Çocukluğumuzun unutulmayan kahramanı Cin Ali

Çocukluğumuzun unutulmayan kahramanı Cin Ali

Çocukluğumuzun unutulmaz kahramanı Cin Ali, 1968’den bu yana çocukların hayatına dokunmaya, yol göstermeye devam ediyor.

Eğitimci Rasim Kaygusuz, çocukların kolay bir şekilde okuma yazma öğrenebilmesi için oyunla okuma öğrenme tekniklerini geliştirdi. 10 araçtan oluşan bu teknik içerisinde 1968 yılında ‘Cin Ali’ isimli ilk kitap serisini çıkaran Kaygusuz, 1968’den bu yana çocukların hayatına dokunmaya devam ediyor. Birçok çocuğa okuma ve yazmayı sevdiren Cin Ali’nin hikâyesi Rasim Kaygusuz’un kızları tarafından müzeye dönüştürülerek yaşatılmaya, nesilden nesile aktarılmaya devam ediyor.

Rasim öğretmenin, Cin Ali'nin ‘ablaları’ olarak adlandırdığı Suna ve Selma olarak kitaplarında yer verdiği kızları Nevin Kaygusuz Apaydın ve Nesrin Kalaycıoğlu ile Cin Ali Müzesi, Cin Ali’nin var olma hikâyesi hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

whatsapp-image-2023-01-20-at-00-49-20.jpeg

CİN ALİ’NİN ABLALARINDAN DİNLEDİK

Cin Ali’deki Suna karakteri olan ‘Cin Ali’nin ablasıyım’ ifadesini kullanan Mimar Nevin Kaygusuz Apaydın, “Cin Ali Cumhuriyet ile başlamış bir öykü. Annem babam cumhuriyetin ilk çocuklarından. İkisi de köy çocuğu ve köy enstitüsü mezunu. Cumhuriyetin ilk yıllarında büyük bir öğretmen açığı var. Babam Rasim Kaygusuz bugün Ankara’nın Sincan’a bağlı Zirkayı köyünden. Hasanoğlan Köy Enstitüsü mezunu. Babam eğitimini tamamladıktan sonra mecburi hizmetini yapmak için köye geri döndüğünde 18 yaşındaydı. Köye döndükten sonra babamla amcamın ilk işi köy okuluna ek bina yapmak oluyor. Amcam demirci babam marangoz olunca ve köylülerinde yardımlarıyla el birliğiyle okula ek binayı yapıyorlar. Burada sadece çocuklara okuma yazma değil ev ekonomisinden, çocuk bakımına, marangozluğa kadar bildiği her şeyi öğretmiştir. Yine çocuklarla beraber, çocukların ağaç dikmeyi öğrenmesi için okulun bahçesini ağaçlandırıyorlar. Aslında kurak, çorak bir arazide ‘burada meyve ağacı yetişmez’ diye dalga geçilen bir yerde meyve bahçesi yapılıyor. Şu an burası yeşil bir köy” şeklinde konuştu.

img-2304.jpg

1968 ‘DEN BU YANA SEVİLEN KARAKTER

Apaydın, “Annem Remziye Kaygusuz o zamanlar Artvin’e bağlı Fındıklı’nın Hara Köyü’nden. Beşikdüzü Köy Enstitüsü mezunu. Cumhuriyetle beraber okuma yazma öğrenip 14 yaşında önce Trabzon Beşikdüzü’ne sonra Ankara Hasanoğlan’a okumak için gidiyor. Eğitimini tamamladıktan sonra köye geri döndüğünde babam ile tanışıyor ve kader ağlarını burada örüyor. Annem ve babam bir süre sonra evlenme kararı alıp evleniyorlar. Babam 1960 yılında Gazi Eğitim’in pedagoji bölümünü bitiriyor. Bu bölümde öğrendiklerini de mesleğinde uyguluyor. Bu süreçte ‘Oyunla Okuma Öğretme’ diye bir yöntem geliştiriyor. Burada babam diyor ki ‘çocuklar oyunla okumayı öğrenirlerse hem çok severler hem de kolay öğrenirler.’ O dönemde öğretmen iyi olursa çocuk okumayı seviyor iyi olmazsa nefret ediyor. Oyunla Okuma Öğrenme yönteminde 10 araç bulunuyor. Bu yöntem ve araçlar sayesinde eğitimde çok başarılı sonuçlar alınıyor fakat çocuk okumaya geçtiği zaman bir kitap gerekiyor. O zamanda ‘kitap yazmalıyım’ diyen babam ‘Cin Ali’ kitabını ortaya çıkarıyor. 1968 yılında Cin Ali serisi çıkıyor. Bu seri çıktıktan sonra diğer bütün araçlar gölgede kalıyor. O kadar seviliyor ve yayılıyor ki artık Cin Ali kitapları bilinir oluyor ve biz bugün bunlardan bir kısmını hala üretiyoruz. Müzenin etkinliklerinde kullanıyoruz. Çocuklara tanıtıyoruz” diye konuştu.

whatsapp-image-2023-01-31-at-11-15-33-3.jpeg

HERKES İÇİN ÇOK DEĞERLİ BİR ESER

Cin Ali kitabının Selma karakteri ikinci abla Nesrin Kalaycıoğlu ise, Cin Ali kitabından şu şekilde bahsetti: “Babama Cin Ali’nin babası diyorlar o zamanlar. Cin Ali hiç büyümüyor hep 7 yaşında. Bir çizgi kahraman. Cin Ali hayali bir karakter. Biz iki kız kardeşiz. O zamanlar babam bir kahramana ihtiyaç duyunca iki kızı var bir de erkek karakter olsun düşüncesiyle Ali karakterini oluşturuyor. Kızları olduğu için erkek karakter oldu. Ali zaten çok kolay öğrenilen bir isim. Diğerlerinden farklı olsun diye de ‘cin gibi çocuk, uyanık, zeki’ anlamına gelsin diye ‘Cin Ali’ oluyor kitabın ismi. Bizim için çok önemli ve değerli bir eser. Herkes için önemli ve değerli olduğunu da biz çok sonradan öğrendik” diye konuştu.

