Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Başkent halkına Kerbela'yı yaşatıyorlar”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Başkent halkına Kerbela'yı yaşatıyorlar”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında Ankara’daki su kesintilerine değinerek, “Başkent halkına günlerdir Kerbela'yı yaşatıyorlar” dedi.

Yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ekim 2024'ten 21 Temmuz 2025'e kadar süren yasama yılındaki çalışmaları dolayısıyla milletvekillerine teşekkür etti. Bu süreçte 32 kanun teklifinin yasalaştığını belirten Erdoğan, "İklim kanunundan öğretmenlik meslek kanununa, siber güvenlikten emeklilerimizin maaş ve bayram ikramiyelerine kadar geniş bir yelpazede milletimizin beklentilerine cevap verdik." ifadelerini kullandı.

Konuşmasının önemli bir bölümünü Gazze'deki duruma ayıran Erdoğan, ikinci yılını dolduran saldırılarda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve AK Parti grubunun takdire şayan bir duruş sergilediğini vurguladı. Erdoğan, "Türkiye Büyük Millet Meclisinin tüm dünya parlamentolarına örnek olan cesaretli tavrında öncülüğü hamdolsun biz yaptık, grubumuz yaptı, milletvekillerimiz yaptı, Cumhur İttifakı yaptı" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti;

Şunu sizlerin ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımın çok iyi bilmesini isterim: Çoğu çocuk ve kadın, 67 bin Gazzeli kardeşimizin şehit edildiği, 170 bine yakın Gazzeli mazlumun yaralandığı bu toplu kıyımın bir an önce son bulması için gereken neyse, Türkiye olarak hiç tereddütsüz yapıyoruz. İnsani yardımlardan diplomatik temaslara, ticaretin durdurulmasından Filistin devletinin tanınmasına kadar her alanda yoğun çaba içindeyiz.

Dünya liderleriyle görüşmelerimizde Gazze'deki soykırım ve İsrail'in artan saldırganlığı hep ilk sıralarda yer alıyor. Engel olunmadığı takdirde Arz-ı Mev'ud hezeyanıyla hareket eden İsrail hükümetinin bölgemizi sürükleyebileceği felaketlere dikkat çekiyoruz. Gayemiz, daha fazla masum ölmeden, daha fazla yıkım yaşanmadan, daha fazla kan ve gözyaşı akmadan bölgemizde kalıcı istikrarın sağlanmasıdır. Gazzeli mazlumların iki yıldır çektiği acıların bir an evvel dinmesi en büyük arzumuzdur. Amerikan Başkanı Sayın Trump'ın barış çabalarına aktif destek vererek bölgemizi sıkıştığı bu cendereden süratle çıkarmak istiyoruz. Biz bir taraftan Dışişleri Bakanımız ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız, diğer taraftan muhataplarımızla sürekli temas halindeyiz.

Filistin direniş örgütü Hamas, Sayın Trump'ın barış planına son derece müspet cevap vermiş, böylece barış iradesini çok net ortaya koymuştur. Ancak şurası bir gerçek ki, barış tek kanatlı bir kuş değildir. Barışın tüm yükünü Hamas'a ve Filistinlilere yüklemek ne adildir, ne doğrudur, ne de gerçekçi bir yaklaşımdır. Şu anda barışa giden yolun önündeki en büyük engel, İsrail'in saldırılarıdır. İsrail, Sayın Trump'ın açık çağrılarına rağmen olumlu atmosferi baltalayan saldırılarına devam etmektedir. Gerçekten barış isteniyorsa İsrail'in saldırıları derhal durdurulmalıdır. Kanla, katliamla, haydutlukla, canilikle varılabilecek hiçbir yer olmadığını İsrail hükümetinin anlaması gerekiyor.

"GAZZE'Yİ DEVASA BİR ENKAZ YIĞININA ÇEVİRDİLER"

İşte tam 2 yıldır soykırım suçlarında Hitler'i bile geride bıraktılar. 365 kilometrekareye hapsettikleri 2,5 milyon insana her türlü zulmü, her türlü barbarlığı reva gördüler. Gazetecileri, doktorları, insani yardım görevlilerini canice katlettiler. Açlığı bir silah olarak kullanıp masum çocukları açlıktan öldürdüler. Gazze'yi devasa bir enkaz yığınına çevirdiler. Ama ne yaptılarsa Gazze halkının direniş iradesini kıramadılar. Gazze'nin topraklarını savunan kahraman evlatlarına diz çöktüremediler. Gazze'yi dünyanın en büyük çocuk mezarlığına çevirdikleri halde Gazze halkını teslim alamadılar. Zulüm olduğu sürece zalime direnen mazlumlar da muhakkak olacaktır.

İşgal sürdüğü müddetçe işgalcilere kıyam eden serdengeçtiler de muhakkak olacaktır. Ateşkes ve adil bir barış tüm taraflar için en makul tercihtir. Bugün Şarm El-Şeyh'te yapılan görüşmeler kritik önemdedir. İnşallah güzel bir haber almayı ümit ediyoruz. Biz bunun için çabalamaya devam edeceğiz. Bu süreçte Filistinli kardeşlerimizi de asla ve asla yalnız bırakmayacağız. Bu vesileyle 5 Ekim Pazar günü 81 ilimizde özgürlüğe yürüyen milyonlara teşekkür ediyor, Gazze için sessiz çığlık yürüyüşü düzenleyerek mazlumlara destek olan kadın kollarımızı canıgönülden tebrik ediyorum. Daha önce de söyledim, bugün tekrar ediyorum. 14 yıllık zulmün ardından nasıl Suriyeli kardeşlerimiz hürriyetlerine kavuştuysa, inşallah Filistinli kardeşlerimiz de muvaffak olacak, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti mutlaka kurulacaktır. Rabbim Filistinli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Rabbim şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını inşallah cennet eylesin.

Parti olarak tüm teşkilatımızla yaz aylarında da boş durmadık. Genel merkezimizde, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerimizle, milletvekillerimizle, kadın ve gençlik kollarımızla yaz döneminde tam kadro sahadaydık. Türkiye yüzyılı buluşmalarıyla 49 günde ülkemizin tamamında toplumun farklı kesimleriyle bir araya geldik. Bu toplantılarda milletimizin tenkit ve tespitlerine kulak verdik, fikirlerini not ettik, bizlere yepyeni ufuklar açan değerlendirmelerini hassasiyetle dinledik. Şunu tekrar altını çizerek ifade etmek istiyorum. Biz siyaset yolculuğunu milletin kılavuzluğunda yapan bir partiyiz. Attığı her adımda önce milletin, sonra vicdanın sesine kulak verip öyle yürüyen, öyle hareket eden bir kadroyuz. Hep söylüyorum, bu partiyi kuran millettir. Kuruluşundan yalnızca 15 ay sonra iktidara taşıyan yine millettir. 24 yıldır partimizin arkasında dağ gibi duran yine aziz milletimizin bizatihi ta kendisidir. Tam 24 senedir gücümüzü sadece milletten alıyoruz. Milletin bize çizdiği istikamette eğilmeden, bükülmeden dimdik yürüyoruz. İnşallah bundan sonra da milletin rehberliğinde siyaset yapacak, milletin belirlediği rotadan sapmayacağız.

Bu noktada yeni yasama yılımız çok ama çok mühimdir. Yeni dönemde bizi çok yoğun bir gündem bekliyor. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak meclisimizin dördüncü yasama yılını çok daha verimli bir çalışma dönemi haline getirmek arzusundayız. Komisyonlardan genel kurul aşamasına kadar meclisin tüm çalışma safhalarında her birinizden aktif katkı bekliyorum. Öncelikli vazifemizin yasama olduğunu unutmadan vaktimizin ve enerjimizin kahir ekseriyetini inşallah oraya teksif edeceğiz. Ana muhalefetin boş gündemlerle, içi boş tartışmalarla bizi oyalamasına izin vermeyeceğiz. Millete ve memlekete hizmet aşkımızı örseleyecek her girişim karşısında uyanık olacağız. Bakınız, meclis açış konuşmamda da dikkat çektim. AK Parti fıtratı itibariyle reformların partisidir. Türkiye'ye son 23 yıldaki büyük dönüşümleri, büyük reformları biz yaşattık.

İçinde bulunduğumuz yasama yılını da ekonomiden yerel yönetimlere, hak ve özgürlüklerden adalete birçok alanda kritik reformları hayata geçirdiğimiz bir dönem olarak tahayyül ediyoruz. Yerel yönetimlerde denge denetleme eksikliğinin can yakıcı sonuçlarına son dönemde yürütülen yolsuzluk operasyonlarında hepimiz şahit oluyoruz. Milyarlarca lira belediyelere çöreklenmiş akbabalara adeta peşkeş çekilmiş ama ortada hizmetin, eserin, icraatın, yatırımın kırıntısı bile yok. Hizmet beklentisiyle yetkiyi veren halk, ancak büyüyen, semiren, banka hesapları kabaran bir avuç türeyliden başkası değildir.

Hem yerel yönetimlere güveni zedeleyen hem de hizmet kalitesini dibe çeken bu sorunların üzerine mutlaka gidilmesi gerekiyor. Son skandallarla iyice törpülenen belediyelere yönelik inancın restore edilmesi şarttır. Aynı şekilde Türkiye ekonomisini geleceğe hazırlayacak, sanayide dönüşüm, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm alanlarında iddialı hazırlıklar içindeyiz. İnşallah bunları yakında meclisimizin takdirine sunacağız. Temennimiz kamuda şeffaflığı, hesap verebilirliği ve verimliliği daha da artıracak bu reform hamlesine herkesin hüsnüniyetle destek vermesidir.

Özellikle belediyelerdeki itibar kaybının müsebbibi olan ana muhalefetin reform çabalarımızı desteklemesi bir nevi günahlarına kefaret olacaktır. Hal böyleyken beyefendi dün çıkmış, daha çöpünü bile düzenli toplayamadıkları milletten özür dileyeceğine güya okul müdürlerine çağrı yapıyor. Öyle bir pişkinlik ki başkent halkına günlerdir Kerbela'yı yaşatıyorlar, bir de utanmadan yok telefon edin, şunu yapalım, bunu yapalım diyorlar. Yahu sen önce çöpleri topla. Sen önce vatandaşa su ver. Sen önce milleti çöp dağlarından, kokudan kurtar. Sen önce rüşvet çamurunu bir temizle. Sizin hiç insafınız, hiç vicdanınız yok mu? 25 yıllık hizmeti üzerine tek bir artı koymadan 3-5 senede çarçur ettiniz, şehirlerimizi 25-30 yıl öncesine götürdünüz, milleti her gün trafikte perişan ediyorsunuz, özür dileyeceğinize bir de yüzsüzce bize sataşıyorsunuz. Hadi milletten utanmıyorsunuz, bari Allah'tan korkun. Hadi kendinize saygınız yok, Ankara'da elinde su bidonlarıyla bekleyen vatandaşımıza da mı saygınız yok?"

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.