Ahmet Sefa DİKTEPE

Ahmet Sefa DİKTEPE

BM Genel Kurulu’na Dair…

BM Genel Kurulu’na Dair…

Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletler 75.  Genel Kurul görüşmelerinde önemli mesajlar verdi. Hem dış politika üzerine, hem de dünyada yaşanan gelişmeler üzerine önemli mesajlar içeren konuşmasından bazı satırbaşları paylaşmak istiyorum.

Özellikle ülkemizin en önemli gündem maddelerinden biri olan Doğu Akdeniz konusunda Sn. Cumhurbaşkanımız yine net ve çözüme dair yapıcı mesajlar verdi. “Doğu Akdeniz'de bir süredir yaşanan gerilimin gerisinde kazanan hepsini alır anlayışıyla hareket eden ülkeler bulunuyor. Ülkemizi dışlama amaçlı nafile adımların kesinlikle başarı şansı yoktur. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, meşru çıkarlarında gözümüz bulunmuyor. Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin maksimalist taleplerle attıkları tek yanlı adımlar atmıştır. Bölgedeki doğal kaynaklar söz konusu olduğunda ülkemizin yok sayılması ne akıl, ne vicdan ne de uluslararası hukukla izah edilebilir. Anlaşmalarımızın samimi diyalogla, uluslararası hukukla çözümü öncelikli tercimizdir. Ancak saldırıya asla müsamaha göstermeyeceğimizi ifade etmek istiyoruz. Diyalog ve işbirliğini tesis edecek çağrımızı bu amaçla buradan yinelemek istiyoruz. İçinde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz.” Sn. Cumhurbaşkanı bu sözleriyle Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar savunacağımızı dosta düşmana açıklamış oldu.

Diğer bir önemli konuda Sn. Cumhurbaşkanımızın BM Genel Kurullarında, defalarca BM’nin beş daimi üyesini kastederek dile getirdiği “dünya beşten büyüktür” mesajının yansımalarıydı. Belki bu beş içerisinde olmayan fakat bu beşliden farklı davranmayan İsrail’in Filistin üzerinde uyguladığı insanlık dışı politikalara değinen Sn. Cumhurbaşkanı sözleriyle İsrailli yetkilileri salonu terk etmek zorunda bıraktı. Benim özellikle bu toplantıdan beklentim bu beşliden biri olan Çinli yetkililerin de salonu terk etmesiydi. Fakat Sn. Cumhurbaşkanımız Doğu Türkistan üzerine maalesef yine hiçbir şey söylemedi. Dünya Türklerinin ve Müslümanların hamisi konumunda ki Türkiye en azından el ile düzeltemediği bu mevzuyu dil ile bir kez olsun BM Genel Kurulunda gündeme getirmeliydi. Doğu Türkistan bizim baba ocağımız… Baba ocağımızda ki zulme sessiz kalmak tüm zalimlere zulmün yollarını açmak olacaktır. Belki gözden kaçırıyoruz ama Doğu Türkistan için cümle kurmadıkça ne Filistin ne de bir başka mazlum coğrafya için kurduğumuz cümleler muhataplarına tam anlamıyla ulaşmıyor. Dünya mazlumlarının hamisi hüviyetine bürünmüş ülkemiz Doğu Türkistan’ı göz ardı etmeye devam ettiği müddetçe Çin’in zalimliği ve vandallığı da katlanarak artıyor. Biz onlarla aynı babanın evlatlarıyız, aynı kıbleye dönüyor, aynı Rabbe secde ediyoruz. Onları unutmak, kendimizi unutmak demek… Bir gün inanıyorum ki Türkiye Çin’i eliyle düzeltecek fakat o güne kadar en azında dilimizle düzeltmeyi unutmayalım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR