Savcı Türe: Adalet, herkese eşit davranmak değil herkesin hak ettiğini almasıdır
KIREDER’in düzenlediği konferansta konuşan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Hayrettin Türe, herkese aynı eğitimi vererek aynı başarıyı beklemenin büyük adaletsizlik olduğunu belirterek “Adalet herkese eşit davranmak değil herkesin hak ettiğini almasıdır” dedi.
Kırşehirli eğitimciler, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Hayrettin Türe’nin “Eğitimde Fırsat Eşitliği ve Adalet” konulu konferansında biraraya geldi. Kırşehirli Dernekler Federasyonu’na (KIR-FED) bağlı Kırşehirli Eğitimciler Derneği tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle TZOB Akman Otel’de düzenlenen konferansa katılım hayli yoğun oldu.
GÖKÇINAR: KIRŞEHİR EĞİTİMDE BAŞARISIYLA BİR MARKA OLMUŞTUR
Konferansın açılışında bir konuşma yapan Kırşehirli Dernekler Federasyonu (KIR-FED) Genel Başkanı Hilmi Gökçınar, “Kırşehirli Eğitimciler Derneğimiz birlik ve beraberlik içerisinde yaptığı çalışmalarla bizleri çok mutlu ediyor. Biliyorsunuz ki Kırşehir’imiz eğitimde başarısıyla bir marka olmuştur. Devletimiz tarafında yapılan her türlü sınavlarda Kırşehir’in başarı sırası ilk 5’e girmektedir. Siz değerli öğretmenlerimize bu gururu bizlere yaşattıkları için ayrı ayrı teşekkür ederken öğrencilerimizin de üstün başarıları ve azimleri için gözlerinden öpüyorum” dedi.
KIREDER BAŞKANI PROF. KILIÇ: TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE DESTEK OLACAĞIZ
Kırşehirli Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Recep Kılıç ise konuşmasında şunları kaydetti: “Kırşehirli Eğitimciler Derneği 2019 yılında Ankara’da kurulmuştur. Üniversite öğretim üyeleri ve elemanları, eğitim yöneticileri, öğretmenler ve eğitim deneticileri derneğimizin doğal üyelerini oluşturmaktadır. Eğitime emek ve gönül verenlerle birlikte başta Kırşehir’imiz olmak üzere ülkemizdeki eğitime bir nebze olsun katkı sunmak üzere yola çıkılmıştır. Kısa adı KIREDER olan Kırşehirli Eğitimciler Derneği; Anayasa ve ilgili diğer yasaların çizdiği genel çerçeveye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve eğitimin belirlenmiş genel amaç ve esaslarına uygun olarak Türk eğitim sistemine destek olmayı, sosyal, kültürel ve bilimsel faaliyetlerle eğitim çalışanlarını desteklemeyi ve onların mesleki sorunlarının çözümüne katkı sunmayı kendisine amaç edinmiştir. Bunların yanında eğitimde marka olan Kırşehir’imize, Kırşehirli öğrenci ve öğretmenimize her türlü hizmeti sunmayı, Kırşehir’in kadim kültürünü, tarihini ve tüm güzelliklerini tanıtmayı kendimize görev edindik.”
"EĞİTİM ORDUSUNUN BİRER NEFERİYİZ"
Prof. Kılıç, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak, “Bugün sizlerle bir 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesi ile birlikteyiz. Eğitim ordusunun birer neferiyiz. Bu günün mutluluğunu paylaşmak üzere bizimle birlikte olduğunuz için hepinize ayrı ayrı yürekten teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
TÜRE: ÖNEMLİ OLAN HAKKI KULLANABİLME OLANAĞI
Ardından kürsüye çıkan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Hayrettin Türe de, herkese aynı eğitimi vererek aynı başarıyı beklemenin büyük adaletsizlik olduğunu belirterek “Adalet; herkese eşit davranmak değil herkesin hak ettiğini almasıdır” dedi.
Türe konuşmasında şunları söyledi: “Eğitimde fırsat eşitliği kavramı ‘Toplumun tüm bireylerinin ayrım yapılmaksızın yeteneklerini en uygun biçimde geliştirmede eğitim hizmetlerinde eşit ölçüde yararlanma olanaklarına sahip olmaları’ olarak tanımlanmaktadır. Hiçbir hukuksal engel bulunmamakla birlikte insanların olanakları eşit olmadığından eğitimde eşit ölçüde yararlanamadıkları görülmektedir. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için insanların hukuk önünde eşit eğitim alma hakkına sahip olmaları yetmez bu hakkı kullanabilme olanaklarına sahip olmaları gerekir.”
“ADALET, HERKESİN HAK ETTİĞİNİ ALMASIDIR”
Savcı Türe, “Eğitimde adalet nasıl sağlanır” sorusunun cevabına ilişkin ise şunları söyledi: “Bu durumda eğitimde adalet nasıl sağlanır; adalet; herkese eşit davranmak değil herkesin hak ettiğini almasıdır. Günümüzün eğitim sorunlarını anlatmama gerek yok ama eğitimde nasıl adaletli davranılması gerektiği irdelenmelidir. Öncelikle eğitimde en büyük adaletsizlik herkese aynı eğitimi vererek eşit davranmak ve herkesten aynı başarıyı beklemektir. Çok bilen ve öğrenmek isteyenle dersle alakası olmayanları aynı sınıfa koymak eğitimi baltalamaktadır. Önde koşan zorunlu olarak arkadaki için bekletilmekte bu da zaman kaybının yanı sıra öğretmen eğitici için yorucu olmakta ve çalışkan olanın şevkini kırmaktadır. Görünen ve bilinen de o ki çalışkan olan tembeli yanına çekemediği, buna karşın tembel olan bir takım olumsuzlukları ona sirayet ettirmeye çalıştığı ve o nu derslerinden alıkoyduğu da bir gerçektir. O halde ilk çare ilkokuldan sonra öğrenci hangi okulu hak ediyorsa oraya gönderilmeli ve ona göre eğitilmelidir. Bu sisteme yönlendirmeli eğitim denilmekte olup 1970’li yıllarda bu sistem oluşturulmak üzere bir çalışma yapıldığını hatırlıyorum ama maalesef bir sonuç alınamamıştır. Bunda en büyük etkenin velilerin ısrarı ve baskısı olacağı endişesidir. Yönlendirmeli eğitim olmayınca iyi eğitim almaya ve kendini geliştirmeyi isteyen öğrencilere en büyük adaletsizliği yapmış oluruz.”
Prof. Dr. Recep Kılıç başkanlığındaki Kırşehirli Eğitimciler Derneği'nin organize ettiği konferansa ilgi hayli yoğundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.