Hüseyin Çolak

Hüseyin Çolak

Yüzün Hikâyesi

Yüzün Hikâyesi

Sokakların en yalın yüzüdür duvarlar. Yüzlerinde barındırdıkları yazıların yanında duvarların da bir alınyazısı vardır. Duvar yazısı deyip geçmemek lazım. İmla hatalarına rağmen kusursuz bir felsefi derinlik barındırır duvar yazıları; “Işıkları kapattık, bizi bulmak isteyen kendini yaksın” sitemi; ince imgeler, derin aforizmalar taşır sıvaları dökülmüş duvarlara. İkinci Yeni şiiri gibidir duvar yazıları bir bakıma. 

Aydınlık için kendini yakan ile sevdiğini bulmak için bedeninden mum yapana, aşkın eri tanımı yakışıyor kanaatimce. Yunus Emre, Cennetten Dahi İleri şiirinde; “Bin Hamza’ca kuvvet vermiş, kadir Çalap aşk erine” diyor. Aşk, ışığa koşmak değil ışığı kalbinin eşiğinde, yüzünün aynasında taşımaktır. Kalbin mutfağında kotarılan, yüzün vitrininde sunulandan ibarettir. Kalbin yüzündeki ezeli güzellik yüzlerin yüzeyini tezyin eder.

Yüzün hikâyesi uzun hikâyedir. Yüzlerce yüz hikâyesinden söz etmek, her bir yüzün kendine özgü hikâyesini yazmak ağır bir yükümlülük gerektirir. Yüz kalbin izdüşümüdür, teşhir ekranıdır. Kalbin kırılgan hatları, yüzün kalın çizgilerine dönüşür bu saydam ekranda. Yüzünü gizleyemeyen kalbini de saklı tutamaz başkalarının gözlerinden. 

Gizem mezarlığıdır insanın yüzü. Gözden uzak olmak bu gizemi gizli bir hazineye dönüştürmek anlamı taşımaz çoğu zaman. Okuyabilene çok şey anlatır yüz fotoğrafları. Dramla biten bir romanı andırır bazı yüzler, entrikanın haritasını çizer bazıları. Bir yanı hep çocuk kalır kimi yüzlerin, hayat boyu yetim olur kimi yüzler.

Yüz vardır yüzden içeri, yüz vardır gün yüzüne çıkmamış üzünçlerin güz mevsimidir. Giz harmanı, sır güzergâhıdır insan yüzü. Hiçbir felsefi doktrinle, mantık önermesi ile izah edilemez yüzün diyalektik sistemi. Yüzde yüz bir orantı ile yüzdeki yüz kalbin yüzüne eşdeğerdir. Kalbin yüzü kalıbın yüzüne birebir eklemlenir, denkleme gereksinim duymadan biri diğerine denk düşer. 

Yetim yüzü her yerde ele verir kendini. Kalbin en kırılgan dalının uzantısıdır yetim yüzü. Yetimin bakışına hükmeder, susuşuna galebe çalar, duruşunu baskılar yetim yüzü. Kanadı kırık olanın yüzü de yaralıdır. Saklı kalmaz hiçbir zaman, sağalmayan yarası yetim yüzünde. 

“Suret nakşın yumak ile gönül milki temiz olmaz/Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin” buyurmuş Bizim Yunus. Aynayı parlatmakla yüzdeki karaltıları izale etmek mümkün olmadığı gibi yüzü yüz kez yıkamakla da kalbin süveydasını gidermek mümkün değildir. 

Alnın alnacındaki kader çizgisi yüzü ele verir. Kökten gövdeye, gövdeden dala, daldan yaprağa uzanan bir hayat belirtisi gibidir yüzün özü. Pusuya yatmış arzuların toplamından yola çıkar, imla kurallarını hatırlatan bir ima ile dalar karmaşanın içine. Derisi yüzüldükçe yüzün, varılır menziline, kalbine açılan mühürlü kapılardan.

Kalbin sancısı, derinin acısından önce yansır simasına bedenin. Hüznü sarınır kimi yüzler. Saklı hazineler barındırır, bin bir gizemi gizler. Söz sınavından geçer, özden ikmale kalır yüzler. Kiminin yüzü suyu hürmetine bağışlanır yüzler, kiminin yüzüne kapanır gizli geçitler.  

Sonbaharın kucağından sarı yaprak toplayan yüzlere tanık olur sararan yüzler. Gökyüzü yeryüzüne, deniz yüzü yar yüzüne denk düşünce sezilir aşkın yüzü.  Gözden düşen ilkin yüze iner. Yüzden düşen güze döner. Hiçbir yüz yere düşmez, heybesinde yeni yüzler taşıyan küflü bir hayat üflenmeden yüzüne.

Aşkın yüzü başat olur sağır boşlukta. Kederli bir yüze çıkan dar koridorlarından geçer insan. Sadağında sadık sözcükler biriktiren tanıdık yüzlere varmak ister. Yolda kalır kimi yüzler, yoldan eder kimi yüzler. Yüzler de vardır; gâh güller açar yüzünde gâh güneş batar öbür yüzünde. Yüzler vardır, gökyüzünden gül yağar gül yüzüne.

Bir gün gelir yüzlerce yüz başka yüzlere karışır. Yüzer yüzer çoğalır yüzler. Sonra çürür, tekrar dirilir yüzler. Yüz yüzden ayrılır, tefrik edilir yüzler. “Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar. Nice yüzler de o gün kararır, ekşir, pusarır.” (75/23-25) diye yükselen bir ses çarpar birden yüzümüze. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR