Ulus'ta en eski antikacılardan: Antikacı Taner

Ankara’nın en eski koleksiyoncularından olan Taner Ayhan’ın dükkânında antika gramofondan eski TRT radyolarına, orjinal Zeki Müren plaklarından siyah beyaz televizyonlara kadar birçok koleksiyonluk eşya bulunuyor.

Geniş ve seçkin bir müşteri çevresi olduğunu belirten Taner gazetemize şu açıklamalarda bulundu, ‘’Çocukluğum bu çevrede geçti. O zamanlardan kalma bir tutku. Babamın verdiği harçlıklarla gizlice plak ve eski eşyalar satın alır dolabımda saklardım. Başladık bari devam ettirelim dedim ve bugüne kadar geldim.’’

ÇOCUKLUK ALIŞKANLIĞI

Çocukluğunun İtfaiye Meydanı’nda geçtiğini ifade eden Ayhan, ‘’Ben çocukken bu semt gerçekten nezih bir yerdi. Ankara’nın kalbi Ulus’tu. Değerini bilene hala öyledir eminim. Çocukluk zamanımızda şimdiki gibi imkânlarımız yoktu. Özellikle teknoloji açısından. Babam bana hediye olarak bir radyo aldı. Radyo dediğime bakmayın o zamanlar çok değerli. Bu radyo ile yatıp kalkıyorum. Bozulunca tamir ediyorum. Tamir etme aşkı o zamanlarda başladı diyebilirim’’ dedi.

HARÇLIKLARIM ANTİKA EŞYALARA GİTTİ

Çocukken harçlıklarının hepsini eski eşya alarak bitirdiğini söyleyen Ayhan, ‘’Babam harçlık verir vermez soluğu buradaki eskici dükkânlarında, plakçılarda alıyordum. Çocukluk merakı mı başkalarında var bizim de olsun isteği mi bilemiyorum. Harçlıklarımın hepsini bu şekilde bitiriyordum. Hiç pişman olmadım ki işimi hala sürdürüyorum’’ şeklinde konuştu.

BİTPAZARINI SORARDIM

Müzikle farklı bir bağının olduğunu belirten Ayhan, ‘’Babamın aldığı radyo ile başlayan müzik serüvenim askerde bando mızıka olarak devam etti. Askerden geldikten sonra antika toplama işine devam ettim. Arkadaşlarımla farklı bir şehre gezmeye gittiğimizde onlar şehrin önemli yerlerini gezerlerdi benim ilk sorduğum soru ‘bitpazarı nerede’ olurdu. Buralardan sağlam topladığım gramofon, radyo, pikapları sattım ya da koleksiyonuma ekledim. Bozuksa tamir edip öyle satmaya başladım. Aynı zamanda müzik dinlemeyi çok seviyorum. Dükkânda sabah girdiğim saatten akşam çıktığım saate kadar plakta bir şeyler çalar. Ben dükkânda değilken bu eşyaların birbiri ile konuştuğunu bile düşünürüm’’ ifadelerinde bulundu.

MÜŞTERİLERİMİ SEÇERİM

Müşterilerinin sanat çevresinden olduğunu söyleyen Ayhan, ‘’Ben müşteri seçerim ve rastgele mal satmam. Bu değerli eşyaların değerini bilecek insanların elinde olması beni mutlu eder. Örneğin geçenlerde elime el yapımı bir keman geçti. Kaç kişi istedi sayısını unuttum. İsmini vermek istemediğim değerli bir sanatçıya verdim. Hala sahnelerde o kemanı çalıyor. Çin mallarından itinayla uzak duruyorum. Vefat eden insanların evlerinde bulunan koleksiyonluk parçaları direkt sahiplerinden alıyorum’’ dedi.

KOMİK BİR ANI

İş hayatında zaman zaman komik anlar yaşadığını belirten Ayhan başından geçen bir anıyı gazetemize şöyle aktardı. ‘’Bir gün amcanın biri geldi ve benden siyah beyaz bir TV istedi. Elimde olan siyah beyaz TV’lerden birini sattım amcaya. İki gün sonra koltuğunun altında TV ile geri dönmüş iade ediyor. Amca dedim neden geri veriyorsun. Meğer amca mutfaktaki LCD televizyonu söküp yerine bunu koymuş. Kumandası da yok tek kanal çekiyor. Tutturmuş ben çocukluğumu özledim bu TV’yi seyredeceğim. Hanımı çocuklarını aramış koşun babanız delirdi demiş. Neyse ki çocukları amcayı zor da olsa ikna etmişler amca da TV’yi iade etmek için bana gelmiş. Amca dedim o TV dekorluk izlemelik değildi dedim. Sonra oturduk ikimizde gülmeye başladık.’’

İşini severek yaptığını söyleyen Ayhan, ‘’Ömrüm yetene kadar işimi devam ettirmeyi düşünüyorum. Plak sever, gramofon meraklısı eskiye özlem duyan herkesi dükkânıma bekliyorum.’’ Diyerek cümlelerini sonlandırdı.

Mikail Karaman/ www.gazeteilksayfa.com