Yusuf Akoğul

Yusuf Akoğul

ÇED’in Uygulanabilirliği 

ÇED’in Uygulanabilirliği 

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED istatistiklerine göz gezdirdiğimizde 1993-2012 yıllarında alınan ÇED kararlarının yaklaşık %99’unun olumlu olarak sonuçlandığı ve başvuruların %99’una yatırım izninin verildiği görüyoruz. Seçme-eleme kriterlerine tabi tesisler için de kararların yine %99’una yakın bir kısmının “ÇED Gerekli Değildir” olarak çıktığı görülmekte. Yine yıllar geçtikçe ÇED olumlu karar sayısında gözle görülür bir artış olmasına rağmen ÇED olumsuz karar sayısında bir artış olmadığı görmekteyiz. Yani ya müspet şekilde yapılan yatırımlar çevreye zarar vermemekte ya da bir şekilde yatırımcıların lehine sonuçlar çıkmakta.

Bunların yanı sıra en fazla ÇED yeterlik belgesi almış firmanın ise Ankara’da bulunduğu, bunu İstanbul ve Bursa’nın izlediği ve Ankara’da ikamet eden firmaların ise hemen hemen bütün illerde ÇED çalışması yaptığı görülmektedir. Bu durum ÇED firmalarında yerellikten çok Bakanlık’a yakın olmanın daha mühim olduğunu düşündürmektedir.

Sektörlere ait ÇED Raporları ve Proje Tanıtım Dosyaları birbirlerinden farklılık göstermektedir. Bir sektöre ait ÇED Raporu ya da Proje Tanıtım Dosyasının hazırlanması, o rapor veya dosyayı hazırlayacak olan kurum/kuruluşun o sektör konusunda uzmanlaşmasına bağlıdır. ÇED Yönetmeliğine tabi de çok sayıda sektör olduğu dikkate alındığına yeterlik belgesi sahibi kurum/kuruluşların da sektörlere ayrılması ve o sektörde uzmanlaşması, hazırlanacak ÇED Raporlarının ve Proje Tanıtım dosyalarının kalitesini artıracaktır.

Müşahede edilen bir başka sorun ise ÇED sürecine başlandığında bir an önce sonuca ulaşmak için idari ve siyasi baskılar meydana gelebilmekte ve ÇED’e ilişkin kararı verecek idareyi zor durumda bırakılabilmektedir. 

Zuhur eden tezatları anlamak bakımından vukuu bulan uyuşmazlıklara ilişkin açılan birkaç davaya bakacak olursak; 
Misalen, daha önceki yıllarda Çevre ve Orman Bakanlığınca “ÇED Gerekli Değildir” kararı alınan, Adıyaman İli, Çelikhan İlçesi, Çampınar Köyünde bulunan maden işletme sahasındaki faaliyetlerin DSİ Genel Müdürlüğü’nün müspet görüşü ve Malatya Belediye Başkanlığının izni alınıncaya kadar durdurulması yönünde tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada, Adıyaman İl Özel İdaresi tarafından II. sınıf gayrısıhhi müessese kapsamında İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatı verilen maden sahasının, Malatya İli başta olmak üzere, iki ilçe ve dokuz beldede yaşayan yaklaşık 600.000 kişinin ihtiyacını karşılayan içme suyu kaynağının uzak mesafe koruma alanı içinde bulunduğu anlaşılmıştır.

Diğer bir uyuşmazlıkta da, işletilmesi planlanan kil ocağı projesine Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali istemiyle açılan davanın görülmesi sırasında, proje sahasının ilgili Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca 1. derece doğal sit ilan edildiği belirtilmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR