Hakkı Öznur, Ülkücülere işkence edenleri açıkladı: Amerika'nın çocukları

Hakkı Öznur, Ülkücülere işkence edenleri açıkladı: Amerika'nın çocukları

Ülkücü Hareket kitabının yazarı Hakkı Öznur, 12 Eylül sürecinde Mamak Cezaevi’nde ülkücülere işkence eden isimleri bir bir ifşa ederek, “İşkenceciler ABD ve Nato’nun ‘Bizim Çocukları’dır” dedi.

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’nun açıklamalarıyla yeniden gündem olan Mamak Cezaevi’nde ülkücülere yapılan işkenceler, dönemin gazete kupürleriyle gözler önüne serildi.

HAKKI ÖZNUR AÇIKLADI

Ülkücü Hareket kitabının yazarı Hakkı Öznur, 12 Eylül sürecinde Mamak Cezaevi’nde ülkücülere işkence eden isimleri bir ifşa ederek, “İşkenceciler ABD ve Nato’nun ‘Bizim Çocukları’dır” dedi. Öznur o döneme ait gazete kupürleri de paylaştı.

9 ciltlik “Ülkücü Hareket” kitabının yazarı Hakkı Öznur, 12 Eylül döneminin öne çıkan isimlerinden olan Piyade Binbaşı Esat Oktay Yıldıran ve Albay Raci Tetik ile ilgili şok iddialarda bulundu.

Öznur, Esat Oktay Yıldıran’ın Mamak cezaevinde görev yapmadığını, ülkücülere işkence yaptıran ve seyreden kişinin Mamak Cezaevi Komutanı zalim Albay, Raci Tetik olduğunu söyledi.

mamak-iskence.jpg

İSİM VERDİ

Hakkı Öznur, ülkücü düşmanı Savcı Albay Nurettin Soyer’in emrinde Zeki Kaman ve Dürüst Oktay gibi polis şeflerinin aralarında olduğu, 12 kişilik POL-DER’li solcu polis timinin C-5’te ve Emniyet’te Ülkücülere işkence yaptığını anlattı.

İŞKENCECİNİN SAĞCISI SOLCUSU OLMAZ

Binbaşı Esad Oktay Yıldıran’ın, 12 Eylül Darbesi sonrası 24 Şubat 1981-1983 tarihleri arasında Diyarbakır 5 No'lu Askerî Cezaevi'nde güvenlik amiri olarak görev yaptığını, 22 Ekim 1988 günü eşi ve çocuğu ile birlikte Ümraniye'nin Sarıgazi semtindeki askeri lojmanların önündeki duraktan bindiği halk otobüsüne silahlı saldırı düzenleyen PKK terör örgütü tarafından öldürüldüğünü, kabrinin Edirnekapı şehitliğinde olduğunu söyleyen Hakkı Öznur, 12 Eylül döneminde hem ülkücülere hem devrimcilere işkence yapıldığını belirterek ”İşkencecinin sağcısı solcusu olmaz” diye konuştu.

İŞKENCE İNSANLIK SUÇUDUR

Hayatı ülkücü hareketin içinde geçmiş ve 12 Eylül’de Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte Mamak Cezaevi’nde işkence görmüş bir isim olan Hakkı Öznur şöyle devam etti: “İşkenceci işkencecidir ve insanlık düşmanıdır. İşkence insanlık suçudur. Mazereti, gerekçesi, sebebi ne olursa olsun zaman aşımı yoktur. Ve insanlık var oldukça suç sayılacaktır.”

mamak-ulkucu-iskence.jpg

Öznur, Mamak Cezaevi başta olmak üzere birçok cezaevlerinde ülkücülerin işkence ile öldürüldüğünü Raci Tetik’in idama giden ülkücülere Muhsin Yazıcıoğlu gibi Ülkücü Gençlik liderliği yapmış bir isme ve çok sayıda Ülkücüye büyük zulümler yaptığını, ülkücüleri tabutluklara attırdığını, görüş yasakları koyduğunu şu sözlerle anlattı:

İŞKENCE GÖRENLERDEN BİRİ OLARAK ANLATIYORUM

“Ülkücü tarihini yazan ve 12 Eylül Darbesi olduğunda Mamak Cezaevi’nde yatan yüzlerce ülkücüden biri olarak bizatihi tarihe şunları not düşmek istiyorum:

1981 -1983 yıllarında Yüzbaşı rütbesiyle, Diyarbakır Cezaevinde İç Güvenlik Amiri olarak görev yapan P-Binbaşı Esat Oktay Yıldıran Mamak Cezaevinde görev yapmamıştır. Marksist zihniyetli POL-DER ‘li polis şefi ülkücü düşmanı Dürüst Oktay ile P. Binbaşı Esat Oktay Yıldıran’ı birbirine karıştırıyorlar. Biri polis şefi biri subaydır. Mamak Cezaevinde Ülkücülere işkence yapan, yaptıran kişi 1980 Ağustos başında Mamak Cezaevinde göreve başlayan 4 yıl komutanlık yapan sadist/ psikopat işkenceci Albay Raci Tetik’tir.

12 Eylül 1980 tarihinde de darbe yapıp, yönetime el koyan cunta rejimi tarafından, hareketin lideri Başbuğumuz Alparslan Türkeş, MHP ve Ülkücü kuruluşların yöneticileri dâhil 50 binden fazla ülküdaşımız, gözaltına alınmıştır. Binlercesi, uydurulan senaryo, tertip, düzmece belge ve yalancı şahitlerle haksız yere suçlanarak, tutuklanmıştır.

Genel Merkez yöneticilerinden milletvekili olanlar Kirazlıdere Dil Okulu’nda başka partilerden haklarında kovuşturma yürütülen siyasetçilerle birlikte tutuldular. Disiplin kurulu üyeleri dâhil diğer yöneticiler Mamak’a götürüldüler. Burada yaşlarına, sıfatlarına ve konumlarına bakılmaksızın standart hâle getirilen ağır eziyet ve işkenceyle karşı karşıya bırakıldılar. Milliyetçi Ülkücü Hareketin mensupları askeriyeye ve emniyete ait olan viranelerde işkencelerden geçirilmişlerdi.

1944 yılında Sansaryan Han’da işkencecilerin “beyin tavası” dediği tabutluk işkencelerini gördük. 12 Eylül döneminde C-5’lerde benzerlerini yaşadık. Mamak’ta C-5’te, Zincidere’de Malatya’da, Bursa’da, Eskişehir’de; Türkiye’nin dört bir yanında işkencehanelerde Ülkücüler şehit edildi. Dava arkadaşlarımızı şehit ettiler, intihar süsü verdiler.

MUHSİN YAZICIOĞLU, C-5'TE İŞKENCE GÖRDÜ!

12 Eylül 1980 öncesi Ülkücü gençlik hareketinin lideri olan Muhsin Yazıcıoğlu başta olmak üzere, binlerce Ülkücü, Ankara Mamak’taki 4. Kolordu Komutanlığı 28. Mekanize Piyade Tümeni içerisinde bulunan C-5 adlı işkence merkezinde işkencelerden geçirildi. Muhsin Başkan’ın, adına “C-5” denilen işkencehanede gördüğü işkence, 13 Şubat 1981 tarihli “ilk muayene” kaydında, ‘dirseklerinde yara, parmaklarında yanık izleri ve idrarında kan’ tespit edildi bilgisiyle yer alıyordu.

C-5 adlı işkence merkezinde işkencelerden geçirilen Ülkücüler, daha sonra A Blok’ta “kafes” denen Kenan cehenneminde dayaktan geçiriliyorlardı. C-5 ve kafesten sonra dayaklar götürüldükleri hücre ve koğuşlarda da devam ediyordu.

Soyer ve emrindeki asker-polis karışımı Solcu çete, Beşli Konsey’i arkalarına alarak Mamak’ta her türlü hukuksuzluğu yapmışlardır. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara Mamak Askeri Cezaevi’ne C-5 adlı özel işkence merkezine getirilen Ülkücülere, Başbuğ Türkeş ve Muhsin Başkan başta olmak üzere Ülkücü hareketin önde gelen isimlerinin aleyhine ifade vermeleri için büyük baskı ve işkenceler yaptılar.

İŞKENCECİ RACİ TETİK GLADYONUN ELEMANIDIR!

İstanbul''da TSK Çamlıca Özel Bakım Merkezi’nde uzun yıllardır saklanan, zalim, işkenceci Albay Raci Tetik hesap vermeden öldü. Tıpkı Amerika’nın “Bizim Çocukları” olan Faşist Kenan Evren’in başını çektiği “Beşli Konsey” ve Nurettin Soyer gibi sözde hukukçular vb. zulme iştirak eden birçok isimler gibi hesap vermeden bu dünyadan gitti.

“Özel Harp” elemanlarından olan işkenceci Tetik, Temmuz 1980''de Mamak Askeri Cezaevi Komutanı olarak atandı. Beşli çetenin ve NATO merkezli gladyonun özel elemanlarından olan Raci Tetik, özel yetiştirilmiş ekibi ile uzun yıllar Mamak Askeri Cezaevi’ni zulümle yönetti. Cezaevini işkencehaneye, zulümhaneye çevirdi.

Gladyo tarafından yıllarca korunan, himaye altında olan Raci Tetik, sadece Mamak Askeri Cezaevi’nin komutanı değil, o dönem Mamak’ta işkenceci biridir. 1979 – 1988 arası Ankara Mamak Askeri Cezaevi’nde binlerce siyasi yattı. İşkence görmeyen, zulüm görmeyen insan yok. Hem işkencelerde hem cezaevindeki insanlık dışı uygulamalar sonucu Ülkücü ve Devrimci birçok kişi öldürüldü, sakat kaldı, aklını ve ruh sağlığını yitirdi. Gördükleri işkenceler, zulümler sonucunda kimi içeride kimi dışarıda hayata veda etti. Yezid zihniyetli zalim Raci Tetik işkencecilerin şefiydi, Mamak’ın celladıydı, işkencecisiydi.

Diktatör Kenan Evren ve çetesinin övgülerine mazhar olmuş Raci Tetik, 12 Eylül’ün simge isimlerinden biri, ama sadece biri. 12 Eylül darbesini yapan Beşli Konsey’in yani ABD/NATO’nun “Bizim Çocuklar” dediği Amerikancı generallerin Mamak''taki adamıydı

12 Eylül darbesinden 15gün önce 28 Ağustos 1980 günü Mamak Askeri Cezaevi’nde ilk uygulama başlatıldı. Ayrı ayrı koğuşlarda kalan Ülkücüler ve Devrimciler ayrı ayrı cezaevi avlusuna çıkartılarak toplu dayaktan geçirildiler. Ardından cezaevinde fiziki işkenceler ve baskılar başladı. 12 Eylül’ün ayak seslerini ilk duyan Mamak Askeri Cezaevi’nde yatan siyasiler oldu. Darbe sonrası işkenceler sistematik hale getirildi.

İŞKENCELERLE ŞEHİT ETTİLER “İNTİHAR SÜSÜ” VERMEYE ÇALIŞTILAR!

Ülkücülerin işkence gördüğü merkezlerden biri İstanbul Harbiye''deydi. Adana Bölgesi''nin işkence merkezi Polis Okulu''ydu. Kayseri''de Zincidere adı verilen bir işkence merkezi vardı. Malatya, Bursa, Eskişehir, Sivas, Erzurum, Konya vb. yerlerde Emniyet Müdürlüğü''nün içindeki özel işkence merkezleri vardı.

Mamak’ta C-5’te, Zincidere’de Malatya’da, Bursa’da, Eskişehir’de; Türkiye’nin dört bir yanında işkencehanelerde Ülkücüler şehit edildi. Dava arkadaşlarımızı şehit ettiler intihar süsü verdiler. 12 Eylül savcıları ve 12 Eylül mahkemeleri, işkencecileri aklayarak ve onlara hiçbir şey yapmayarak ödüllendirmişler ve açıkça insanlık dışı işkenceleri teşvik etmişlerdir.

10 Kasım 1980 günü Abidinpaşa ülkücülerinden, Ankara Çubuklu 18 yaşındaki Bekir Bağ adlı ülküdaşımız; 1 Ekim 1981 günü yine Abidinpaşa ülkücülerinden Nevşehirli ülküdaşımız Hasan Alemlioğlu, Raci Tetik’in cezaevi komutanı olduğu süreçte şehit edildiler. Bekir Bağ, C-5’te işkence gördükten sonra götürüldüğü hücrede şehit düştü.

Bekir Bağ ülküdaşımızı şehit edenler arasında Zeki Kaman ve Dürüst Oktay gibi işkenceci polis şefleri de vardır. Bekir Bağ şehit edilmiş, Raci Tetik ise işkencecileri korumuş himaye altına almıştır. Cezaevi doktoru Mehmet Yıldız doktorluk yeminini çiğnemiş, intihar yönünde rapor vermiştir.

“MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”nın sanıklarından Hüseyin Kurumahmutoğlu, yine Mamak Cezaevi’nde, 14 Temmuz 1987 tarihinde şehit düştü. 21 Mart 1981 günü Aydın Demirkol, 26 Mart 1981 günü Mehmet Kazgan ülküdaşlarımız Malatya Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan işkencelerin ardından emniyet binasından atılarak şehit edildiler. 1 Ağustos 1981 günü Cumali Şimşek, Kayseri Zincidere’de, 23 Eylül 1980 günü Rafet Demir, Bursa emniyetinde şehit edildiler. Şehit edilen ülküdaşlarımız için intihar ve hastalık raporu verdiler.

İşkencelerin yapıldığı MAMAK Cezaevi komutanı Albay Raci Tetik ve diğer görevliler şunlardı: C Blok İç Emniyet Amiri Tank Binbaşı Ahmet Uluçay, Piyade Yarbay Engin Egin, A Blok İç Emniyet Amiri Hv. Yüzbaşı Mehmet Bozdemir, Hv. Yüzbaşı Tamer Öğdüm, Binbaşı Baysal Balaban, Yüzbaşı Ferruh Parmaksızoğlu, Topçu Yüzbaşı Mehmet Özer, A Blok Yüzbaşı Tuna Akkurt, A Blok P. Teğmen Hıfzı Çubuklu, D Blok İç Emniyet Amiri Yüzbaşı Ali Canpolak, Üstteğmen Ali Yurtsevdi, P. Teğmen Savaş Biçer.

Özellikle idam cezası alan ülkücülere yönelik cezaevi yönetiminin insanlık dışı zalim uygulamaları vardı. İdam cezası alanlar, A blok Tecrit 2 Ön’de bulunan 35 ve 36 numaralı hücrelerde yatardı.

“Özel Harp” elemanlarından olan işkenceci Tetik, Ağustosun ilk haftasında 1980'de Mamak Askeri Cezaevi Komutanı olarak atandı. Beşli çetenin ve NATO merkezli gladyo’nun özel elemanlarından olan Raci Tetik, özel yetiştirilmiş ekibi ile uzun yıllar Mamak Askeri Cezaevi’ni zulümle yönetti. Cezaevini işkencehaneye, zulümhaneye çevirdi. Zalim Raci Tetik, işkencecilerin şefiydi, Mamak’ın celladıydı, işkencecisiydi. Diktatör Kenan Evren ve çetesinin övgülerine mazhar olmuştu.

Mamak Cezaevi Komutanlığı’na atanan Tetik, nasıl bir yönetim kuracağını hemen belli etmişti. Koğuşlara hücrelere sürekli baskınlar yaptırdı. Tutuklular havalandırmada toplu dayaklardan geçiriliyordu. Görüşlere giderken bile koridorlar cop sesleri ile inliyordu. Saatler süren dayaklar, kan gölüne dönen koğuşlar, hücreler, Raci Tetik gerçeğidir.

ÜLKÜCÜ DÜŞMANI NURETTİN SOYER VE RACİ TETİK İDAMA GİDEN ÜLKÜCÜLERE HER TÜRLÜ ZULMÜ YAPTILAR

Türkiye’nin dört bir yanından Ankara Mamak Askeri Cezaevi’ne C-5 adlı özel işkence merkezine getirilen Ülkücülere, Başbuğ Türkeş ve Muhsin Başkan başta olmak üzere Ülkücü hareketin önde gelen isimlerinin aleyhine ifade vermeleri için büyük baskı ve işkenceler yaptılar.

İdam edilen Mustafa Pehlivanoğlu, Fikri Arıkan, Ali Bülent Orkan gibi ülküdaşlarımızı hücrelerinden çıkartıp tekrar işkenceli sorgulara almışlar ve “Türkeş’i ve Yazıcıoğlu’nu suçlayın, idamınızı engelleriz” gibi alçakça tekliflerde bulunmuşlardır.

Ülkücülere, idam edileceklerini bildikleri halde bu kirli oyunu oynayan, Hava Hakim Albay Nurettin Soyer’in içinde bulunduğu çetede cezaevi komutanı Raci Tetik de vardı. İdama gidenleri hücrelerinden çıkartıp dövdüler, insanlık dışı eziyetlerde bulundular.

Sadece Ankara C-5’te değil Türkiye’nin dört bir yanında askeriyeye ve emniyete ait işkence merkezlerinde on binlerce Ülkücü hareket mensubu işkencelerden geçirildi.

MAMAK CEZAEVİ’NDE BİRÇOK ÜLKÜDAŞIMIZ İŞKENCE İLE ŞEHİT EDİLDİ!

Türkiye, insanlık onuru ve hukukun ayaklar altına alındığı 12 Eylül darbesi sonrası hala 45 yıl sonra bile işkencecileri konuşuyor.

Ankara Mamak’taki 4. Kolordu Komutanlığı 28. Mekanize Piyade Tümeni içerisinde bulunan C-5 adlı işkence merkezinde işkencelerden geçirilen Ülkücüler, daha sonra A Blok’ta “kafes” denen Kenan cehenneminde dayaktan geçiriliyorlardı. C-5 ve kafesten sonra dayaklar götürüldükleri hücre ve koğuşlarda da devam ediyordu. Toplu dayaklar, falakalar, tabutluklar bir Mamak gerçeğidir.

Ülkücülerin işkence gördüğü merkezlerden biri İstanbul Harbiye'deydi. Adana Bölgesi'nin işkence merkezi Polis Okulu'ydu. Kayseri'de "Zinci Dede" adı verilen bir işkence merkezi vardı. Malatya, Bursa, Eskişehir, Sivas, Erzurum, Konya vb. yerlerde Emniyet Müdürlüğü'nün içindeki özel işkence merkezleri vardı. Ülkücüler, Türkiye’nin dört bir yanındaki işkence merkezlerinde işkenceler gördü. Birçok dava arkadaşımız, ülküdaşımız, insanlık dışı işkencelerde şehit düştüler.

Zeki Kaman, Dürüst Oktay gibi POL-DER mensubu solcu işkenceci polis şefleri ve Mamak Cezaevi komutanı Raci Tetik denen alçak, şehit edilen ülküdaşlarımız için intihar ve hastalık raporu verdiler.

Ülkücü hareket düşmanı bazı askeri savcı ve hakimler işkenceli sorgulara bizzat eşlik ediyordu. Muhsin Yazıcıoğlu başta olmak üzere, binlerce Ülkücü, Mamak Askeri Cezaevi’nde özellikle C-5 adlı özel işkence merkezinde 1 ay işkencelerden geçirildi.

Direk, Kenan Evren’e bağlı Askeri savcılıkta, savcılık karakolu kurulmuştu. Bu karakolun yanında C-5 adlı işkence merkezi vardı. POL-DER’ li Polis şefleri Zeki Kaman, Dürüst Oktay burada Ülkücüler aleyhine özel çalışma yürütüyorlardı. MHP ve Ülkücü kuruluşlarla ilgili evraklar ülkücü düşmanı bu polis şefinin ve onunla birlikte çalışan polislerin elindeydi. Nurettin Soyer 12 kişiden oluşan Zeki Kaman ekibine Ülkücüleri gözaltına aldırıyor, işkence ettiriyordu. Bütün bu yaşananlar Soyer’in bilgi ve talimatıyla olmuştur.

Dönemin bir askeri yetkilisi, Savcı olmayan polis şefi, Zeki Kaman’ı Savcıların olduğu yerde görünce, “siz burada ne yapıyorsunuz? sizin burda ne işiniz var? diye sormuştu. Savcı Soyer’e ve Konsey’e güvenen Zeki Kaman ise cevaben “Türkeş Amcanın defterini dürmekle meşgulüz” diyordu. Zeki Kaman denilen alçak bu cüreti Nurettin Soyer’den ve cunta rejiminden alıyordu. Hakim ve savcılardan olması gereken dosyalar POL-DER’li çetelerin elinde geziyordu.

ÇOK SAYIDA ÜLKÜDAŞIMIZ TABUTLUK’A ATILMIŞTIR

Mamak Cezaevi yönetimi keyfine göre uygulamalar yapardı. Mamak Cezaevi kapısına gelen aileler birçok kez görüş yasaklarıyla karşılaşmışlardır. Kimileri 3 hafta, kimileri 5 hafta evlatlarıyla görüşememiştir. 7.5 sene Mamak Cezaevinde yatan 12 Eylül öncesi ÜOD ve ÜGD Genel Başkanlığı yapan Muhsin Yazıcıoğlu da defalarca konan görüş yasağı nedeni ile ailesi ile görüşemeyenlerdendi.

Raci Tetik, Mamak Cezaevinde despotluğuna, baskılarına, keyfi uygulamalarına karşı çıkan ve karşısına dikilen Muhsin Başkan’a görüş yasağı koydurmuştu.

Mamak Askeri Cezaevi’nde “tabutluk” denen yerler vardı. ‘Tabutluk’ diye tabir edilen yerler A blokta bulunan zemin 1, 2, 3 diye bilinen koğuşların altındaki yerlerdi. ‘Tabutluk’ denilen yer Raci Tetik döneminde uygulamaya sokulmuştur. İşkencelere direnen, keyfi uygulamalara karşı çıkan Ülkücüler, Raci Tetik ve ekibi tarafından ‘tabutluk’ denen yere sokulmuş ve birçok kişi günlerce, haftalarca bu karanlık yerde kalmıştır.”

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.