDA SESSİZ KALMAK SUÇ ORTAĞI OLMA ANLAMINA GELECEKTİR"

Senegal Ulusal Meclisi Başkanı El Hadj Malick Ndiaye, Filistinlilerin çeyrek asrı aşkın süredir işgal altında yaşadığını hatırlatarak bu halkın her türlü şiddete maruz kaldığını söyledi. "Batı Şeria'da olduğu gibi Gazze'de de halk güvensizlik ve gerilim ortamında sürekli bir güvencesizliğe katlanmaktadır." diyen Ndiaye, uluslararası mekanizmaların ilgili bölgelere erişiminin olmaması nedeniyle sahadaki durumun bağımsız bir şekilde değerlendirilemediğini aktardı.

Ndiaye, uzmanlar, Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan çok sayıda raporun, İsrail'in mevcut politikalarının Filistin topraklarındaki insani, sosyal, ekonomik ve kültürel denge üzerindeki derin etkisini vurguladığını belirtti. "Bu uzun süreli trajedi karşısında sessiz kalmak suç ortağı olma anlamına gelecektir. Harekete geçme görevimiz var. Harekete geçmek, kınamanın yanı sıra somut önlemler önermektir. İşte bu nedenle bugün memnuniyetle karşıladığımız bu parlamento girişimi bir umut ışığıdır." diyen Ndiaye, bugünkü sorumluluklarının güçlü eylemler oluşturmak olduğunu söyledi.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konseyi Başkanı Saqr Ghobash, ülkesinin Filistinlilerle, özellikle Gazze'deki halkla birlikte olduğunu ve onları desteklediğini belirterek İsrail'in Gazze'deki "aç bırakma politikasını ve diğer saldırılarının hepsini" kınadıklarını aktardı. TBMM'nin girişiminin çok önemli olduğunu dile getiren Ghobash, "Biz ortak bir parlamento sesi amaçlamaktayız. Filistinli kardeşlerimiz, adalet, ilkeler, insan onurunu korumak ve uluslararası yasalara saygı için bu gelişimlerimizi devam ettiriyoruz." dedi.

Ghobash, Filistin sorununun sadece bir toprak işgali meselesi olmadığını, bunun bir ulusal kimlik sorunu olduğuna dikkati çekti. Gazze'deki savaşın aslında bütün dünya düzeni için bir sınama olduğunu vurgulayan Ghobash, sivilleri korumanın önemli olduğunu belirterek "Uluslararası kurumların hepsi Filistin halkının yanında olmalıdır. Halkların yanında olmalıdır." ifadesini kullandı.

Ghobash, BAE'nin Filistin davasına karşı sabit bir görüşe sahip olduğunu ve iki devletli çözümü savunduğunu belirterek şöyle devam etti: "İki devletli bir çözüm olmazsa bölge de aynı şekilde tehlike altındadır. Dolayısıyla siyasi yönlerinde çok ciddi bir şekilde Filistin halkının yerinde yer almalıyız ve 2 milyon Filistinliyi burada korumalıyız. Filistin meselesi bu bölgedeki barışın, bölgesel istikrarın anahtarıdır ve adil çözümün anahtarıdır. Burada bölgede artık bundan sonra kaos istenmemektedir."

Cezayir Ulusal Meclis Başkan Vekili Hammad Ayoub, toplantının Filistin davasının canlanmasında önemli bir rol oynadığını söyledi. İsrail'in Filistin'de yaptıklarına karşı gelinmesi gerektiğini vurgulayan Ayoub, İsrail'in BM şartlarına da uymadığını ve iki devletli çözüme karşı eylemlerde bulunduğunu hatırlattı. Ayoub, "(İsrail) İllegal yerleşimcileri ortaya koyarak Filistin topraklarına zorla el koymakta ve aynı zamanda da Filistin halkını tehcir etmekte." dedi. İsrail'in eylemleriyle Filistin halkını zorla tehcir ettirmeye yönelik politika izlediğini vurgulayan Ayoub, şunları kaydetti:

"Bir soykırım söz konusu. İnsanlara karşı, kadınlara karşı ve aynı zamanda toprağın gerçek sakinlerine karşı ve tabii ki biz de ona karşı gelmekteyiz. Baktığımız zaman İsrail siyonist işgalci güç, bir savaş suçu işlenmekte. Her gün gittikçe tekrarlanan bir eylem içerisinde. İsrail'in ortaya koymuş olduğu cinayetler tüm insanlık tarafından görünmekte. Onun için gerçek barıştan bahsetmek istediğimiz zaman Siyonist rejime karşı hep birlikte durmamız gerekiyor."

Azerbaycan Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Ali Ahmadov, 30 yıl süren işgal ve etnik temizliğe maruz kalan Azerbaycan’ın, dünyanın herhangi bir yerinde ayrımcılığı, hak ihlallerini, etnik temizliği, işgali ve masumlara yönelik şiddeti kınadığını vurguladı. Ahmadov, Gazze’deki insani krizden ve binlerce günahsız insanın hayatını kaybetmesinden derin endişe duyduklarını belirtti. Ayrıca, bölgedeki gıda, su ve sağlık hizmeti eksikliklerinin, insanların açlığa mahkum edilmesine yol açtığını ifade etti.

İnsani yardımların Gazze halkına ulaştırılamamasının bölgedeki durumu daha da zorlaştırdığını kaydeden Ahmadov, ateşkesin tesis edilmesini ve tam olarak uygulanmasını desteklediklerini dile getirdi. Ahmadov, Filistin’in bağımsızlığını desteklediklerini ve Filistin’in Bakü Büyükelçiliğinin 14 yıldır faaliyet gösterdiğini belirterek "Filistin halkının kendi ülkelerinde onurlu ve güvenlik içerisinde yaşaması, bölgede istikrar ve barış içerisinde birlikte yaşamak açısından zorunludur. Azerbaycan, İsrail-Filistin sorununun uluslararası hukuk kurallarına uygun ve BM’nin ilgili kararları uyarınca çözülmesini ve Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak iki devletli çözümünü tek çözüm yolu olarak görüyor. Azerbaycan, İslam İşbirliği Teşkilatının üyesi olarak Gazze halkı ile dayanışma içerisinde olduğunu açıkça beyan ediyor." ifadelerini kullandı.

Barış için tüm çabalara katkı sunmaya hazır olduklarını vurgulayan Ahmadov, TBMM’nin inisiyatifiyle oluşturulan Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubunun bölgede sürdürülebilir barışın tesisine katkı sağlayacağına inandığını kaydetti. Mısır Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Saad El Deen de hassas ve önemli bir zamandan geçildiğine işaret ederek Filistin davasına yönelik hep beraber eylemde bulunmaları gerektiğini söyledi.

Saad El Deen, Gazze'de çok fazla katliamın yaşandığını belirterek "Mümkün olduğunca Filistin davasının ve geleceğinin de rüyasını gerçekleştirmek için her türlü eylem içerisinde olmamız ve çaba harcamamız gerekiyor." dedi. İsrail'in tüm uluslararası hükümlere ve kanunlara karşı geldiğinin altını çizen Saad El Deen, ülkesinin her zaman İsrail'in yaptıklarının ve planlarının karşısında yer aldığını vurguladı.

Saad El Deen, Mısır olarak Gazze'nin tekrar inşası konusunda oradaki halkın yerinden edilmeyeceği şekilde plan ortaya koyduklarını aktararak insani yardımların ulaştırılması konusunda ateşkesin sağlanmasının önemine işaret etti. Refah Sınır Kapısı’nın İsrail tarafından kapalı olmasının, insani yardımların Gazze’ye girişinde zorluklar yarattığını belirten Saad El Deen, Gazze konusunda sessiz kalan ülkeler olduğunu ifade etti. Ayrıca, Filistinlilerin "tehcir edilmesine" yönelik planlara karşı el birliğiyle mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.