Bitsin bu esaret: Ayasofya Camii 85 yıldır mahzun

Bitsin bu esaret: Ayasofya Camii 85 yıldır mahzun

Beş asır cami olarak İslam’a hizmet eden Ayasofya Camii, bir asra yakındır Ezan-ı Muhammedi’ye hasret. Fethin sembolü ezanına, millet Fatih’in emanetine ne zaman kavuşacak…

Bugün İstanbul’un fethinin 566. yıldönümü. Hakkın batıla galebesinin timsali olan fethin ve egemenliğimizin en önemli sembollerinden olan Ayasofya Camii 85 yıldır mahzun. Sultan Fatih’in emaneti olan Ayasofya Camii 1934 yılında sahte imzayla müzeye çevrildi. Beş asır minarelerinden Allah-u ekber nidaları eksilmeyen Ayasofya Camii’ni, bir asra yakın esaretinden kurtaracak irade bekleniyor.

İstanbul’un fetih tarihi olan 1453’ten 1934’e kadar cami olarak bu millete hizmet ettikten sonra 1934 yılında müzeye çevrilen Ayasofya Camii’nin sahte imzayla müze yapıldığını Millî Gazete belgesiyle ortaya koymuştu. Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş’ın 2011 yılında köşesine taşıdığı belgede, Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün imzasının sahte olduğuna dikkat çekmişti. Tarihi belgede daha önce Atatürk’ün imzaladığı kararnamelerdeki imzalarla 24.11.1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi’ndeki Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesi için atılan imzanın birbirine hiç benzemediği açıkça görülüyor.

Milli Gazete'nin haberine göre, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı aylık divan toplantısını Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdi. Program Ramazan ayı dolayısıyla saat 23:00’de gerçekleştirilmesine rağmen, salon Saadet Partili teşkilat mensupları tarafından hıncahınç  dolduruldu. 23 Haziran seçimi öncesinde büyük coşku ile geçen programa; Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, Saadet Partisi genel başkan yardımcıları Mustafa Kaya, Ömer Faruk Yazıcı, Mesut Doğan, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim, Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar ile çok sayıda partili katıldı.

“23 HAZİRAN ERKEN SEÇİMİN HABERCİSİ OLACAK”

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim, “Türk siyasi tarihinin, yakın geleceğinin belirleneceği, bir İstanbul seçimine tekraren girmek üzereyiz. İstanbul demek, Türkiye’nin ve süreç içerisinde bir bütün olarak bölgenin kaderi demektir. Bu yüzden önümüzdeki seçim, Türk siyasi tarihinin en belirleyici seçimidir. Dikkat buyurun bu seçimin sonuçları erken bir seçimin habercisi olabilir. Erken bir seçim ise Türkiye siyasi tarihinin yeniden yazılması anlamına gelecektir. Saadet Partisi olarak kendi inandığı değerler uğruna durmadan gayret etmeyi dert edinmiş, sonucu ne olursa olsun çalışmayı ibadet bilmiş bir hareketiz. Bizim için seçimin güçlü ya da zayıf adayı yoktur. Bizim için sadece iki aday vardır; birincisi Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar, ikincisi rahmetli hocamın ifadesi ile diğerleridir” diye konuştu.

DÜNDEN GÜÇ ALIP YARINI İNŞA EDECEĞİZ

Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar da “31 Mart seçimlerinde hep beraber sahada koşturduk. Sizin desteğinizi arkamda hissetmeseydim aday olmazdım. İnşallah 23 Haziran’da İBB adayı ibaresini değiştirip ‘başkan’ yazacağız. Hep birlikte dünden güç alıp bugünü organize edip, geleceğimizi hep birlikte kuracağız. Biz köklü bir partiyiz. Konjonktürün partisi değiliz. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız Milli Nizam Partisi’ni kurduğundan beri, bir davanın temsilcileriyiz” şeklinde konuştu. Milli Görüş’ün bütün seçimlere girdiğini dile getiren Necdet Gökçınar, “31 Mart’tan beri bize niye seçimlere giriyorsunuz diyorlar. Niye girmeyelim? Böyle bir saygısızlık olur mu? Biz 50 yıldır umdeleri olan bir partiyiz. İnananların birliği bozuluyor diyorlar. Milli Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi’dir. Birliğe bu kadar meraklıysanız o zaman siz seçime girmeyin? Birlik ve beraberlik konusunda konuşacak en son kişi sizsiniz” dedi. 

