Cahit Külebi kimdir, siyasete nasıl atıldı?

Cahit Külebi kimdir, siyasete nasıl atıldı?

Cahit Külebi kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem yaşadı, nereli, hangi görevlerde bulundu, siyasete nasıl atıldı, hangi eserleri verdi, yazı ve şiirleri hangi dergilerde yayımlandı?

Cumhuriyet döneminin ünlü şairlerinden Cahit Külebi’nin hayatını sizler için derledik…  

Cahit Külebi kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem yaşadı, nereli, hangi görevlerde bulundu, siyasete nasıl atıldı, hangi eserleri verdi, yazı ve şiirleri hangi dergilerde yayımlandı? 

İşte cevabı:

Cahit Külebi, 1917 yılında Tokat’ın Zile ilçesinde doğdu. Mahmut Cahit, Nazmi Cahit, Cahit Külebi imzalarını da kullanan ve tam adı "Mahmut Cahit Erencan" olan Cahit Külebi, Niksar Gazi Ahmet Danişment İlkokulu'ndan 1929 yılında mezun oldu. Ardından Sivas Lisesi'ni bitirdi (1936). İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olarak İstanbul Üniversitesi-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu (1940). 

MİLLİ EĞİTİMDE BAŞ MÜFETTİŞLİK

Edebiyat çevrelerinde Cahit Külebi olarak tanınmış olduğu için sonradan soyadını Külebi olarak değiştirdi. Antalya ve Ankara'da edebiyat öğretmenliği, milli eğitim müfettişliği (1956-1960) yaptı. Kültür ataşesi ve öğrenci müfettişi olarak İsviçre'de bulundu (1960-1964), yurda dönünce iki yıl kadar Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcılığı yaptı (1970-1971) ve yeniden Milli Eğitim Bakanlığı'nda başmüfettiş olarak çalıştı (1971-1973). 1972 sonunda görevinden ayrıldı, Türk Dil Kurumu genel yazmanı (ekim 1976-haziran 1983) oldu. TDK'nın yapı değiştirmesi sonrası kurumdan ayrıldı. 1983'te SODEP ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin kuruluşunda yer aldı. Son yılları, yakınlarının ölümlerine duyduğu acılarla, üzüntülerle geçti. 20 Haziran 1997 tarihinde Ankara'da vefat etti.

EDEBİ KİŞİLİĞİ

İlk şiirlerini lise sıralarıdayken Sivas Erkek Lisesi'nin Toplantı adlı dergisinde, daha sonra Yücel dergisinde "Sivas Erkek Lisesi-Ahmet" imzasıyla yayımladı (1935). İstanbul'a gelişinden sonra Mahmut Cahit ve Nazmi Cahit imzasıyla Gençlik dergisinde şiirleri çıktı (haziran ve temmuz 1938). Varlık ve Sokak dergilerinde Cahit Erencan imzasını kullanan Külebi, daha sonra İnsan, Yaratış, Türk Dili, Kültür Dünyası, Söz ve Hisar dergilerinde yazdı. 
Türk Dili dergisinin yöneticileri arasında yer aldı. 1940-1950 yıllarını kapsayan Yeni Şiir akımında kendine özel bir yer edindi.

Meşhur şairlerden Behçet Necatigil, Külebi’yi şöyle anlatıyor: Aydın bir saz şairi içtenliği, bir Karacaoğlan rahatlığı ve temiz bir dille zaman zaman kötümser, güvensiz, kendi türküsünü söyledi. Yarım kafiyeler, iç sesler, duygu ve düşüncelerine eklediği zarif benzetmeler ve söyleyişindeki titizlikle en sevilen şairler arasına girdi. Yurt köşelerinin manzara ve insan gerçeklerini, modem bir biçim ve yeni bir romantizmle yaşatış, anılarla güçlü içten bir duyarlık; başlıca özellikleridir. 

cahit-kulebi--2.jpg

Külebi, kendisinin şiir serüvenini şöyle açıklar:

"Ben hep yaşamdan yola çıktım. Bunun içindir ki hadi övünelim, Anadolu'nun türküsünü ilk kez başkalarından ayrı bir biçimde söyledim. Gerçekleri anlattım. Gücüm yettiğince de içine şiir katabildiğim için, bu tutumumu beğenmeyen art düşüncelilere, küçümseyicilere rastlamadım. Bugün 20 yaşında yazdığım şiirler bile güncelliğini tüketmiyorlarsa, elbette başka niteliklerinin yanı sıra, bu sürekli gerçeğin kalıcılığından güç alıyorlar." 

Şiirinin özelliklerini de şöyle sıralar: 

"Benim şiirim halkçıdır. Toplumculuk da halkçılığın içinde yer alır. Halkçılık, toplumculuktan daha geniş ve kapsamlıdır. Elbette benim şiirimde, herhangi bir belirtisi yoktur. Herhangi bir belirtiye dayanarak da şiir yazmıyorum. Toplumcu ülkelerde de artık öğreti açısından şiir yazma modası gittikçe azalmaktadır. Ama, toplumculuktan çok halkçılığı benimsemiş bir insan olduğum için, toplumculuğuma gölge düşürmenin yanılgı olduğunu belirtmek isterim. Ben halkçı bir şairim."

ESERLERİ

ŞİİR:

•Adamın Biri (1946) 
• Rüzgâr (1949) 
• Atatürk Kurtuluş Savaşında (1952) 
• Yeşeren Otlar (1955) 
• Süt (1965) 
• Şiirler (1969) 
• Türk Mavisi (1973) 
• Sıkıntı ve Umut (1977) 
• Yangın (1980) 
• Bütün Şiirleri (1982) 
• Güz Türküleri (1991) 
• Bütün Şiirleri (1997) 

ANI:

•İçi Sevda Dolu Yolculuk 1986 

DÜZ YAZI: 

•Şiir Her Zaman 1985 

ÖDÜLLERİ: 

•1955 Türk Dil Kurumu Edebiyat Ödülü Yeşeren Otlar ile
•1981 Yeditepe Şiir Armağanı Yangın ile 
Cahit Külebi'nin Şiirlerinden Örnekler:

İSTANBUL

Kamyonlar kavun taşır ve ben
 Boyuna onu düşünürdüm,
 Kamyonlar kavun taşır ve ben
 Boyuna onu düşünürdüm,
 Niksar'da evimizdeyken
 Küçük bir serçe kadar hürdüm.

Sonra âlem değişiverdi
 Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
 Sonra âlem değişiverdi
 Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
 Mevsimler ne çabuk geçiverdi
 Unutmak, unutmak, unutmak.

Anladım bu şehir başkadır
 Herkes beni aldattı gitti,
 Anladım bu şehir başkadır
 Herkes beni aldattı gitti,
 Yine kamyonlar kavun taşır
 Fakat içimde şarkı bitti.

SEVDA BAHÇESİ

Bir gül mahzun durur bahçede
 Yaprakları yorgun.
 Sen pembe güllerin en pembesi!
 Hasta solgun.

Bir gül taze durur bahçede
 Yaprakları diri.
 Sen beyaz güllerin en beyazı
Sabahlar kadar iri.

Bir gül baygın durur bahçede
 Yaprakları serin.
 Sen sarı güllerin en sarısı
Yağmur gibisin.

Pembe gül hülyandır açılmış,
Beyaz gül yanakların,
 Sarı gül dağınık saçlarındır,
 Ve mahzun kalbim ateş gibi
 Yanan dudaklarındır.

ÖZLEM

Şimdi tarlalarda güneş vardır,
 Karlar donmuştur otların uçlarında,
 Artık akşamları dinlenemem
 Başım avuçlarında.

İçi korku dolu kış gecesi
 Hiç yatağın yok mu sıcak!
 Dağları dolduran kır çiçeği
 Hangi rüzgârlar seni koklayacak!

Saçlarımı kesip rüzgâra atacağım!
 Ta ki haber götürsün bir gün sana!
İçimde bir şeytan var, diyor ki:
 Aklına ne gelirse yapsana.

Ben bu şiiri yazdım atlı talimde
 Bulunduğum şehir Istanbul'du,
 Ağır ağır kar yağıyordu,
 Atımın yelesi bulut renginde.

SİVAS YOLLARINDA

Sivas yollarında geceleri
 Katar katar kağnılar gider
 Tekerleri meşeden.
 Ağız dil vermeyen köylüler
 Odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler?
 Ağır ağır kağnılar gider
 Sivas yollarında geceleri.

Ne, yıldızlar kaynaşır gökyüzünde,
 Ne, sevdayla dolar taşar gönüller,
 Bir rüzgâr eser ki bıçak gibi
 El ayak şişer.
 Sivas yollarında geceleri
 Ağır ağır kağnılar gider.

Kamyonlar gelir geçer, kamyonlar gider
 Toz duman içinde,
Şavkı vurur yollara,
 Arabalar dağılır şoförler söver,
 Sivas yollarında geceleri
 Katar katar kağnılar gider.

YEŞEREN OTLAR

Bir melek su taşıdı,
Biri serinlik taşıdı uzaktan
 Biri yeşillik getirdi.
 Yıldırım gibi, ama sessiz
 Çimenler sökün etti kara topraktan.

Sonra sen geldin dünya güzelim!
 Yürüdün salına salına,
 Bastığın yerde güller açtı,
Sarıldı ayaklarına.

Aşk da yeşeren otlara benzer
 Günü saati bilinmez.
 Bakarım bir gün hepsi solmuş
Dünya güzelim gider gitmez.

 UÇAK YOLCULUĞU

Bir uçağım olmalı benim,
 Binip üstüne, binip üstüne,
Şu dünyayı gezmeliyim,
 Gidip Akdeniz kıyılarına.

Merhaba demeliyim,
 Sıcak sıcak denizlerde,
 Çimen gemici çocuklara.
 Bir uçağım olmalı benim.

Binip üstüne, binip üstüne,
 Daha uzaklara gitmeliyim,
 Ta Fransa'ya, Berlin'e
 Selam demeliyim dört iklimden.

Özgürlük için dövüşmeye gelenler
 Ölümlü günler bitti mi?
 Ölen tüfekler sustu mu?
 Kazanlarda sıcak aşlar pişti mi?

Bir uçağım olmalı benim,
 Binip üstüne, binip üstüne,
 Diyar diyar gitmeliyim...

RÜZGÂR

Şimdi bir rüzgâr geçti buradan
 Koştum ama yetişemedim.
 Nerelerde gezmiş tozmuş
Öğrenemedim.

Besbelli denizden çıkıp
 Kıyılar boyunca gitmiştir.
 Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu
 Yüreğini allak bullak etmiştir.

Sonra başlamış tırmanmaya dağlara doğru
 Bulutları koyun gibi gütmüştür,
 Okşayıp otları yaylalarda
 Büyütmüştür.

Köylere de uğradıysa eğer
 Islak, karanlık odalarda beşik sallamıştır
 Güneş altında çalışanlara
İmdat eylemiştir.

Sonra başlayıp alçalmaya ovalara doğru,
 Haşhaş tarlalarında eflatun, pembe, beyaz,
 Kıraçlarda mavi dikenler...
 Toz toprak gözlerine gitmiştir.

Kentlere de uğramış ki yanımdan geçti,
 Haşhaş çiçeğine benzer kızlar görmüştür.
 Bir gülüş, bir tel saç, allık pudra
 Alıp gitmiştir.

Şimdi bir rüzgâr geçti buradan
 Koştum ama yetişemedim.
 Soraydım söylerdi herhalde
 Soramadım.

 

Gazeteilksayfa.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.