Prof. Dr. Sözbilir: “İzmir Fayı’nda Yakın Zamanda Kırılma...

Prof. Dr. Sözbilir: “İzmir Fayı’nda Yakın Zamanda Kırılma...

DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, artan deprem hareketliliğiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin en önemli gerçeklerinden biri olan deprem, farklı bölgelerde zaman zaman hissedilerek gündemdeki yerini koruyor. Son olarak Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde art arda meydana gelen depremler bölgede tedirginliğe neden oldu. 2020 Elazığ ve İzmir, 2023 Kahramanmaraş depremlerinin yarattığı etkiler sürerken İzmir, İstanbul, Adana ve Balıkesir gibi büyük şehirlerde deprem endişesi günlük hayatı şekillendirmeye devam ediyor.
Bu süreçte farklı uzman görüşlerinin kamuoyunda kafa karışıklığı oluşturduğunu belirten Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, son yaşanan sarsıntıları ve risk durumlarını değerlendirdi.

“Sındırgı’da Bir Deprem Daha Meydana Gelebilir”

Sındırgı’da yaşanan sarsıntılarla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Sözbilir şunları söyledi:
“10 Ağustos’tan itibaren ana bir şok yaşandı ancak çok sayıda artçı meydana geldi. Artçılar, ana şoktan sonra güneydoğu doğrultusunda ilerledi. İkinci büyük artçı şok 22 Ekim’de 6.1 büyüklüğünde oluştu ve bu da bir ana şok niteliğindeydi. Yani birbirini takip eden ana şoklar görüyoruz. Genel olarak, ana şoklardan sonra artçıların belirli piklerle azaldığını biliyoruz. Bu dalgalı süreç devam edecek gibi görünüyor. İlk depremde 15 km’lik bir fay kırıldı, ikinci depremde de benzer uzunlukta bir segment kırıldı. Ancak kırılmayı bekleyen yaklaşık 15 km’lik bir kısım daha var. Bu bölüm de aynı mekanizma ile kırılırsa benzer bir deprem daha yaşanabilir.”

“İzmir Fayı’nın Kısa Vadede Kırılması Beklenmiyor”

İzmir Fayı’nın durumu hakkında konuşan Prof. Dr. Sözbilir, yakın gelecekte fayın deprem üretme ihtimalinin düşük olduğunu belirtti:
“Türkiye’de 485 fay hattı var ve her birinin kendine özgü bir yaşam döngüsü bulunuyor. Kuzey Anadolu Fayı gibi bazı sistematik faylar 150–200 yılda bir deprem üretir. Doğu Anadolu Fayı’nda bu aralık yaklaşık 400 yıldır. Ancak birçok fay sistematik değil; yani belli aralıklarla deprem üretmeyen, binlerce yıl sessiz kalabilen faylar var. Batı Anadolu’daki fayların çoğu da böyle. Kayma hızları düşük olduğu için ben halkın anlayacağı şekliyle ‘tembel fay’ diyorum. Stresi yavaş biriktirir, geç kırılır.
İzmir Fayı’nın yaklaşık 2–3 bin yılda bir kırılma olasılığı var. Biz en erken kırılabileceği sürenin 1000 yıl civarında olduğunu değerlendiriyoruz. Fayın 1688’de deprem ürettiğini düşündüğümüzde aradan 337 yıl geçti. Bu bilgiler ışığında İzmir Fayı’nın yakın zamanda kırılma ihtimali bulunmuyor. Ancak kırılması hâlinde, fay metropolün içinden geçtiği için 25–30 bin civarında can kaybına yol açabileceğini öngörüyoruz.”

Şiddet ve Büyüklük Arasındaki Fark

Kamuoyunda sıkça karıştırılan büyüklük ile şiddet kavramlarına ilişkin Sözbilir şöyle konuştu:
“AFAD’ın verdiği 5.6, 5.7 gibi değerler deprem büyüklüğüdür. Ülkemizdeki en büyük deprem 1939 Erzincan Depremi’dir; büyüklüğü 7.9’dur. Onu 7.8 büyüklüğündeki 2023 Kahramanmaraş Depremi izler. Batı Anadolu’da genellikle 6 ile 7 arasındaki depremler görülür. İzmir'de en fazla 7.2’ye kadar çıkan depremler kaydedilmiştir. Şiddet ise depremin yıkım derecesidir ve Roma rakamlarıyla 1’den 12’ye kadar ifade edilir. 12, her şeyin yıkıldığı en üst seviyedir.”

“Fay Zemin Özelliğine Göre Farklı Tepki Veriyor”

2020 Sisam Depremi’nin İzmir’de yarattığı yıkımın neden Bayraklı’da yoğunlaştığını açıklayan Sözbilir şu bilgileri verdi:
“Deprem Sisam Adası’nın önünde meydana geldi. Sismik dalgalar kuzeye ilerledikçe Özdere ve Gümüldür’den geçti ama yıkım olmadı; çünkü orada zemin sağlam ve yaşlı kayaçlar var. Aynı dalga Menderes, Gaziemir ve Buca’ya gidiyor ama yine büyük hasar yok. Ancak Konak, Bayraklı ve Bornova tarafına ulaştığında alüvyon dediğimiz genç ve yerleşmemiş zeminle karşılaşıyor. Sönmekte olan bir dalga bu zeminde yeniden güç kazanıyor ve yıkım orada gerçekleşiyor.”

“Fay Üzerinde Yerleşim Olmamalı”

Fay hatları üzerinde yapılaşmanın büyük risk barındırdığını vurgulayan Prof. Dr. Sözbilir:
“Fayın geçtiği yere yerleşim olmaz. Çünkü deprem sırasında fayda fiziksel bir hareket meydana gelir ve buna hiçbir yapı dayanamaz. 10 metre yanal bir hareket düşünün; binanın yarısı bir tarafa, diğer yarısı öte tarafa hareket eder. Ayakta kalması mümkün değildir,” dedi.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle uyumlu yaşaması gerektiğini vurgulayarak bilimsel önlemlerin ve sağlıklı şehir planlamasının önemine dikkat çekti.

Kaynak:Haber merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.