Halk Sokaklara İnmeseydi Katliam Olacaktı

Halk Sokaklara İnmeseydi Katliam Olacaktı

AK Parti Ankara İl Başkanı Nedim Yamalı, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı ve darbe girişimi hakkındaki sorularımızı cevapladı. Ankara’da AK Parti Teşkilatının darbe girişimine karşı cesurca mücadele ettiğini belirten Nedim Yamalı, “Halk sokaklara in

 

UĞUR ÖĞÜT / HABERVAKTİM

 

Habervaktim’e konuşan AK Parti Ankara İl Başkanı Nedim Yamalı 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı ve darbe girişimi hakkındaki sorularımızı cevapladı.

AK Parti Teşkilatının darbe girişimine karşı cesurca mücadele ettiğini ifade eden Yamalı, “Eğer herkes çok erken sahalara inmeseydi, bütün teşkilatlar dâhil AK Parti Teşkilatı, MHP’liler, CHP’liler, herhangi bir yere bağlı olmayan herkes sokaklara inmeseymiş sokaklara büyük bir katliam yaşanacakmış” şeklinde konuştu.

TEŞKİLATLARIMIZLA TANKLARIN KARŞISINDA DURDUK

Öncellikle darbe girişiminin yaşandığı gece neler yaşadınız ve ne tür önlemler aldınız?

İlk önce şunu belirtmek isterim 15 Temmuz’dan öncede savcılık bu FETÖ’yü silahlı bir örgüt olarak tanımlamıştı. Tabi biz teşkilat yapısı olarak özellikle son 2 yıldır Fethullah Gülen Terör Örgütü’nün faaliyetlerini oldukça hazırlıklı ve uyanık bir şekilde bekliyorduk. Dolayısıyla Ankara üzerinde ilk uçaklar uçtuğu zaman ve bunun neden olduğunu sorduğumuzda bir FETÖ kalkışması olduğunu öğrendiğimizde çok şaşırmadık. Kısa bir süre içerisinde hemen teşkilatlarımızı kendi yerlerine topladık, bizde il teşkilatına hemen geldik. Aşağı yukarı saat 23.00 civarı biz faaliyetlerimize başlamıştık. Uçak ilk uçtuğu zaman dışarıda bir arkadaş grubuyla birlikteydik, hemen il başkan yardımcılarını aradım, devletin ilgili yerleriyle temasa geçtik sonra il başkanlığı dışında bir yerde toplandık. Hemen genel merkezle ve Başbakanımızla irtibata geçtik olayın tam niteliğini öğrendikten sonrada stratejimizi belirledik neler yapmalıyız diye. İlk stratejimiz herkesin ilk önce ilçe binalarının önünde toplamasıydı, bütün üyelerimizi ilk etapta orada motive etmeye çalıştık. Hemen ilçe teşkilatlarımız kendi yerlerinde toplanmaya başladılar. Daha sonrada ilçe teşkilatlarımıza stratejimizi anlattık, görev yerlerini ve bölgelerini söyledik. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın vatandaşlarımızı meydanlara çağırmasından ve durumun kontrol altına alınacağını ifade etmesinden sonra meydanlara inen milletimizle beraber çalışmalarımız yaptık. Burada temel stratejimiz Ankara’ya askeri araçların girmesini önlemekti. Zaten halk büyük oranda askeri araçların önünü kesmek için mücadele ediyordu, nerden gelebilirler, ne yapmak lazım bunu düşündük. Askerle milletin ne kadar az karşı karşıya gelmemesini sağlarsak o kadar sorunsuz ve kolay hallolur diye düşündük. Tabi İstanbul’da il başkanlığının sürekli etrafını kontrol ettik, sıkıntılı anda burayı terk edecektik. İstanbul il başkanlığına askerler girdiğinde biz burayı terk ettik. Akay Caddesi’nden tanklar geliyordu o tarafta durduruldu, bizim arkadaşlar u tarafı kapatmıştı zaten gelemediler. Daha sonra biz buradan ayrıldık ve krizi yönetebileceğimiz bir yere gittik. Sıhhiye’den Ulus’a geçerken Ulus civarında tankların yanımızda gözümüzün önünde halka ateş açtığını ve oradaki insanların şehit olduğunu gözlerimizle gördük ve işin vahametini biraz daha iyi anladık. Burada milletin sağduyusu çok kritik bir rol oynadı. Ankara’da en büyük örgütlü gücüz, 650 bin üyemiz var. Çok becerikli cesur ilçe teşkilatlarımız var, düşüncemizin ötesinde hareket ettiler. Şunu fark ettik eğer herkes çok erken sahalara inmeseydi, bütün teşkilatlar dâhil AK Parti Teşkilatı, MHP’liler, CHP’liler, herhangi bir yere bağlı olmayan herkes sokaklara inmeseymiş sokaklara büyük bir katliam yaşanacakmış Ankara’da. Türkiye çok darbeler gördü, her nesil mutlaka bir darbe gördü, hepimiz aynı şeyi konuşuyoruz hala kendi milletine kurşun sıkan bir anlayış yoktu. Bunu gözümüzle görünce çok daha ciddi, çok daha stratejik davranmaya çalıştık. Şehrin içine giren asker vahşileşiyordu, hepsi için demiyorum. Ne kadar asker dışarıda tutulursa o kadar az zarar görecektik. Polatlı’dan asker girişini Polatlı Teşkilatımız ve Etimesgut, Sincan Teşkilatımızın bir kısmı durdurdu. Halkta zaten sokaklara çıkmıştı. Halk kontrolsüzdü ama bilinçliydi, askere durun diyorlardı. Teşkilatlarımızda deneyimli emekli askerler var, onlar bir takım yönlendirmeler yaptı ve çok faydaları oldu. Sokakta olan 100 binler, milyonlar bu durumun üstesinden geldiler.

ASKERİN İÇİNDEKİ DİRENİŞ DE ÇOK ÖNEMLİ

Milletin sokaklara inmesi darbenin önlenmesinde büyük etken siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu ordunun tamamı tarafından yapılan bir darbe değil, birçok askeri birlik çıkmadı. İllerde çıkacağız diye büyük bir niyetleri olsaydı çıkarlardı. Ankara, İstanbul dışındaki birlikler olaylara karışmadılar, o yüzden askerin içindeki direnişinde çok önemli olduğunu görmek lazım. FETÖ’ye karşı askerin iç direnişi en kritik olaydır esasında burada, birçok jandarma komutanı hemen devletin ve milletin yanında yer aldı. Burada komplike bir mücadele oldu, milletin tepkisi ve orduya karşı askerin içinden direniş, polisimizin zaten mücadelesi ortada. Siyasi partilerin erken tavır almaları ve tepki göstermesi, basının mücadelesi büyük etken oldu. FETÖ’ye karşı milletin tavır aldığını herkes gördü, bu sapkın bir hareket, gözü dönmüş, bir cinnet hareketi. Böyle bir şey yapabilirler dedikleri zaman biz buna çok hazırlıklı olmamıza rağmen olay olup bittikten sonra halen sanki böyle bir hayal yaşamış gibi hissediyorduk.

DARBENİN ÖNE ÇEKİLMESİ İSTİHBARAT BAŞARISIDIR

Bu kalkışma gerçekleşmeden önce size ve teşkilatınıza bir girişim olacağı yönünde bir istihbarat geldi mi?

Hayır böyle bilgi gelmedi, bu kolayda değil gelmezde zaten. Şuan Milli İstihbarat Teşkilatımızın ve istihbarat teşkilatımızın üzerine çok gidiliyor. Bu bilgileri dünyada da kolay kolay ülkeler alamaz, mesele Fransa’da patlama öncesi bilgi alabildiler mi, birkaç gün önce Münih’te saldırı oldu bunlar kolay değil. Milli İstihbarat Teşkilatımızın durumu önceden öğrenmesi ve darbenin öne çekilmesi esasında bir istihbarat başarısıdır. Türkiye zorlu bir sürece giriyor, mesela Ergenekon yargılanmaları sürdü yıllarca ve bunda zorluk çekti Türkiye kolay altından kalkamadı. Bundan sonra görev herkese düşüyor, mecliste sadece hükümete değil, meclisteki bütün partiler aklını başına toplamalı yıllardır söylenen bu FETÖ’nün ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğunu anlamaya çalışmalı ve destek vermeli. Olağan Üstü Hal kanununda bile sıkıntı çektik, bunlar doğru değil. Başbakan kendi askeri ve ordusunun bir bölümü tarafından öldürülmek, şehit edilmek isteniyordu. Cumhurbaşkanlığı bombalanıyorsa, meclis bombalanıyorsa, milletimiz bombalanıyorsa, terörist bir kısım askerler kendi ülkesinin polisine bomba yağdırıyorsa OHAL bu zaman çıkmayacakta ne zaman çıkacak. Biz OHAL’i bize yapılanlara karşı değil de darbeyle başımıza gelenler bize baskı yapsınlar diye mi çıkartıyoruz. Bu Olağan Üstü Hal darbeciler için çıkartılmış o zaman. Şimdi uygulanmayacakta ne zaman uygulanacak, darbeciler başarılı olsaydı OHAL uygulamayacaklarımıydı, uygulayacaklardı. CHP’li arkadaşlarımız, kardeşlerimizi şuan bir eleştiri yapmak istemiyorum ama siyaset üzerine düşeni yapacak. Yargı, medya, bütün kurumlar üzerine düşeni yapacak ve iyi çalışacaklar.

