Göknur Çekinmez

Göknur Çekinmez

İyi ki Varlar Öğretmenler! 

İyi ki Varlar Öğretmenler! 

5 Ekim 1966 tarihinde Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetler Arası Özel Konferansı” nın sona ermesinin ardından, “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”; UNESCO ile Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labor Organization- İLO) temsilcileri tarafından oybirliği ile kabul edildi. 1994 yılından itibaren de UNESCO’nun tavsiyesi ile, 5 Ekim tarihi pek çok ülkede “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaya başladı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e, Bakanlar Kurulu’nun
11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanı verildi. Bu unvan 24 Kasım’da, “Millet Mektepleri Talimatnamesi”nin yayınlanması ile resmileşmişti. Atatürk’ün 100. doğum yıldönümü olan 1981 yılında ise, O’nun” Başöğretmen” olduğu tarihin her yıl ülke çapında “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmasına karar verildi. Öğretmen; toplumun eğitim hedefleri doğrultusunda bireylere eğitim ve öğretim sunmakla görevli kişiye verilen unvan. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde, ‘mesleği bilgi öğretmek olan kimse’ olarak tanımlanıyor. Ama 5 kelime ile ifade edilemeyecek kadar büyük öneme sahip öğretmen. Bu tanımdaki kadar kısa değil tanımı. Öğretmen anne babadan sonraki hayatımızda güvendiğimiz, inandığımız, sevdiğiniz, saydığımız bütün güzel tanımlara layıktır. Kimse unutmaz, unutamaz ilk okulundaki öğretmenini. Okumayı sevdiren, okula gelme sebebimiz olan, arkadaşlık kurmamıza vesile olan kişidir öğretmen.

İlk öğretmenin kişiye kattığı maneviyat ölçülemez. Öğrendiğimiz her kelimede imzası vardır. Çocuğu hayata alıştırır. Güven duygusunu, sevgiyi, saygıyı, vefayı, merhameti, yardımseverliği aşılar. Haklarını ödeyemeyeceğimiz kişinin adıdır öğretmen. İlim, bilim gelişiyorsa bir ülkede bunun mimarı öğretmendir. Ülkeyi kalkındırma yolunda görev üstlenmişlerdir. Pek çok mesleğin önemi yadsınamaz ama öğretmenin yeri bambaşka.

Herkesin ilk okuluna ait hikayeleri vardır. Ağlayarak girdiğimiz o sınıfa güller açarak çıkma hikayelerimiz. Sınıfa aşı gelince köşe bucak kaçma çabamıza bir anne gibi sıcacık sarılmasıyla korkuları silip attığı hikayelerimiz. İlkokulda okumayı ilk okuyana hediye verilmesiyle, o hediyeyi alma çabalarımız vardır anılarımızda. Öğretmen içimizde çırpınan güzel duyguların sahibi. Ne yerleri doldurulur ne de hakları ödenir.
24 Kasım sizin gününüz...

Umarız öğrencileriyle eskisi gibi sıcacık sınıflar, samimi dersler, sağlıklı günlerle geçen günleriniz yakın olur.
Gününüz kutlu olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR