Garip akımının kurucularındandı: Vefatının 37. yılında Oktay Rıfat
Türk edebiyatının önemli isimlerinden, Garip akımının kurucularından şair ve yazar Oktay Rifat Horozcu, bundan tam 37 yıl önce bugün 18 Nisan 1988'de hayatını kaybetti.
Yarım asrı aşkın edebi kariyerinde şiir, roman, oyun ve denemeler kaleme alan Oktay Rifat, Türk şiirinde çığır açan "Üç Garip" hareketinden Türk şiirinin modernleşmesine uzanan süreçte derin izler bıraktı. Oktay Rifat, Türk edebiyatında kendine has üslubu, sürekli yenilenen şiir anlayışı ve çok yönlü sanatçı kişiliğiyle tanınıyor. Şiirlerinde kullandığı sade dil, günlük yaşamdan alınan imgeler ve felsefi derinlik, onu çağdaşlarından ayıran özellikler arasında yer alıyor. Vefatının üzerinden geçen 37 yıla rağmen eserleri hala okunmaya ve incelenmeye devam ediliyor.
ÇOCUKLUK YILLARI VE AİLESİ
Oktay Rifat, 10 Haziran 1914 tarihinde Trabzon'da doğdu. Babası Samih Rifat, dönemin tanınmış edebiyatçı ve devlet adamlarından biriydi. Türk Dil Kurumu'nun kurucularından olan Samih Rifat, oğlunun edebi yönünün gelişmesinde önemli bir etken oldu. Aile, Oktay Rifat henüz çocukken İstanbul'a taşındı. Burada başlayan eğitim hayatı, küçük yaştan itibaren edebiyata olan ilgisinin pekişmesini sağladı.
Refik Halit Karay gibi dönemin önde gelen yazarlarının evlerinde düzenlenen edebi sohbetlere katılan genç Oktay, erken yaşta edebiyat dünyasıyla tanıştı. Babasının ölümünden sonra aile sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalsa da, edebiyata olan tutkusundan hiçbir zaman vazgeçmedi.
EĞİTİM VE GENÇLİK YILLARI
İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da tamamlayan Oktay Rifat, 1936 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Mezuniyetinin ardından devlet bursuyla Fransa'ya giderek Paris Siyasal Bilgiler Okulu'nda eğitim gördü. Fransa'da bulunduğu dönem, onun dünya edebiyatını ve sanatını yakından tanımasına olanak sağladı.
Paris'te bulunduğu yıllarda sürrealizm akımından etkilenen şair, Avrupa'daki çağdaş sanat akımlarını yakından takip etti. 1938 yılında İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine Türkiye'ye dönen Oktay Rifat, Ankara'da Maliye Bakanlığı'nda görev almaya başladı. Bu dönemde edebiyat çalışmalarını da sürdüren şair, yakın arkadaşları Orhan Veli ve Melih Cevdet Anday ile birlikte Türk şiirinde devrim niteliğinde bir hareket başlattı.
GARİP AKIMI VE EDEBİ DÖNÜŞÜM
Orhan Veli ve Melih Cevdet Anday ile birlikte 1941 yılında yayımladıkları "Garip" adlı şiir kitabıyla Türk edebiyatında yeni bir dönem başlattılar. "Üç Garip" olarak anılan bu üç arkadaş, o güne kadar şiirde kullanılan süslü ve ağdalı dile, kalıplaşmış şiir anlayışına ve ölçü-kafiye zorunluluğuna karşı çıktılar. Sıradan insanın günlük yaşamını, sokağın dilini şiire taşıyan bu akım, dönemin edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.
Oktay Rifat, Garip akımının öncülerinden biri olmasına rağmen, zamanla kendi şiir anlayışını geliştirdi. 1950'li yıllardan itibaren şiirlerinde daha derin ve felsefi bir yaklaşıma yönelen şair, özellikle İkinci Yeni akımının etkisiyle şiirlerinde imgesel bir zenginliğe ulaştı. Ancak hiçbir zaman anlaşılması zor, kapalı bir şiiri benimsemedi; aksine imgeyi, dili ve anlamı ustalıkla dengeledi.
ÖZEL HAYATI VE KİŞİLİĞİ
1945 yılında Aliye Hanım ile evlenen Oktay Rifat'ın Samih adında bir oğlu dünyaya geldi. Mütevazı bir yaşam süren şair, sanatını hiçbir zaman ticari bir araç olarak görmedi. Maliye Bakanlığı'ndaki görevinden sonra avukatlık yapan Oktay Rifat, hayatının son dönemlerinde kendini tamamen edebiyata adadı.
Arkadaşları tarafından alçakgönüllü, zarif ve kültürlü bir kişi olarak tanımlanan Oktay Rifat, edebiyat dünyasında saygın bir yere sahipti. Aynı zamanda iyi bir çevirmen olan şair, Fransız edebiyatından önemli eserleri Türkçeye kazandırdı. Fransız şairi Arthur Rimbaud'dan yaptığı çeviriler, Türk okurlarının dünya edebiyatıyla buluşmasına katkı sağladı.
ESERLERİ VE EDEBİ MİRASI
Oktay Rifat'ın ilk şiir kitabı "Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler", 1945 yılında yayımlandı. Ardından "Güzelleme" (1945), "Aşağı Yukarı" (1952), "Karga ile Tilki" (1954), "Perçemli Sokak" (1956), "Aşık Merdiveni" (1958), "Elleri Var Özgürlüğün" (1966), "Şiirler" (1969), "Yeni Şiirler" (1973), "Çobanıl Şiirler" (1976), "Bir Cigara İçimi" (1979), "Dilsiz ve Çıplak" (1984) ve "Koca Bir Yaz" (1987) gibi şiir kitapları yayımlandı.
Şiirin yanı sıra roman ve tiyatro alanında da eserler veren sanatçının "Bir Kadının Penceresinden" (1976), "Danaburnu" (1980) ve "Bay Lear" (1982) adlı romanları ile "Birtakım İnsanlar" (1961), "Yağmur Sıkıntısı" (1969), "Atları da Vururlar" (1971) ve "Kadınlar Arasında" (1966) adlı oyunları bulunuyor.
Oktay Rifat, 1970 yılında "Şiirler" adlı kitabıyla TDK Şiir Ödülü'nü, 1980 yılında "Danaburnu" adlı romanıyla Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü kazandı. Ayrıca 1987 yılında "Koca Bir Yaz" adlı şiir kitabıyla Yeditepe Şiir Armağanı'na layık görüldü.
VEFATI VE ARDINDAN KALANLAR
Oktay Rifat, 18 Nisan 1988 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Vefatının ardından geride bıraktığı zengin edebi miras, günümüzde de Türk edebiyatının önemli kaynakları arasında yer almaya devam ediyor.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.