whatsapp-image-2023-01-20-at-00-49-22-001.jpeg

“HER ZAMAN YARDIMCI DERS KİTABIYIZ”

Öğretmen Rasim Kaygusuz’un çocuklara birçok şey kazandırdığını dile getiren Kalaycıoğlu, “Babamın ilk tasarladığı şey ‘Çözümlü Alfabe’, onun arkasından ‘Oyunla Okuma Küpleri, Tombala Kartları, Yazmayan kalem, Telle okuma, Fişler’ gibi birçok araç tasarladı. 1988 yılında babamı kaybettik. Bir süre biz idare etmeye çalıştık. Sonrasında başka bir yayınevine süreli olarak yayın hakkı verdik. 2005 yılında müfredat değişti ve bu değişiklikle Cin Ali yasaklandı. Biz bu duruma çok bozulduk. ‘Cin Ali tarihe karışıyor’ diye kamuoyunda yayılmaya başladı. Biz zaten müfredatta değiliz. Biz her zaman yardımcı ders, hikâye kitabıyız. Hiçbir zaman MEB ile iş birliği yapmadık. Her zaman bağımsızdık bugünde aynı bağımsızlığı sürdürüyoruz” açıklamalarında bulundu.

whatsapp-image-2023-01-31-at-11-15-33-4.jpeg

“CİN ALİ BİZİMDİR”

Kalaycıoğlu, “Çıkan haberlerden sonra ‘böyle bir şey olmaz’ dedik ve 3 gün sonra bir gazeteden ‘Cin Ali Bizimdir’ diye bir haber yayınladığını gördük. O zaman biz ‘sadece bizim için değil toplum içinde Cin Ali’nin önemli olduğunu’ kavradık. O gün bir şeyler yapmamız gerektiğini anladık. 2017 yılında bizim telif hakkımız geri döndü. Yeniden baskı için konuşmaya başladık. Cin Ali kitaplarını yeniden çıkarmaya başladık. Biz o dönemlerde kiminle konuşursak konuşalım Cin Ali’den o kadar güzel bahsediyordu ki herkesin gözleri parlıyordu. Yüzlerinde kocaman bir gülümseme oluşuyordu ve herkesin Cin Ali için bir projesi vardı. İnsanlar Cin Ali kitapları hakkında konuşuyorlar. ‘Bir kitap bir insanın hayatında nasıl bu kadar etkili olabiliyor?’ diye ben çok şaşırıyordum” dedi.

whatsapp-image-2023-01-31-at-11-15-33.jpeg

CİN ALİ’Yİ OKUYAN UNUTMUYOR

Kalaycıoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “O dönemlerde eski baskıları bulunmamaya, Cin Ali piyasadan çekilmeye başlamıştı. Çünkü 1980’lerde Cin Ali’nin 30 tane taklidi ve korsan baskısı vardı. Hepsi Cin Ali ile aynı kalitede değil. Cin Ali’leri okuyanlar unutmuyor. Böyle bir fark var. Sonrasında 2013 yılında tekrar bastık ve herkes yeniden projelerinden bahsetmeye başladı. Bizde bu süreçte bir vakıf kuralım dedik herkes gelip burada projelerini konuşsun istedik. 2014 yılında bina aramaya başladık. Herkes bize bu süreçte Cin Ali’yi soruyor ‘Kimdir, hikâyesi nedir?’ diyerek. Bizde herkese tek tek anlatmaktansa müze kuralım, müzede anlatalım dedik. 2014 yılında müze fikri otaya atıldı. Müzeyi kurarken ‘Cin Ali kadar sade, anlaşılır ve insanların hoş duygularla hareket edebileceği, yüzünde bir gülümseme ile ayrılabileceği’ bir amaçla yola çıktık. 2016 yılında Cin Ali Eğitim ve Kültür Vakfı’nı, 2019 yılında da Cin Ali Müzesi’ni kurduk” diye konuştu.

whatsapp-image-2023-01-31-at-11-15-33-6.jpeg

AİLE KÖŞESİNDEN, ÖNLÜKLERE KADAR HER ŞEY DÜŞÜNÜLMÜŞ

Kalaycıoğlu, “Müze içerisinde babam Rasim Kaygusuz’un ve annem Remziye Kaygusuz’un hayatını anlatan aile köşemiz, o dönemlere ait özel eşyalarımız, babamın oyunla okuma öğrenme yöntemi adı altında oluşturduğu araçlarının orijinalleri, o dönemleri yansıttığı düşüncesiyle oluşturulmuş eski okul sırası, masası, kara tahta ve siyah önlüklerin yer aldığı temsili bir sınıf bulunuyor. Yine müzeyi ziyaret eden çocukların Cin Ali’ye mektup yazabilecekleri bir köşe, Cin Ali’nin ilk olmasa da ikinci serisine ait baskıların bulunduğu bir oda ve babamın imzalı tek Cin Ali kitabı da burada yer alıyor” şeklinde konuşarak sözlerini sonlandırdı.

Buket Beslen/ İLKSAYFA-

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.