Zamanın değeri nedir? Hayırda yarışmak ne demek?

Allah'a kulluk etmesi için yaratılan ve imtihan üzere dünyaya gönderilen insana sayısız nimetler verilmiştir. İnsanın bu imtihan dünyasında en kıymetli sermayesi ise zamandır. Zaman, biz insanlara bir emanet ve fırsat olarak verilmiştir. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de asra yani zamana yemin ederek zamanın insan hayatı için önemine dikkat çekmiştir.

Yüce Allah'a kulluk amacı ile yaratılan insan, kısacık dünya hayatını en iyi şekilde değerlendirmelidir. Bunun için de Allah'a ve diğer iman esaslarına tam manası ile iman edip, onun rızasını kazandıracak salih ameller ve güzel ahlak ile hayatını güzelleştirmeli, iyilik ve hayırda yarışmalıdır. Hayır, sözlükte iyilik, iyi iş ve karşılık gözetilmeden yapılan yardım manalarına gelmektedir. Peki, Zamanın değeri nedir? Hayırda yarışmak ne demek? Tüm detaylar haberimizde:

ZAMANIN DEĞERİ NEDİR?

Peygamber Efendimiz (S.A.V), ‘beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz’ demiştir. Bunlar; ölüm gelmeden önce hayatın, hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden gençliğin, fakirlik gelmeden ise zenginliğindir. Resulu Ekrem efendimiz, bu sayede vaktin insan hayatı için en önemli nimetlerinden biri olduğunu haber vermiştir.

Kur’an-ı Kerim’de Allah C.C. “Öyle ise insan zaman nimetinden de hesaba çekilecektir” ayeti ile insanların kendilerine verilen nimetlerinden hesaba çekileceğini haber vermiştir. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Kişi kıyamet gününde şu hususlardan hesaba çekilecek, bunların cevabını vermeden hiç bir yere adım atamayacaktır. Ömrünü nerede tükettiğinde, gençliğini ne işle harcadığından, malını nereden kazanıp nereye harcadığından öğrendiği ile ne derece amel ettiğinden…”

Müslüman vaktin kıymetini çok iyi bilmeli ve gereği gibi davranmalıdır. Zira bütün ibadetler özellikle de günün muayyen saatlerinde kılınan beş vakit namaz, müminlere vaktin kıymetini terkin etmekle kalmaz, aynı zamanda her işi zamanında yapmasını, hayatını planlı ve düzenli yaşamasını da öğretir. Müslümanın hayatında boş zaman diye bir kavram olamaz. Onun boş ve faydasız şeylerle meşgul olması da düşünülemez. Çünkü Müslüman her anını Allah'a kulluk yaparak, onun yaratmış olduğu varlıklara hizmet ederek değerlendirmelidir. Kur’an-ı Kerim’de Müminun Suresi’nde “Onlar ki faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler” denilmiştir.

HAYIRDA YARIŞMAK NE DEMEK?

Bazı ayetlerde hayır kelimesi, Allah'ın razı olduğu amel ve her türlü iyi, yararlı ve güzel davranışı ifade eden salih amel için kullanılmıştır. Nitekim hayır olarak ne yaparsanız gerçekten Allah onu hakkı ile bilir. Dinin yapılmasının istediği emirler, ahlaki görevlerde hayır kapsamına girmektedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) hadisi şerifinde, “Müslümanların en hayırlı olanlarının iyiliği beklenen, kötülük etmesinden korkulmayan, ömrü uzun ameli güzel olan dostlarına ve komşularına hayrı dokunan kimseler” olduğunu ifade etmişlerdir. Hayır, Allah'ın rızasına vesile olan iyi ve güzel davranışlardır.

Yüce Allah bir kulundan razı olduğunda onu hayır ehli yapar. İhtiyaç sahiplerini görüp gözetmek, imkanlar ölçüsünde sadaka vermek ve hayır-hasenat için infakta bulunmak güzel bir hayır çeşididir. İlim sahiplerinin bildiklerini başkalarına öğretmeleri de hayır kapsamındadır. Peygamber Efendimiz (S.A.V),

“Yalnız iki kişiye gıpta edilir: Biri Allah'ın mal verip hak yolunda harcamaya muvaffak kıldığı kişi, diğeri de Allah'ın kendisine ilim verip de onunla amel eden ve bunu başkasına öğreten kimsedir” buyurmuştur. Yüce Rabbimiz biz kullarından sadece hayır yapmamızı istememiş, aynı zamanda hayır işlerinde koşmamızı ve daima hayırda yarışmamızı da istemiştir. Rabbimizin rızasını ve ebedi esenlik yurdu olan cenneti kazandıracak olan hayır işler yapmak için acele etmeli, ömrümüzü hayır hizmetleri ile değerlendirmeliyiz. Unutmayalım ki hiçbir iyilik ve hayır zayi edilemeyecek mutlaka karşılığı verilecektir.