Dua ile güçlenmek ve huzura kavuşmak

Dua, insanın hayatında yalnızca sıkıntı anlarında başvurduğu bir çıkış yolu değildir. Allah ile kurulan en içten bağ, en derin ve samimi konuşma şeklidir. İnsan duada rol yapamaz, yalan söyleyemez; her sözü içten ve gerçek olur. Kur’an-ı Kerim’de, “Bana dua edin, size cevap vereyim” buyrularak duanın önemine dikkat çekilmiştir. Dua, insanın fıtratında var olan ve Rabbini hatırlamasını sağlayan bir ibadettir. Ne kadar çok dua edersek Allah’a yaklaşır, kalbimiz o kadar huzur bulur ve güçlenir. Allah, bazı duaları kabul eder, bazılarını daha iyisi için erteleyebilir ya da bir beladan korumak amacıyla geciktirebilir; ancak hiçbir dua karşılıksız kalmaz. Dua, boşluğa değil, duyan ve karşılık veren bir Yüce Rabb’e yöneltilir. Sessizce edilen gözyaşlı bir dua, kalbi arındıran bir rahmettir ve kişiyi hayatta yalnız bırakmaz.

DUA İLE YAŞAMAK DUA İLE GÜÇLENMEK

Dua, sadece sıkıntı anında edilen bir çıkış kapısı değildir. Dua, Allah ile kurulan en samimi bağ, en derin konuşmadır. İnsan duada ne rol yapabilir, ne de yalan söyleyebilir. Her kelimesi gerçektir, her damlası içtendir. Çünkü Allah, kalpten çıkan her sözün şahididir. Kur’an’da şöyle buyrulur, Bana dua edin, size cevap vereyim. (Mü’min, 60) Bu ayet, aslında duanın ne kadar büyük bir nimet olduğunu gösterir. Allah, kuluna Yeter ki iste diyor. Ne kadar büyük bir merhamet, ne kadar yüce bir kapı, Aslında biz, çoğu zaman farkında olmadan dua ederiz. Çünkü dua, fıtratımızda vardır. Dua, insanın Rabbini hatırladığı andır. Ve bir insan, Allah’ı ne kadar çok hatırlarsa; o kadar huzurlu, o kadar güçlü olur. Bazen Allah, duanı kabul eder, Bazen daha iyisini verir, Bazen de seni bir beladan korumak için o isteğini erteler, Ama hiçbir dua karşılıksız kalmaz. Çünkü dua, boşluğa değil, duyan ve karşılık veren bir Rabbe yapılır. Dua, kalbin ilacıdır. Sessiz bir gecede edilen gözyaşlı bir dua, kalbi yıkayan bir rahmettir. İnsan ne kadar çok dua ederse, Allah’a o kadar yaklaşır. Ve Allah’a yakın olan hiç kimse, hayatta yapayalnız değildir.