TÜRKİYE YARI AÇIK CEZA EVİ HALİNE DÖNDÜRÜLEMEZ

Hala bir güruh darbe girişiminin ısrarla tiyatro olduğunu söylüyor, darbe yanlısı olanlar hakkında bir işlem yapılacak mı?

Türkiye büyük bir yarı açık ceza evi haline döndürülemez, çok sığ görüşlerle bizde karşılaşıyoruz. Her şeyi komplolarla açıklamaya çalışan bir grup var, bu tür zamanlarda büyük bir bilgi kirliliği olur. 15 Temmuz operasyonuyla ilgili soruşturmalar ifadeler, bilgiler, belgeler ve hukuki bir süreç başladığı zaman bu yorumların azalacağını düşünüyorum.

MAĞDURİYET OLMAMASI İÇİN HEPİMİZ GAYRET GÖSTERMELİYİZ

Kamu kurum ve kuruluşlarında FETÖ temizliği devam ediyor, memurların birçoğu endişeli FETÖ mensubu olmayıp ta mağdur olanlar için bir önleminiz var mı?        

Mağduriyetin yaşanmaması için hepimiz gayret göstermeliyiz. Tabi bu bir terör örgütü ve bunun açıkça şartları belli. Açık bir şekilde bu örgüte destek verenler, bu faaliyetin içinde bulunanlar, hala gizli gizli bir yerlerde toplanıp bir şeyler çevirenler hariç vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin endişelenmesi için hiçbir neden yok. Cumhurbaşkanımız bu durumu çok güzel ifade ediyor tabanı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet olan bir örgüt. İnsanlarda böyle, ancak şunu söyleyeyim 17-25 Aralık’tan sonra hala bu zamana kadar görüşlerini netleştirmeyen dindar insanları da şiddetle eleştiriyoruz. Bunların bir terör örgütü olmalarını anlamak için 250 tane şehit vermemize gerek yoktu. Samimiyetle takip etselerdi, analiz etselerdi bunların bir terör örgütü olduğunu, çılgın bir masonik örgüt olduğunu anlamaları gerekiyordu. Bunların faaliyetlerine katılmayanların herhangi bir endişe duymalarına gerek yok. 15 Temmuz’a kadar şiddetli bir mücadele yürütülüyordu. Bunların yaptıkları usulsüz yerleştirmelerden menfaat temin eden insanlar hakkında elbette hukukun gerektirdiği işlemler yapılacak.

MİLLETİMİZ KENDİNCE ORADA BİR ÖNLEM ALDI

Ankara’da büyük öneme sahip Gölbaşı Özel Harekat’a yapılan saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz ve Etimesgut Zırhlı Birlikte tehlike devam ediyor mu?

Gölbaşı Polis Özel Harekât bölgesi önemli bir bölge ve devletinin yanında olan ve darbeye karşı olan çok önemli bir emniyet gücü. Bu tabi terörist askerler için büyük bir tehditti, ilk önce bu yüzden orayı kontrol altına almak istediler. Eski darbelerde polisin önünü kuşatmak, girişi çıkışları kontrol altına almakla sınırlıydı. Böyle bir cinnet hali beklenmiyordu. Diğer taraftan da her askeri darbenin önemli figürleri olan tanklar. Etimesgut’ta bulunan Zırhlı Birlikler, Polatlı’dan gelen birlikler çok önemli bölgeler. Şuan güvensizlik ortamından dolayı milletimiz kendi hür iradesiyle orada. Tabi içeride neler yaşanıyor bilemeyiz ama milletimiz kendince orada bir önlem almış durumda. FETÖ ve buna benzer hastalıklı yapılar bu topraklarda var. Bunlar güçlendi ve güçlendiği zamanda böyle zararları oluyor. Bu ve buna benzer yapılara karşı herkesin mücadele etmesi ve sorumluluk alması lazım. İlk önce Allah’a karşı sorumluluğumuz daha sonra bu topraklarda yaşayanlara karşı sorumluluğumuz.       

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.