“HEDEFİMİZ 23 HAZİRAN DEĞİL, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİDİR”

Programda selamlama konuşması gerçekleştiren Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan ise “Önümüzde 17 yıllık bir iktidarın şımarttığı, korkuttuğu ve yorduğu bir Türkiye var. Tek gayemiz adaletin bu ülkede yeniden tesis edilmesi için gerekli olan sistemin çalışmalarını ortaya koymaktır. Sadece 23 Haziran’ı değil, Türkiye’nin geleceğini hedef alacak söylemler üretmeliyiz. Sorumluluk sahibi, disiplinli bir teşkilatla bu süreci yürüttüğümüz zaman kimsenin beklemediği bir sonuç elde edeceğiz inşallah. İktidar partisi AKP, Saadet Partisi’ni kendi günahlarına ortak etmek istiyor. 50 yıldır bizi biz yapan ilkelerimiz; bize yanlışı yapana ve yapılana göre değişmeyeceğini, hırsızlığın abdestli de yapsan, sarhoşken yapsan da yanlış olduğunu söyler. 50 yıldır biz duruşumuzdan asla taviz vermedik bundan sonra da vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.

“KAMPANYAYI GÜÇLÜ KILAN, SAHADAKİ SADAKATTİR”

Divanda teşkilat mensuplarına bir sunum gerçekleştiren Tanıtmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Yazıcı, “31 Mart’ta oy için insanların kutuplaştırıldığı, iftiraların atıldığı bir seçim süreci geçirdik. En fazla iftiraya, tehdide uğrayan da Saadet Partimiz oldu. Seçim sonuçları ilan edildiğinde Saadet Partimizin önemi bir kez daha ortaya çıktı. İstanbul’da yaptığımız kamuoyu araştırmasıyla birlikte bugünkü seçim kampanyamızın stratejisi ortaya çıkmış oldu. 23 Haziran’da toplumun tamamının ortak değerlerini ön plana çıkartmaya karar verdik. Bir kampanyayı güçlü kılan şey sahadaki sadakattir. Adaylarımızla birlikte sahada çalışacak teşkilat mensuplarımızın bu kampanyaya sadık bir çalışma yürütürse en güzel karşılığı almış oluruz. 31 Mart’ta olduğu gibi 23 Haziran’da da kıymetli adayımız ile yine konuşulan Saadet Partimiz olacaktır” şeklinde konuştu.

“NEFRETİ DEĞİL SEVGİYİ DİLLENDİREN BİR PARTİ OLACAĞIZ”

Seçimlerde kararsız seçmenlerin etkili olacağını ifade eden Yazıcı, “Sayıca yadsınamayacak kadar kararsız ve oyları geçersiz sayılan bir seçmen kitlesi var. Nefret dili değil sevgi dili, kutuplaşmanın karşısında ortak değerleri dillendiren bir siyasi parti olacağız. Adaleti yeniden baki kılacaksak bunun zamanı 23 Haziran’dır. Mekânı İstanbul’dur. Bunu hayata geçirecek ise Saadet Partimizdir” diye konuştu.

ALLAH’IN RIZASINI KAZANMAK İÇİN MÜCADELE EDENLER…

Programda konuşan Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, “24 Haziran seçimlerinden önce henüz adaylarımız belli değilken birisi bana “Türkiye’de satın alınamayan tek parti sizsiniz” dedi. Bütün zorluklara rağmen gecenin bu vaktinde böyle bir salonu doldurabilmek, anca sizin gibi Allah’ın rızasını kazanmak için mücadele edenlerle olabilir. Bir dava partisinden merkez bir parti çıkabilir mi? Evet çıkar. Saadet Partisi’nin dile getirdiği bütün söylemler, gerçekler toplumun tamamında karşılık bulabilmektedir” açıklamalarında bulundu.

ADİL DÜZENİ İNŞA ETMELİYİZ

Programa Almanya’dan katılan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir İslam, Avrupa’dan selam getirdiğini dile getirdi. İslam konuşmasında “Saadet Partililer olarak hayatımızın iki gayesi vardır. Biri tevhid diğeri ise yeryüzünde adaleti sağlamaktır. İşte bu yüzden Rahmetli Erbakan Hocamızın kurduğu Saadet Partimiz adalet kavramını hiçbir zaman ikinci bir plana atmadı. Adil düzeni inşa etmek için uğraştı. Günümüzde adaletten söz etmek mümkün değil. Adaletin tesis olmadığı yerde zulüm vardır. Bütün insanlara, yaratılmış hangi canlı varsa merhametli olmalıyız” ifadelerine yer verdi.

FATİH SULTAN MEHMED HÂN’IN AYASOFYA CAMİİ VAKFİYESİ

“Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse…, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun. Ebeddiyyen Cehennem’de kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum