Yağlı karaciğer hastalığı her 100 kişiden 30’unda görülüyor

Yağlı karaciğer hastalığı her 100 kişiden 30’unda görülüyor

Prof. Dr. Orhan Özgür: "Türkiye'de her 100 erişkinden 30'unda yağlı karaciğer hastalığı olduğu tahmin edilmektedir" Türkiye'de her 100 erişkinden 30'unda alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı olduğunun tahmin edildiğini bildirdi.

Türkiye'de her 100 erişkinden 30'unda alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı olduğunun tahmin edildiğini vurgulayan Özgür, "Yine karaciğer yağlanmanız varsa yüzde 20 ihtimalle NASH hastalığınız var demektir. Her 5 karaciğer yağlanmasından bir tanesi NASH'dir. Türkiye'de 3,8 milyon NASH hastası olduğu, 133 bin kişide de şu an NASH'e bağlı siroz gelişmiş olduğu tahmin edilmektedir. Bunlar çok büyük rakamlardır." değerlendirmesinde bulundu.

"SEBZE, MEYVE, BEYAZ ET VE LİFLİ GIDALARI TÜKETMEYE ÖZEN GÖSTERMELİYİZ"

Özgür, karaciğer yağlanması olan hastaların genellikle herhangi bir şikayetleri olmadığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Hasta genellikle başka bir hastalık nedeniyle tetkik edilirken karaciğer yağlanması fark edilir. Hastalarımızın az bir kısmında bazı şikayetler görülebilir. Bu şikayetler, karında sağ üstte ağrı, dolgunluk hissi, halsizlik, çabuk yorulma şeklinde sıralanabilir. Hastalığın ilerlemiş döneminde kaşıntı, iştahsızlık, bulantı ve sarılık görülebilir. Muayenede, karaciğer genellikle büyük olarak tespit edilir. İlaç tedavisinden önce yapılabilecek en iyi şey, özellikle beslenme şeklinin değiştirilmesidir. Hayvansal yağlardan, sakatat, yağlı et gibi kolesterol içeren yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Mümkün olduğunca yağsız yemeği tercih etmeliyiz. Sebze, meyve, beyaz et ve lifli gıdaları tüketmeye özen göstermeliyiz. Şeker, vücutta yağa dönüştürüldüğü için karbonhidrat ve şeker tüketimimizi mümkün olduğu kadar azaltmalıyız."

Düzenli spor yapılmasının önemli olduğunu aktaran Özgür, egzersizin, kilo vermede, karaciğer yağlanmasında önemli bir mekanizma olan insülin direncini düşürmede, ayrıca uzun vadeli olarak kalp ve damar hastalıklarından korunmada faydalı olduğunun kesin olarak ispatlandığını belirtti.

uzmani.jpg

Özgür, bu yararın ortaya çıkması için günde en az 30-45 dakika olmak üzere haftada 4 gün tempolu yürüyüş yapılması gerektiğini, hastanın seçimine ve kalp-damar hastalığı durumuna göre bisiklet, yüzme, tenis, koşu bandı, ip atlamayı da tercih edebileceklerini bildirdi.

Kalp ve damar hastalığı bulunmayan daha genç bireylerde, daha yüksek yoğunluklu egzersiz programlarının da uygulanabileceğini anlatan Özgür, kişisel sağlık geçmişinde veya ailesinde şeker hastalığı, kan yağları dengesizliği, obezite olan kişilerin karaciğer yağlanması konusunda dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

Özgür, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığında, diyet ve egzersizin yerine geçebilecek herhangi bir ilaç tedavisi bulunmadığına dikkati çekerek, "Bu hastalığın tedavisinde kullanılmak üzere ülkemizde ve uluslararası alanda devam eden birçok ilaç araştırma çalışması bulunmaktadır. Basında ve internet ortamında, yoğun bir bilgi kirliliği ve yanlış bilgilendirme mevcuttur. Doktorunuzun bilgisi dışında ilaç, bitkisel ilaç veya çeşitli kürler kullanmamanızı tavsiye ederim." ifadelerini kullandı.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.