Din, hayata huzur ve anlam katar

Hayat zaman zaman yorgunluk, karmaşa ve yalnızlık hissiyle insanı sınar. Ekonomik kaygılar, sağlık sorunları veya sosyal yalnızlık, günlük yaşamın zorluklarını artırabilir. Bu süreçte insanın en çok ihtiyaç duyduğu unsur, bir anlam ve dayanaktır. Din, hayatın merkezine yerleşerek yalnızca namaz, oruç veya hacca gitmekle sınırlı kalmayıp, sabır, güzel söz, affetme, alçakgönüllülük ve yardımlaşma gibi değerleri yaşam biçimi haline getirir.

İnanç, kişiye hem kendi iç huzurunu sağlar hem de çevresine olumlu enerji taşır. İbadet, kalbi arındırırken, ahlak bireyi toplum içinde değerli ve saygı gören bir konuma taşır. Toplumda yalanın yokluğu, hakkaniyetin gözetilmesi ve insanlar arası dostane davranışlar, yaşam kalitesini artırır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) de insanlara kolaylaştırmayı, zorlaştırmamayı, müjdelemeyi ve nefret ettirmemeyi öğütlemiştir. Bu öğütler, dinin sadece bireysel değil toplumsal huzur için de önem taşıdığını gösterir. İnsanlar, inançlarını günlük yaşamlarına yansıttığında, hem kendi yaşamlarına hem de toplumun refahına katkıda bulunur.

DİN HAYATI GÜZELLEŞTİRİR

Hayat bazen yorucu, bazen karmaşık, bazen de boş gelir insana. Kimimiz geçim derdiyle uğraşır, kimimiz sağlık, kimimiz yalnızlık çekeriz. Gün gelir seviniriz, gün gelir ağlarız. İşte bu gelgitlerin içinde insanın en çok ihtiyaç duyduğu şey, bir anlam, bir dayanak, bir huzur kaynağıdır. İşte tam da burada din, hayatın merkezine yerleşir ani yalnızca namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek değil Din, aynı zamanda sabırlı olmak, güzel söz söylemek, affetmek, alçakgönüllü olmak, haksızlık yapmamak, yardım etmek, paylaşmak ve en önemlisi de iyi bir insan olmaktır. Bir insan inandığı değerlerle yaşarsa, hem kendisine hem de çevresine huzur verir. Çünkü iman, kalbe huzur verir. İbadet, kalbi temizler. Ahlak ise insanı insan yapar. Düşünün, bir toplumda herkes yalan söylemese, kimse kimsenin hakkına girmese, herkes birbirine selam verse, tebessüm etse Böyle bir yerde yaşamak ne kadar güzel olurdu, değil mi? İşte din bize bunu öğretir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurur. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin.”