Ritüellerden öte bir hayat tarzı: İslam’ı doğru anlamak

Ritüellerden öte bir hayat tarzı: İslam’ı doğru anlamak

İslam, yalnızca ibadetler ve kurallardan ibaret bir din değil; merhamet, adalet ve sorumluluk temeli üzerine kurulmuş bir yaşam biçimidir.

İslam, inanç sisteminden öte bir yaşam tarzı sunar. Kur’an’ın ilk emri olan “Oku”, yalnızca yazılı metni okumayı değil, kalple ve akılla anlamayı teşvik eder. Modern hayatta ise bazı Müslümanlar için din, ritüeller zincirine indirgenmiş durumda. Oysa dinin ruhu; bireyin kendini, çevresini ve Yaratıcısını doğru tanımasıyla ortaya çıkar.

Peygamber Efendimiz’in (sav) hayatı, ibadet kadar ahlaki davranışlara da vurgu yapar. Namaz ve oruç gibi ibadetler, yetime şefkat göstermek, komşuya selam vermek veya yolda engel olan bir taşı kaldırmak gibi günlük inceliklerle bütünleşir. Bu değerler göz ardı edildiğinde, din sadece şekilsel bir görünüme dönüşür.

İslam, insanı yüceltirken sorumluluklar da yükler. Hakkı gözetmek, emanete sahip çıkmak ve kalp kırmaktan kaçınmak gibi öğütler, dini pratiğin temelini oluşturur. İbadetlerin anlamlı olabilmesi, niyet ve samimiyetle bağlantılıdır. Günümüz Müslümanları için önemli olan, yalnızca ne yaptıklarından ziyade, niçin yaptıklarını sorgulamaktır.

İSLAM’I ANLAMAK

İslam, sadece bir inanç sistemi değil; aynı zamanda bir hayat biçimidir. Bugün birçok kişi için İslam, ibadetlerden ve belli başlı kurallardan ibaret bir yapı gibi algılansa da, bu dinin asıl ruhu çok daha derinlerde yatar: Merhamet, adalet, denge ve sorumluluk. Kur’an’ın ilk emri Oku idi. Bu sadece gözle görüleni okumak değil, kalple, akılla ve vicdanla anlamaya davetti. Ne yazık ki bugün birçok Müslüman için İslam, şekilsel bir ritüeller zincirine dönüşmüş durumda. Oysa İslam’ın özü; bireyin kendini, çevresini ve Rabbini doğru tanımasıdır. Peygamber Efendimiz (sav), bir ahlak timsaliydi. Namaz kılmak kadar, yetimin başını okşamak, komşuya selam vermek, yolda taş gördüğünde onu kenara almak da sünnetti. Bugün bu incelikleri kaybettiğimizde, dinin sadece dış görüntüsünü yaşar hâle geliyoruz. İslam, insanı merkezine alan bir dindir. İnsanı yüceltir ama aynı zamanda ona sorumluluklar da yükler. Kalp kırmamayı, hakkı gözetmeyi, emanete sahip çıkmayı öğütler. Bu öğretileri hayata geçirmediğimiz sürece, ne kadar ibadet edersek edelim, eksik kalırız. Belki de bugün Müslümanlar olarak yeniden bir iç muhasebeye ihtiyacımız var. Sadece neyi yaptığımız değil, niçin yaptığımız da önemli. Samimiyet olmadan, şekil anlamını yitirir.

 Yazar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.