Ferit Atmaca

Ferit Atmaca

Asgari ücrete “tespit” mi “zam” mı?

Asgari ücrete “tespit” mi “zam” mı?

Yeni asgari ücreti tespit çalışmaları hummalı bir şekilde sürüyor.
Çalışmaları Tespit Komisyonu yürütüyor. 
Birer hafta arayla 3 kez toplanıldı. 
Toplantılar basına kapalı olarak gerçekleşiyor. 
3 haftadır görüşülüyor ama henüz bir teklif-öneri sunulmuş değil. 

İşçi temsilcileri salgın koşullarındaki iş ve gelir kayıpları dikkate alınarak insan onuruna yaraşır bir geçim ücreti olarak tespit edilmesi gerektiğini vurguluyor; asgari ücret üzerindeki vergilerin hafifletilmesini istiyor.
İşveren temsilcileri de, asgari ücret üzerindeki vergi ve prim yüklerinin uygun seviyelere çekilmesini talep ediyor.

4. bir toplantı yapılacak, haftaya inşallah. 
Hükümet’in bir öneride bulunması bekleniyor artık.

Son toplantıda TÜİK masaya bazı rakamlar koymuş, bu medyada ve kamuoyunda asgari ücret teklifi olarak yorumlanmıştı. 

TÜİK hemen yazılı bir açıklama yaparak, bu yorumu düzeltme gereği duydu.
Açıklamada, komisyona sunulan 2792 TL’nin “asgari ücret teklifi” değil, “teknik hesaplamalar sonucu ortaya çıkmış bekar bir işçinin asgari geçim tutarı” olduğu bildirildi. 

Ve bu tutarın nasıl belirlendiğinden bu tutarın belirlenmesini kendilerinden kimin istediğine varıncaya kadar bilinmesi istendi. 

Ayrıca “Ne asgari ücret ne de asgari ücret artış oranı TÜİK tarafından belirlenmemekte ve önerilmemektedir” denildi.
Görüldüğü üzere Hükümet gibi TÜİK de, söz konusu asgari ücret oldu mu “rakam telaffuz etmekten” çekiniyor.

Zor bir sınav sonuçta.

Milyonlarca insanın gözü kulağı kendilerinde ve artışın en fazlasını bekliyorlar haliyle.

En fazlasını evet çünkü…

Bugün ülkemizde asgari ücret net 2 bin 324 liradan çok daha yüksek olsaydı veya bu rakamla rahat geçinilebiliyor olunsaydı yapılacak zam oranı inanın bu kadar önemsenmezdi.

Ama ne mümkün?

2324 TL ile geçinebildiğini söyleyen bir Allah’ın kulu var mıdır, şu ülkede? 
Bu asgari ücret, açlık sınırının bile gerisinde.
Türk-İş’in Kasım ayı verilerine göre, dört kişilik ailenin açlık sınırı 2.517 TL, yoksulluk sınırı ise 8.198 TL.
***
Gelelim, Hükümet’in tavrına. 
Sürekli “Asgari ücreti tespit komisyonu belirliyor. Yetki tek taraflı olarak bizde değil” mesajı verilmeye çalışılıyor ve bunu son derece yakışıksız buluyorum.

Çünkü bal gibi de Hükümet’in iki dudağının ucunda olabilecek bir konu, yeni asgari ücret. 
Sayın Cumhurbaşkanı “Yeni asgari ücret bu kadar olmalı, bununla ancak geçinilebilir” diyecek ve bu sözün üstüne söz söyleyen olacak öyle mi?

Hiç evirip çevirmeye; topu ordan oraya atmaya gerek yok…
Asgari ücrette belirleyici yetki Hükümet’tedir. 

Yüksek bir artırım açıklayacak da, işveren mi karşı çıkıyor, vergi ve prim yükünü hafifletirsin itiraz ortadan kalkar, bu kadar basit.

Yeter ki şartlar elversin, yeter ki bu istenilsin; asgari ücreti istenilen oranda artırmak tamamen Hükümet’in elindedir.
Topu Komisyon’a atmak, zammın/artırımın adını “tespit” koymak bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Tamam pandemi süreci ülkemiz ekonomisini de olumsuz etkilemiştir. Ancak pandemi en fazla da asgari ücretlileri vurmuştur. İşinden olanların çoğu asgari ücretlidir. 

Ve bu süreçte yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, yaktığımız her şeye ama her şeye kimi kalemlerde yüzde yüzü aşan oranlarda olmak üzere zamlar gelmiştir. Alım gücü düşmüştür. Pandemi süreci asgari ücretlileri daha bir olumsuz etkilemiştir. 

Hükümet bunları iyi hesaba katarak, yeni asgari ücreti işçilerin talepleri doğrultusunda insan onuruna yakışır bir seviyeye çıkarmalıdır.

Aileleriyle birlikte sayıları 20 milyonu bulan asgari ücretlilerin gözü kulağı Hükümet’te; Hükümet’ten “tespit” değil, “zam” bekliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR