Futbolun zarif yeteneği Kaká 43 yaşında

Milan ve Real Madrid'in efsane isimlerinden olan, Dünya Kupası şampiyonluğu yaşayan ve 2007 yılında Ballon d'Or ödülünün sahibi olan Brezilyalı yıldız, sahada gösterdiği zarif futbol ve saha dışındaki mütevazı kişiliğiyle futbolseverlerin gönlünde taht kurdu. Zarif tekniği, sahayı okuma yeteneği ve göz alıcı golleriyle futbolun en büyük yıldızlarından biri olan Kaká, futbol dünyasında bıraktığı izin yanı sıra, saha dışındaki örnek duruşuyla da takdir topladı. Kariyeri boyunca birçok ciddi sakatlık yaşamasına rağmen her defasında güçlü bir şekilde geri dönen Brezilyalı yıldız, azmin ve inancın sembolü haline geldi.

ÇOCUKLUK YILLARI VE FUTBOLA İLK ADIMLAR

Ricardo Izecson dos Santos Leite, 22 Nisan 1982'de orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak Brezilya'nın başkenti Brasilia'da dünyaya geldi. Ailesi tarafından "Kaká" lakabıyla çağrılan küçük Ricardo, henüz 8 yaşındayken futbol oynamaya başladı. Brezilya'nın futbol kültüründe büyüyen Kaká, sokak aralarında ve mahalle sahalarında sergilediği yetenekle kısa sürede dikkatleri üzerine çekti.

Kaká'nın hayatındaki dönüm noktalarından biri, 18 yaşındayken geçirdiği havuz kazasıydı. Omurgasını kıran genç futbolcu, bir daha yürüyememe tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu zorlu süreçte dini inancına sığınan Kaká, mucizevi bir şekilde iyileşti ve bu deneyimi hayatının en önemli sınavlarından biri olarak tanımladı. Daha sonraki yıllarda gol attıktan sonra gökyüzünü işaret etmesi ve "I Belong to Jesus" yazılı tişört giymesi, bu olayın hayatında bıraktığı izin göstergesiydi.

SAO PAULO'DAN AVRUPA'YA UZANAN KARİYER

Profesyonel futbol kariyerine 2001 yılında Sao Paulo kulübünde başlayan Kaká, ilk sezonunda sergilediği performansla Brezilya futbolunun yeni yıldızı olarak anılmaya başladı. 2002 yılında henüz 20 yaşındayken Brezilya Milli Takımı'nın Dünya Kupası kadrosuna dahil edildi ve takımının beşinci dünya şampiyonluğuna uzanan yolculuğunda pay sahibi oldu.

2003 yılında 8,5 milyon euro karşılığında İtalyan devi AC Milan'a transfer olan Kaká, Avrupa futboluna adapte olmakta hiç zorlanmadı. San Siro'da geçirdiği altı sezonda gösterdiği olağanüstü performansla dünya futbolunun en büyük yıldızlarından biri haline geldi. Milan formasıyla 2007 yılında UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşayan Brezilyalı yıldız, aynı yıl futbolun en prestijli bireysel ödülü olan Ballon d'Or'u kazandı. Cristiano Ronaldo ve Lionel Messi hegemonyası öncesinde bu ödülü kazanan son futbolcu olarak tarihe geçti.

REAL MADRID DÖNEMİ VE SON YILLAR

2009 yılında dönemin rekor transfer bedeli olan 67 milyon euro karşılığında Real Madrid'e transfer olan Kaká, İspanyol devinde beklentileri tam anlamıyla karşılayamadı. Özellikle sakatlıkların gölgesinde geçen Madrid kariyerinde, eski performansını yakalayamadı. Ancak buna rağmen, teknik kapasitesi ve profesyonelliğiyle takım arkadaşlarının ve taraftarların saygısını kazanmayı başardı.

2013 yılında tekrar AC Milan'a dönen Kaká, bir sezon sonra Amerikan Ligi MLS'te Orlando City'ye transfer oldu. Amerika serüveninde de kalitesini konuşturan Brezilyalı yıldız, 2017 yılında futbol kariyerini noktalama kararı aldı. Profesyonel kariyeri boyunca 651 maçta 208 gol ve 153 asistlik etkileyici bir istatistiğe imza attı.

SAHA DIŞINDAKİ KAKÁ VE MİRASI

Kaká, saha içindeki başarılarının yanı sıra saha dışındaki duruşuyla da örnek bir sporcu olarak anıldı. Mütevazı kişiliği, hayır işlerine verdiği önem ve aile bağlarına olan düşkünlüğüyle futbol dünyasında saygın bir isim haline geldi. 2004 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) açlıkla mücadele programının iyi niyet elçisi olarak görev yapan Kaká, geliştirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de takdir topladı.

Futbolculuk kariyerinin ardından futbol yöneticiliği üzerine eğitim alan Kaká, zaman zaman televizyon programlarında futbol yorumculuğu yaparak tecrübelerini paylaşıyor. Eski kulübü Milan'da yöneticilik yapma hayali olan Brezilyalı efsane, futbola farklı bir boyutta hizmet etmeye devam etmeyi planlıyor.

FUTBOLUN BİR ZARİF CAHİLİ

Kaká'nın futbol tarzı, güç ve zarafetin mükemmel bir birleşimiydi. Sahada adeta dans eder gibi hareket eden, topla buluştuğunda oyunun ritmini değiştiren bir oyuncu olarak hatırlanıyor. Özellikle orta sahadan hızla ceza sahasına sokularak attığı goller, Kaká'nın imzası haline gelmişti.

Futbol otoriteleri tarafından "modern futbolun son romantiklerinden" biri olarak tanımlanan Kaká, günümüz futbolunda giderek azalan bir futbolcu profilini temsil ediyordu. Topla buluştuğunda tribünleri ayağa kaldıran, rakip defansları tek başına çözebilen ve oyunun güzelliğini ön plana çıkaran bir futbol anlayışıyla, milyonlarca futbolseverin gönlünde taht kurdu.