Kafe mi saray mutfağı mı? Fiyatlar aldı başını gitti

Kafe mi saray mutfağı mı? Fiyatlar aldı başını gitti

Türkiye’de son zamanlarda artan kafe menülerindeki fiyatlar eleştiri yağmuruna tutuldu. Yapılan bir araştırmaya göre kafe harcamaları Avrupa’ya göre yüzde 10’a ulaşırken, aynı zamanda marketlerdeki durum da Avrupa’yı 3’e katladı.

Koronavirüs pandemisiyle birlikte dünyada yaşanan küresel ekonomik krizin en çok zarar verdiği ülkelerden biri Türkiye oldu. Türkiye Gazetesi’nden Kaan Zenginli’nin haberine göre; Enflasyonist ortam, başta temel gıda fiyatları olmak üzere birçok gider kaleminin yükselmesine neden oldu. Enerji fiyatlarında yaşanan artışlar ciddi boyutlara ulaştı. Salgının atlatılmasıyla birlikte Avrupa ülkeleri enflasyonu dizginlemeye ve mali politikalarını düzeltmeye başladı. Türkiye’de sıkı para politikasına geçildi. Ancak bu kriz, ülkemizde daha önce görmeye pek alışık olmadığımız ‘ticari etiğin bozulmasına’ neden oldu. Daha fazla kazanma hırsıyla hareket edenler ‘fırsatçılık’, ‘stokçuluk’ ‘vurgun’ gibi kelimeleri sık duymamıza neden oldu. Döviz 1 artarken kira, temel gıda, otomobil fiyatları 3 arttı.

Tarladan 3 liraya çıkan domates, market rafında 40 liraya satıldı. İstanbul’daki 2+1 daire parası, Amerika’da bir villanınkiyle eş değer hâle geldi. Tatil yapmak lüks oldu. Turistler bile Türkiye’deki otel fiyatlarının yüksek oluşu nedeniyle rotayı başka ülkelere çevirdi. Daha çok kazanma hırsı, temel gıda fiyatlarını âdeta uçurdu. Marketler 5 liraya aldıkları ürünü 45 liraya satar oldu. Öyle ki durum ‘marketlerin kapatılmasına’ kadar ilerledi. Son olarak restoranların fahiş menüleri karşımıza çıktı. Avrupa’nın göbeğindeki restoranların menü fiyatları, Türkiye’nin çok altında kaldı. Öyle ki Avrupa’da asgari ücret alan bir tüketici, ortalama bir restoranda maaşının yüzde 1 ile gayet doyurucu bir yemek yerken, Türkiye’de bu oran yüzde 10’a kadar çıktı.

restoran-1.jpg

KAFE Mİ? SARAY MI?

Son zamanlarda artan enflasyon ve maliyetler, kahvaltı fiyatlarını da önemli ölçüde etkiledi. Yapılan araştırmalara göre, Çırağan Sarayı'nda sunulan serpme kahvaltının fiyatı 1.380 TL'den başlayıp 1.580 TL'ye kadar çıkarken, Beşiktaş ve Ortaköy'deki birçok kafede de serpme kahvaltı 1.000 TL'den başlayan fiyatlarla sunulmaya başladı.

Bu durum, kahvaltı yapmak için Çırağan Sarayı'na gitmenin eskisi kadar ayrıcalıklı bir durum olmayacağını gösteriyor. Hatta bazı kafelerde kahvaltı yapmak, Çırağan Sarayı'ndan daha da ucuz hale geldi.

restoran-2.jpg

1 BARDAK ÇAY 125 LİRA

Sabiha Gökçen Havalimanı'nda da durum pek farklı değil. Bir bardak çay ve yanında 4 dilim börek yemek isteyen bir kişi, 2.499,01 TL'lik bir fatura ile karşılaşabiliyor. Bu fiyatlar, bir bardak çayın 124,95 TL, su böreğinin 437,33 TL, kıymalı böreğin 499,80 TL ve ayranın 218,66 TL olduğu anlamına geliyor.

Ayrıca, havalimanındaki kafelerde 0,33 ml'lik cam bir şişede su bile 124,95 TL'ye satılıyor. Bu da bir bardak çayla aynı fiyata su içmek anlamına geliyor. Kafelerin aldığı bu yüksek fiyatlardan elde ettiği karın sadece 80 TL gibi küçük bir kısmı vergi olarak devlete aktarılıyor. Bu durum, havalimanındaki kafelerin fahiş fiyatlarla haksız kazanç elde ettiği yönündeki eleştirileri de beraberinde getiriyor.

ato-baskani.jpg

“FAHİŞ FİYAT ARTIŞI YOK”

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada başlayan kafe ve restoranlara boykota dair çağrı büyük yankı bulmuş ancak henüz resmi bir girişim yaşanmamıştı. Bu konu üzerine İlk Sayfa Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan ATO Restoran, Lokanta, Kafe Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Abdurrahman Işıksever, “Fiyatlardaki artış ülke genelinde yaşanan artışa paralel, bunun dışında fahiş bir artış yok” ifadelerini kullandı.

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.