Türk Dünyası Kadınlar Birliği için ilk adım atıldı

Türk Dünyası Kadınlar Birliği için ilk adım atıldı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türk coğrafyasındaki kadınların ortak bir çatı altında buluşmasını sağlayacak yeni bir yapının hazırlıklarına başlandığını açıkladı.

Bakan Göktaş, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Kadın ve Aile Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, 24 Kasım Öğretmen Günü'nü kutladı. Türk dünyasının ortak hafızasını, kadim birikimini ve geleceğini güçlendiren çok kıymetli bir ilim ve istişare temelinde bir arada olduklarını ifade eden Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sempozyum, toplumsal değişimi, kültürel sürekliliği, aile vizyonunu ve kadınların toplumdaki yerini, farklı bakış açılarıyla ele almaya imkan tanıyor. Kadınların medeniyetimizdeki yeri daima çok müstesna oldu. Tarihimize baktığımızda, kadınların toplumun her döneminde hayatın içinde yer aldığını ve belirleyici roller üstlendiğini görürüz. Dede Korkut destanlarında kadın, aileyi bir arada tutan temel kişidir. Yine eski Türk devletlerinde kadınlar önemli görev ve yetkiler üstlenir. Gerektiğinde bir asker gibi savaşır, gerektiğinde devlet yönetimine yön veren aklı ortaya koyar. Türk töresinde, kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Bu köklü anlayış, yüzyıllar boyunca varlığını sürdürür. Osmanlı'da kadınlar kurdukları vakıflarla eğitimi, hayır işlerini ve toplumsal düzeni şekillendirdi. Cumhuriyet döneminde ise hayatın tüm alanlarında daha görünür olarak toplumsal ilerlemenin taşıyıcısı haline geldi. Tomris Hatun, Terken Hatun, Fatma Bacı, Gevher Nesibe, Nene Hatun, Safiye Ali, Alev Alatlı… daha nice öncü kadın bu kadim birikimi çağının şartlarını aşan bir cesaret, hikmet ve üretkenlikle bugüne taşımayı başardı."

"KADINLAR EKONOMİDE, SİYASETTE, SOSYAL HAYATTA DAHA GÖRÜNÜR VE DAHA ETKİN OLDU"

Göktaş, her bir kadının değerleri geleceğe taşıdığını vurgulayarak, bu yüzden kadınların her alanda güçlü olmasının, tarihin yüklediği ortak bir sorumluluk ve geleceğe dair en büyük güvence olduğunu aktardı. Bu anlayışın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu güçlü vizyonla daha da somut bir zemine kavuştuğunu söyleyen Göktaş, "Bu vizyon doğrultusunda eğitimden sağlığa, bilimden teknolojiye kadar her alanda kadınları güçlendiren kapsamlı politikalar hayat buldu. Kadınlar ekonomide, siyasette, sosyal hayatta daha görünür ve daha etkin oldu. Attığımız kararlı adımlarla kadın-erkek fırsat eşitliğini daha da büyüttük. Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı liderliğiyle bugün Türkiye, kadını kalkınmanın merkezine alan bir devlet aklıyla yoluna devam ediyor. Bizler de Bakanlık olarak, bu vizyonu somut politikalara dönüştürmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planımız bu kararlılığın sahadaki en güçlü yansımasıdır." diye konuştu.

Eğitimden istihdama, girişimcilikten karar alma mekanizmalarına kadar pek çok alanda projeleri hayata geçirdiklerini anlatan Göktaş, şöyle devam etti: "8 Mart'ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile oluşturduğumuz koordinasyon kurullarıyla bu süreci yerelde daha kapsayıcı biçimde yürütüyoruz. Çünkü biliyoruz ki kadının güçlendiği her adım, aileyi de sağlamlaştırıyor. Aile güçlendikçe toplumun huzuru, birliği ve yarınlara olan güveni artıyor. Modern dünyanın hızlı dönüşümü, kadın ve aile politikalarının, bir medeniyet, bir güvenlik meselesi olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu anlamda, dijitalleşmeden demografik değişimlere, küreselleşmeden sosyal dönüşüme kadar pek çok başlık, kadını ve aileyi merkeze alan bütüncül politikaları zorunlu kılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle ilan ettiğimiz 2025 Aile Yılı'nın temelinde işte bu anlayış vardır. Çünkü, aileyi ve dinamik nüfus yapısını etkileyen pek çok kırılganlıkla bugün karşı karşıyayız."

"BÖYLE DEVAM EDERSE 5 YILDA İLKOKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUK SAYISI 900 BİN AZALACAK"

Bakan Göktaş, modern dünyanın dayattığı hız ve tüketim kültürünün, bugün en çok aileyi hedef aldığını belirterek, "Artan yalnızlık ve bireyselleşme, aile bağlarını zayıflatıyor. Anne-baba rolleri belirsizleşiyor. Dijital çağın kontrolsüz akışı, özellikle çocuklarımız için yeni bağımlılık türlerini ve ciddi güvenlik risklerini beraberinde getiriyor. Aynı zamanda, küresel ölçekte yayılan cinsiyetsizleştirme baskıları, çocukların kimlik gelişimini hedef alan ayrı bir tehdit alanı oluşturuyor. Doğurganlık oranlarındaki düşüş, nüfusun yaşlanma eğilimi uzun vadeli demografik riskleri büyütüyor. Günümüzde ortalama hane halkı büyüklüğü 3,11'e gerilemiş durumda. Hanelerin yüzde 57'sinde çocuk yok, 18 yaş altında çocuk yok. Şayet bu şekilde devam edersek, TÜİK projeksiyonlarına göre, önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak." değerlendirmesinde bulundu.

Bu nedenle Aile Yılı kapsamında tüm bireyleriyle aileyi ve demografik yapıyı güçlendirecek bütüncül sosyal politikalara hız kazandırdıklarını bildiren Göktaş, şunları söyledi: "Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı, bu çabamızın stratejik çerçevesini oluşturdu. Eylem planında yer alan hedefler doğrultusunda, kurumsal yapımızı güçlendirdik. Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında oluşturduğumuz Nüfus Politikaları Kurulu ile uzun vadeli ve sürdürülebilir demografik stratejiler geliştiriyoruz. Aile Enstitüsü ile aile ve demografi alanlarında bilimsel temelli politika süreçlerini yürütüyoruz. Tüm bu çalışmalar bize gösterdi ki aileyi güçlendirmenin yolu toplumun tüm kesimlerini aynı hedef etrafında buluşturan kapsamlı bir seferberlikten geçiyor. Bu kapsamda 81 ilimizde 15 binden fazla etkinlik düzenledik. 1.926 kurumla işbirliği yaptık. Finansal destekler, eğitim programları, kültürel faaliyetler, dijital dönüşüm projeleri gibi pek çok alanda aileyi güçlendiren projeleri hayata geçirdik. Evlenecek gençlere ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere sunduğumuz destekler ile özel indirim avantajları, bu çalışmaların bir kısmıdır. Danışmanlık hizmetlerinde başlattığımız ihtisaslaşma süreci ve çevrim içi danışmanlık uygulamaları da bu kapsayıcı yaklaşımın diğer tamamlayıcı unsurlarıdır. Diğer yandan sosyal risk haritalarımız sayesinde, ihtiyaçları erken dönemde tespit ederek koruyucu ve önleyici hizmetleri sahada daha hızlı ve etkin biçimde sunuyoruz."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.